Diğer
    Ana SayfaSağlıkAlzheimer'ı tanıyın

    Alzheimer’ı tanıyın

    -

    21 Eylül’de nerede olursunuz, ne yaparsınız bilmiyoruz. Ama nerede olursanız olun, lütfen, unutkanlığın ve bunamanın yaşlılığın doğal bir sonucu olmadığını, Alzheimer belirtisi olabileceğini hatırlayın. 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü. O gün, yaşlılar arasında en yaygın hastalıklardan biri olan Alzheimer’e dikkat çekiliyor. Biz de Alzheimer Vakfı Başkanı Prof. Dr. Murat Emre ile Alzheimer’ı konuştuk, önerilerine kulak verdik.

    Şimdi size, geçen gün cüzdanımı buzdolabında koyup, unuttuğumu söylersem şaşırırsınız değil mi? Peki ya aynı şeyi 85 yaşındaki anneannemin yaptığını anlatsam… Hiç kimse bunu o kadar sıra dışı bulmaz. Çünkü yaşlıların unutkan olması pek de ilginç bir durum olarak kabul edilmiyor. Oysa yaşlılıkla gelen unutkanlık doğal bir durum değil ve sıklıkla Alzheimer hastalığının bir habercisi. 21 Eylül günü tüm dünyada Alzheimer Günü olarak kabul ediliyor ve unutkanlık, konuşma zorluğu, eşyaları yanlış yerlere koyma gibi çeşitli sorunların, yaşlılığın doğal bir sonucu olmadığı, Alzheimer hastalığı nedeniyle ortaya çıkabileceğinin altı tekrar tekrar çiziliyor.
    Alzheimer hastalığı ile ilgili röportaj yaptığımız, Alzheimer Vakfı Başkanı Nöroloji ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Murat Emre, tüm hastalıklar gibi Alzheimer'ın da ciddiye alınması ve yaşlılığın doğal bir sonucu olmadığının topluma iyice anlatılması gerektiğini önemle vurguluyor.

    "Alzheimer" adı tanıdık ama…

    Unutkanlık ve yaşlılık. Bu iki kelime çoğu zaman beraber anılıyor. Yaşlıların yaptığı unutkanlıklar normal bulunuyor, yaşlılığın doğal bir getirisi olarak kabul ediliyor. Aslında kesinlikle değil. Neden? Çünkü Alzheimer son derece yaygın ve yaşla sıkı bir ilişkisi var. Örneğin 65- 70 yaşları arasında görülme sıklığı yüzde 2-3 civarı, 85 yaşın üzerindeki insanlarda ise her 3 kişiden 1'inde görülüyor. Bu tablo da Alzheimer'ın belirtisi olan unutkanlık, günlük işleri yerine getirme zorluğu, kelime bulmakta güçlük çekme gibi çeşitli problemlerin yaşla birlikte gelen doğal durumlar olduğu kanısının yayılmasına neden oluyor. Alzheimer adı topluma çok da yabancı değil. Ancak hastalığın belirtisi olan tüm problemler genel olarak "bunama" olarak adlandırılıyor ve doğal kabul ediliyor. Bu nedenle doktora başvurmakta gecikiliyor ve tüm hastalıklar gibi ciddiye alınması gereken Alzheimer'ın teşhisi gecikince tedavi süreci de zamanında başlayamıyor.

    Her unutkanlık Alzheimer mı?

    Demans tıp dilinde "bunama" anlamına geliyor. Bunama, daha önceden belli bir seviyede olan zihinsel işlevlerin sonradan sonraya bozulmaya başlaması, bu bozulmanın en az iki zihinsel alanı kapsaması ve günlük işleyişi bozacak kadar ciddi boyutta olması olarak tanımlanıyor. Bütün bunamaların yaklaşık üçte ikisi Alzheimer hastalığından kaynaklanıyor. Aslında bunamaya sebep olan değişik hastalıklar var. Bunların bir numaralısı, yüzde 65 – 70'ini kapsayan Alzheimeri ikincisi ise "Frontotemporal Demans" adı da verilen Pick hastalığı. Alzheimer hastalığı en sık ve öncelikli olarak bellek bölgelerini etkiliyor. O nedenle ortaya unutkanlık çıkmaya başlıyor. Buna karşıklık "Pick" hastalığı, beynin daha çok "dil" ve davranışlardan sorumlu bölgelerini etkiliyor. Buna bağlı olarak bu hastalarda ortaya kelime bulma, konuşma güçlüğü ve davranışların, kişiliğin değişmesi gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Yani bunama olarak kabul edilen durumun pek çok farklı sebebi olabiliyor.

    İlk belirti, çoğu zaman, unutkanlık

    Yaşla beraber tıpkı vücut fonksiyonları gibi zihin fonksiyonlarının da zayıflaması normal. Ancak bu durum günlük hayatı etkileyecek boyutta ise altında mutlaka bir hastalık yatıyor. Alzheimer hastalığının belirtilerinin en önemli özelliği kişinin günlük hayatını sürdürmesini etkilemeleri. Hastalık önce kişinin günlük işlerini yapmasını engelliyor sonra hayatını tek başına sürdüremez hale gelmesine neden oluyor. Hastalığın ilerleme hızı değişken. Ortalama olarak, başlangıcından kişinin tam bakıma muhtaç hale gelmesi, aşağı yukarı 7 ile 8 yıl sürüyor.
    Prof. Dr. Murat Emre, Alzheimer hastalığında öncelikle zihinsel işlev bozukluklarının görüldüğünü belirtiyor. Zihinsel işlev bozukluklarının arasında, unutkanlığı, eşyaların sık sık kaybedilmesini, aynı soruların tekrar tekrar sorulmasını saymak mümkün. Hastalığın gelişiminde zihinsel işlev bozukluklarını davranışsal sorunlar izliyor. Bunların arasında, kişilik değişiklikleri, olmayan şeylerin olduğuna inanılması, olmayan seslerin duyulması ve agresif tavırlar sergilenmesi bulunuyor..

    - Advertisement -

    Engellemek mümkün mü?

    Nedeni tam olarak bilinmeyen Alzheimer hastalığı nasıl engellenebilir? Bu konuda birçok çalışma yapılıyor. Birçoğu da hala devam ediyor. Prof. Dr. Emre, bu çalışmaların hepsini özetleyecek tek bir cümle olduğunu söylüyor; " Kalp için iyi olan her şey beyin için de iyidir." Yani, yüksek tansiyonu, yüksek kolesterolü düşürmek, doymuş yağlar açısından zengin bir beslenme diyetini tercih etmemek, genel olarak sağlıklı bir yaşam biçimi sürdürmek bu hastalığın riskini düşürmek için etkili bir yol olarak kabul ediliyor. Bunun yanında vücudu ve zihni aktif tutmanın da faydalı olduğuna inanılıyor. Çünkü böyle bir veri de var; yüksek eğitimli insanlarda risk daha az. Yani zihni eğitmek, çalıştırmak bu hastalığa karşı belirli bir ölçüde koruma sağlıyor.

    Tedaviyle yaşam kalitesi artıyor

    Alzheimer hastalığı'nın teşhisi için çeşitli testler yaptırılıyor. Çünkü her unutkanlığın kaynağı Alzheimer değil. Bu testlerde unutkanlığa, zihinsel sorunlara neden olabilecek tüm hastalıklar gözden geçiriliyor. Eğer bu sonucu doğuracak hiçbir hastalık saptanamazsa, o hastanın Alzheimer olduğu kanısına varılıyor.
    Prof. Dr. Emre, Alzheimer hastalarının beyninde birkaç tane kimyasal maddenin ciddi olarak azaldığını; bu maddelerin beyin hücrelerinin birbiriyle iletişim kurmak için kullandıkları taşıyıcı maddeler olduğunu söylüyor. Bunlardan bir tanesi "asetilkolin". Asetilkolin de hastaların beyninde ciddi olarak azalıyor. Bunun miktarını arttıran ilaçlar kullanılarak hastalarda belirli bir ölçüde düzelme sağlanıyor. Hastaların bellekleri, dikkatleri yine belirli ölçüde daha iyi oluyor.
    Hastalıkla savaşta kullanılan diğer bir madde de yüksek dozda E vitamini. Yapılan araştırmalar, yüksek dozda E vitamininin hastalığın gidişatını yüzde 20 – 25 civarında yavaşlattığını ortaya koyuyor. Prof. Dr. Emre, hastalığı durdurup geriye döndürecek mucizevi bir yöntem olmadığını ama şu an bilinen yöntemlerle yavaşlatılarak, hastaya önemli ölçüde yardımcı olunduğunu belirtiyor.

    Alzheimer Vakfı Yanınızda

    Alzheimer Vakfı, Türkiye'de Alzheimer hastalığını topluma daha iyi tanıtmak ve hasta yakınlarını bakım konusunda eğitmek amacıyla kurulmuş bir vakıf. Vakfın genel amacı, hastanın ve yakınlarının hayat kalitesini yükseltmek. Gönüllülerden, belediyelerden ve devletten destek alan vakıf, kitapçıklar hazırlıyor, hasta yakınlarına eğitimler veriyor ve hasta yakınları arasında destek gruplarının oluşturulmasını sağlıyor. Ankara'da Türkiye'nin ilk Alzheimer yatılı bakım evini kuran vakfın bir hedefi de bu tip yatılı ve gündüz bakım evlerini çoğaltmak. Alzheimer hastalığı ile ilgili daha fazla bilgi almak için;
    Alzheimer Bilgi Hattı: 0 800 211 80 24



    Önceki İçerik
    Sonraki İçerik

    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz