Mart ayında başrolünde oynadığı “Bahara Yolculuk” filmi vizyona girecek olan güzel oyuncu Aslıhan Güner, pozitif enerjisini etrafına bol bol yayabilen bir isim. Hatta bu enerjisiyle geniş hayran kitlesine de örnek oluşturuyor. Yedi yaşında sahnenin tozunu yutan Aslıhan Güner’den güzel fiziğinin ve enerjisinin sırlarını öğrendik.
Erken yaşta oyunculuğa başlamanın avantaj ve dezavantajları neler?
Erken yaşta oyunculuğa başlamamın dezavantajları öncelikle tecrübesiz olmamdan kaynaklanan durumlardı. Ancak her şeyden ve herkesten ders çıkarabilen bir yapım olduğu için dezavantajlar zamanla avantaja dönüştü. Birebir her şeyi set ortamında öğrenmek çok faydalı oldu. Avantajı ise genç yaşta mesleğime başladığım için çok sayıda projenin içerisinde yer alabildim. Bu sayede başarılı oyuncu ve yönetmenlerle çalışma fırsatı buldum. Tabii Tümay Özokur da, en başından beri kılavuzum oldu.
Aileniz başka bir meslek edinmenizi istemiş miydi?
Ailem meslek seçimlerimizde bana da kardeşlerime de hiç karışmadı. Küçük kardeşlerimin eğitim hayatı sürüyor ve ben de aynı şekilde onları meslek konusunda kesinlikle yönlendirmem. Çünkü en iyi kendileri bilir neyi yapabileceklerini… Ben kendimi bildim bileli sahnedeyim; kah şiir okurken, kah trampet çalarken, kah folklor oynarken… Tiyatro da bu şekilde hayatımın vazgeçilmezi oldu. Ama babam öncelikle liseyi bitirmemi şart koşmuştu, sonrasında üniversiteyle birlikte ben de profesyonel oyunculuğa adım atmış oldum. Ailem ilk günden itibaren her daim yanımda…
Diziler bir bir yayından kaldırılıyor, sizce bunun sebebi nedir?
Tabii ki dikkate alınan reytingler yüzünden fakat bu cihazlar nerededir, ne kadar doğrudur kesinlikle kimse bilmiyor. Ben de artık hangi iş izlenir veya beğenilir tahmin edemiyorum. Cevabı kesinlikle sürpriz hale geldi.
Şu anda üzerinde çalıştığınız projeleriniz var mı?
13 Mart’ta başrolünü oynadığım ve Hamdi Alkan’ın yönettiği “Bahara Yolculuk” isimli sinema filmim üzerinde yoğunlaştık. Filmde, izleyicilerin hoşuna gideceğini düşündüğümüz bir sürpriz hazırlıyoruz. Bu sırada gelen teklifleri, senaryoları okuyup değerlendirmeye devam ediyorum; güzel işlerle devam etmek niyetindeyim.
Eşiniz Mert Kılıç’la aynı işi yapıyorsunuz ve aynı camiadansınız; iş konusunda birbirinizin fikrini alır mısınız?
Okuduğumuz senaryolarda birbirimizin fikrini muhakkak alırız. Benim kaçırdığım bir yeri Mert, onun kaçırdığı bir detayı ben görürüm. Onun dışında oyunculuklarımızla ilgili de fikirlerimizi paylaşırız.
Moda konusunda da bir şeyler yapmak istediğinizi duymuştuk…
Moda konusunda şu an bir çalışmam yok. Bir ara markalaşmak adına girişimim olmuştu ancak o kadar çok benzer proje oldu ki ben geri çekildim. Orijinal bir fikrim olursa, ileride bir gün neden olmasın…
Şu an devam etmekte olan dizilerden beğendiğiniz hangisi ve neden?
Açıkçası son birkaç yıldır televizyon izleyemeyen biri oldum. Eşimin dizisini dahi izlemiyorum, oradan anlayın durumumu. Bazen internette en sevdiğim yarışma programlarının tekrarını izlerim, hepsi bu. Haberleri dahi izlemek yerine okumayı tercih ediyorum. En çok sevdiğim programlar da “Güldür Güldür” ve “Ben Bilmem Eşim Bilir”. Çok doğal ve samimi oldukları için bu ikisini bayılarak izliyorum.
İstanbul’da kafanızı boşaltmak için nereye gitmekten hoşlanırsınız?
Sinemaya çok giderim. Kafam çok karışıksa ve dinlenmeye ihtiyacım varsa film izlemek çok iyi geliyor; kendimden ve her şeyden uzaklaşırım o iki saat boyunca. Hava almak, kahve içmek istiyorsam da muhakkak Boğaz’ı gören kafelerden birine gider otururum sessizce, insanları ve etrafımı seyrederim. En sevdiğim ve her gün muhakkak yaptığım diğer şey de kitap okumak. Her kitabı kafamda film gibi resmederek okurum. Bu yüzden çocukluğumdan beri inanılmaz keyif alıyorum kitap okumaktan; kitaplarım benim için çok kıymetli.
Sizce insanın kendine yaptığı en büyük yatırım nedir?
İnsanın kendine yaptığı en büyük yatırım… Aslında hiç düşünmedim ama şöyle cevap verebilirim; Allah’ın verdiği bedenime iyi bakmaya çalışıyorum ve bana verdikleri için şükrediyorum. Sahip olduklarımın farkındayım ve bunu iyiliğe, faydaya dönüştürmek için her fırsatı değerlendiriyorum. İyilik yapabilmek, yardım edebilmek, birilerinin duasını almak en azından kendim için yapabileceğim en büyük yatırımdır.
Beslenmenize dikkat ediyor musunuz?
Bu ara özellikle çok dikkat ediyorum hatta kendimi bir nevi kampa aldım diyebilirim. Yoğun çalışma tempomdan bir türlü fırsat bulup spora dönüş yapamıyordum ama hazır zamanım varken hayatımda spor için yer açtım ve yanına bir de dikkatli beslenme disiplinini ekledim. Haftada üç-dört gün spor yapıyorum ve üzerine de sağlıklı, kontrollü beslenmeyi ekleyince hızlı sonuç almaya başladım. Kendimi daha iyi ve daha zinde hissediyorum. Etrafımdakilerden de aynı şeyleri duyunca doğru yolda olduğumu anladım. Sevdiğim hocalarla, gitmekten keyif aldığım bir pilates salonunda çalışıyorum ve sporu kesinlikle herkese tavsiye ediyorum. İlk formül bu, sonrasında ise benim formülüm 18.00’den sonra yememek; bu kadar basit aslında.
Özellikle kışın tercih ettiğiniz içecekler neler?
Kışın en çok tükettiğim içecek portakal suyu. Bitki çaylarını da çok severek tüketiyorum. Elma, ıhlamur ve kuşburnu en sevdiklerimden…
Cildinize nasıl bakıyorsunuz?
Cilt bakımım için özel bir şey yapmıyorum aslında ama nemlendiricilerimi kullanmayı ihmal etmiyorum. Bir de gece yatarken muhakkak makyajımı temizliyorum. Ayrıca makyaj malzemelerimi de kozmetik değil mineralli ürünlerden seçiyorum. Arada bir de kil maskesi uyguluyorum.
Makyaj çantasında mutlaka olması gereken şeyler neler?
Her kadın için aynı olmadığına eminim ama benim için rimel, pudra ve ruj olmazsa olmaz…
Uzak durduğunuz gıdalar var mı?
Uzak durmam gerekenleri çok iyi biliyorum ve yememeye de çalışıyorum. Ancak kendime kesinlikle hiçbir şey için yasak koymuyorum. Aksi halde bu yasakların canımın daha çok çekeceği bir şeye dönüşeceğini düşünüyorum. Her besin grubundan belli miktarda yemeye dikkat ediyorum. En zayıf yanım tatlıya olan aşırı düşkünlüğüm; çok zor da olsa kendi kendime dengelemeye çalışıyorum.
Sizi sosyal sorumluluk projelerinizde ve hayranlarınızla çok sık işbirliği yaparken görüyoruz. Hayranlarınızın yoğun ilgisi size neler hissettiriyor?
Hayranlarım da benim doğaya olan hassasiyetimin farkında. Zira geçtiğimiz doğum günümde Bursa’nın Orhangazi ilçesinde adıma oluşturulan hatıra ormanı hayatımda aldığım en değerli hediyelerden biri oldu. Çünkü ağaca verdiğim değer bambaşkadır. Şimdi de kitap okumayı çok sevdiğimi bilen takipçilerim Kocaeli’nde bir okulda adımın verileceği bir kütüphane oluşturmaya başladı. Benim de naçizane desteğim oluyor. Sosyal sorumluluk projelerine verdiğim önem çok fazla ve beni seven insanların da el ele verip topluma yararlı projeler üretmesi beni gururlandırıyor.
Tek kelime ile Aslıhan
– Kahvaltıda en sevdiği şey: Peynir
– Hiç sevmediği ama tükettiği besin: Taze Fasulye
– Yapmak istediği en ekstrem aktivitespor: Paraşüt
– İzlemekten hoşlandığı spor dalı: Tenis, buz balesi ve voleybol
– Yemeden duramadığı şey: Çikolata
– Tartıda hangi rakamı görmek onu korkutur: 60’lar
– Son okuduğu kitap: Azra Kohen Fi-Çi
– Ağlatan film: The Notebook (Aslında her filmde ağlamışlığım vardır:))
– Hamam mı spa mı: Spa
– Ayakkabı mı çanta mı: Çanta
Deran Çetinsaraç
Fotoğraflar: Şahin Tuhan
Formsanté Dergisi Şubat 2015 sayısı
