Diğer
    Ana SayfaSağlıkAğrınızla vedalaşmak için önce onu küçümsemeyi öğrenin

    Ağrınızla vedalaşmak için önce onu küçümsemeyi öğrenin

    -

    Herkesin ağrı eşiği farklı olabiliyor. Neye göre değişiyor bu eşik?
    Mesela elinizi bir ısıya değdirdiğiniz zaman vücuttaki belli reseptörler o ısıyı algılıyor. Aynı şekilde nosiseptör dediğimiz ağrı algılayıcıları var. Bu ağrı algılayıcıları ağrıyı algılıyor, beynin sinir uçları bu ağrıyı önce omuriliğe sonra beyne taşıyor. Her insanın bir mimarisi var. Beynin de bir mimarisi var. Bu beynin mimarisi aynı imzanız gibidir. Herkesin imzası birbirinden farklı. Beynin olaya yanıt verişi de farklı. Ağrı eşiği dediğiniz olay insanın ağrıya verdiği yanıtın boyutudur. Çok düşük ağrı gören de büyük tepki verebilirken, diğerinin çok ağrısı vardır ama dayanıklıdır az tepki verir. Bu beynin sinir sistemi yapısından tutun doğduğu andan itibaren aldığı tüm kültür, eğitim, cinsiyet, din hepsi bu mimari içerisinde belli bir yapıya oturur ve ağrıya cevap verir. O yüzden de ağrı eşiği insandan insana farklılık taşır. Ağrı eşiği sonradan güçlendirilebilir.

    Buda, ‘Her şey ağrıdır’ diyor. Doğum ağrıdır, sevdiğinden ayrılmak ağrıdır, nefret bile ağrıdır. Fransız şair Alfred de Musset, ‘İnsan çıraksa ağrı onun ustasıdır!’ diyerek özetliyor ağrıyı. Nietzsche ise kendisinden bekleneni yapıyor, ağrısına bir isim veriyor. Ona ‘köpek’ diyor. Ağrıyı aşağılayarak tedaviye çalışıyor. Ağrının kölesi olacağına, sahibi olmayı yeğliyor.

    Ağrıyı yenmek için neler yapılabilir?
    Böbrek taşı ağrısı en ciddi ağrılardan biridir. Ben taş düşürürken ağrı kesici kullanmıyorum. Beynimle ağrıyı kontrol altına alabiliyorum. Bu öğrenilen bir olaydır. Bunun eğitimleri var. Beyninizi belli noktalara odaklayarak, pozitif düşünerek ağrınızı kontrol altına alabilirsiniz. Bu sayede ağrı eşiğinizi yükseltebilirsiniz. Bir kitapta Nietzsche “Ağrıma köpek diyorum” diyor. Ağrıyı aşağılıyor ve başarılı oluyor. Bu şekilde ağrılarını kontrol altına alabilirsiniz. Örneğin ateş üzerinde yürüyen insanlar var. Bunlar tıkır tıkır sanki Bağdat Caddesi’nde yürür gibi yürüyor. Onlar ağrı çekmiyor. Çünkü ağrı eşikleri beyin tarafından kontrol altına alınarak çok kuvvetli oluyor. Bunun sebebi, vücudun ağrıya karşı birçok kimyasal madde salgılaması. Onların içinde belki de en ilginci olan endorfin dediğimiz morfin türevleri. Yani vücut, kimyasal yapısı neredeyse morfinle birebir eşdeğer olan maddeler salgılıyor.

    Endorfini yükseltmek için sizin önereceğiniz şeyler var mı?
    Egzersiz yapan insan her zaman daha sağlıklı oluyor. Sonuçta bir sürü kimyasal madde salgılanıyor ve bu maddeler ağrıyı dindirmek için işe yarıyor.

    Ne zaman uzmana başvurulmalı?
    Ani başlayan ağrılarda mutlaka hastaneye gidilmeli. Akut (alarm) ağrılarda da gidilmeli, kronik ağrılarda ise üç aydan sonra mutlaka gidilmeli. Bu uzmanlar genelde dalına bağlı olarak fizik tedavi, nöroloji, nöroşirürji ya da romatoloji bölümlerinden olabilir. Ağrının tedavisi o hekimin alanına girmiyorsa, hekim hastayı mutlaka doğru branştaki meslektaşına göndermeli.

    - Advertisement -

    “Ağrı kesicilerin fazla alınması da baş ağrısını artırır. Ağrı kesiciler bir noktadan sonra yanıt vermemeye başlar. Bunun tedavisi morfin tedavisi ile aynı. İlacı kesersin, ilk 15 gün çok acı çekersin ondan sonra ağrı pat diye kesilir. Hastaların ilk 15 gün gerçekten çok canları yanar. Daha sonra ağrı yavaşlar ve sonra tamamen kaybolur.”

    Ağrı kesici kullanımında nelere dikkat edilmeli?
    Türkiye’de en çok yapılan yanlışlardan biri ağrı kesici ve antibiyotiklerin yanlış kullanılması. Hesaplanan rakam senede iki milyon. Ağrı kesiciler sonuçta bir zehirdir. Arenos’un çok güzel bir lafı var: “Her ilaç zehirdir dozu ayarlanmadığı sürece.” Hastalar hekime sormak yerine ya eczaneye ya da yakınlarına soruyor. İlaç işe yaramazsa başkasını alıyorlar. Bu da ağrı kesicilerin yanlış kullanımlarını getiriyor.

    Devamı diğer sayfada



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz