Diğer
    Ana SayfaİlişkiAşkınıza bağlı olun, bağımlı değil!

    Aşkınıza bağlı olun, bağımlı değil!

    -

    1274711642-0Birlikte olduğunuz insanla mutlu değilsiniz… Ayrılmaksa sizin için ölümle bir. Aklınızda hep ondan ayrıldıktan sonra daha da mutsuz olacağınız düşüncesi var. Kötü haber, aşk bağımlılığı hastalığına yakalanmış olabilirsiniz! Tedavinizin ilacıysa eczanede değil psikologlarda…

    Bağımlılık denilince akla ilk olarak uyuşturucu, kumar, alkol gibi kötü alışkanlıklar geliyor. Aslında aşk da, seks de bağımlılık yaratabiliyor. Peki her âşık olan, bağımlı olmaktan korkmalı mıdır, ya da birini çok seviyorsanız, bu, bağımlı olduğunuz anlamına mı gelir? Bu soruların cevabını aşk ve seks bağımlılığı konusunda uzmanlaşmış Psikolog Alper Aksoy ile konuştuk.

    Aşk bağımlılığını nasıl tanımlayabiliriz?
    Hoşlanmak, sevmek, romantik aşk, tutkulu ya da patolojik aşk olarak sınıflandırılan ilişki biçimleri arasında aşk, hoşlanmanın ötesinde olan bir kavramdır. Aşk bağımlılığıysa tüm bunların daha saplantılı bir şekilde yaşanması halidir. Kişi, yanlış olduğunu bildiği halde o ilişkiyi yaşamaya devam ediyorsa, karşısındakiyle özdeşleşip benlik sınırlarını kaybetmişse, ayrılık kişi için ölümle eş değerse, toplumdan soyutlanmış bir şekilde kendini partnerine adamışsa ya da boşandığı halde ilişkisini bir türlü bitiremeyip, istemediği halde, eski eşiyle ilişkisini sürdürüyorsa, o kişi aşk bağımlısı haline gelmiş olabilir.

    1274711642-1Bağımlı bir aşık nasıl anlaşılır?
    Aşk bir hastalık değildir ama bazı aşklar, hastalıklı olabilir. Aslında ilişkilerimizi hoşlanma, aşk ve patolojik aşk olarak farklı kategorilere ayırmak doğru olabilir. Hoşlanmada bir beğeni söz konusudur. Aşktaysa adanmışlık, daha da önemlisi bir fedakârlık gözlenir. Ama patolojik aşkta, birey kendi kimliğini ve bireyliğini kaybeder, karşısındaki için yaşamaya başlar. Biz bazen ilişkilerimizde karşımızdakine bir değer atfederiz. Ancak bu değerin somut bir kaynağı yoktur. O kişinin önemi yoktur. Biz ona âşık oluruz. Yakınlık, tutku ve bağlılık; bunların bir üçgen oluşturduğunu düşünün. Eğer bu eşkenar bir üçgense, sorunsuz bir ilişki yaşarsınız. Ama yakınlık fazlaysa, o ilişkide bir heyecan yoktur sadece alışkanlık söz konusudur. Bağlılık ağır bastığında, mutlu olmasalar bile bireyler birbirinden kopamaz. Tutku ağırlık kazanırsa, o zaman karşımızdakini hep isteriz. Kişi partneri için onu çok seviyorum, onu çok özlüyorum diyorsa bu aşktır. Ama kişi, onsuz olamam, onsuz yaşayamam diyorsa bu bağımlılıktır. Yani bir anlamda ölümüne aşk dediğimiz patolojik bir tutku söz konusudur.

    Nilgün Yıldız
    Haberin devamı 2010 Mart sayısında



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz