Olumsuz etkilere maruz kalmadığında cildimizin 40-50 yaşına kadar yaşlanmadığını biliyor muydunuz? Her kadın mükemmel bir ciltle doğar; zaman ilerledikçe sivilce, gözenek ve lekelerle savaş başlar. Ancak doğru kozmetiklerle bebekliğinizdeki cildinize sahip olabilirsiniz.
| |
Cildinizle temas eden her şey, cildinizin yıpranmasına neden oluyor. Lekeler, sivilceler, gözenekler ve siyah noktalar cildimizin dış faktörlerden etkilendiğinin en büyük kanıtı. Birçok uzman, çevresel faktörlerin cildimizin yaşlanmasına sebep olduğunu söylüyor. Güneş ışınlarına maruz kalmak, sigara dumanı, stres de cildimizin yaşlanmasını hızlandıran faktörler arasında. Bu etkenlerin hiç olmadığı varsayıldığında, normal insan cildinin 40-50 yaşına gelene kadar kırışık, yıpranma gibi sorunlarla karşılaşmayacağı biliniyor. Araştırmaların ortaya koyduğu bu bilgiye göre, zararlı etkileri en aza indirmek ve cildimizin kaderini değiştirmek elimizde. İşte cildimizin en çok karşılaştığı sorunlar ve bunları gidermek için mini bir rehber….
GÜNEŞ LEKELERİ
Uzun süre güneşe maruz kalan ciltler UVA ve UVB ışınlarından zarar görüyor ve deride güneşin olumsuz etkileri ortaya çıkıyor. Bu etkiler güneşe bağlı deri yaşlanması, ciltte ince veya kalın çizgilenme, kuruluk, ince kırmızı damarcıklar, renk bozukluğu, derinin esnekliğinin azalması, gözeneklerin ve siyah noktaların büyümesi şeklinde sıralanabilir. Geçmişte güneş ışınlarına maruz kalıp yanık ve su toplaması gibi durumlarla karşı karşıya kaldıysanız, siz göremeseniz bile cildinizde ancak analizler sonucunda fark edebileceğiniz lekeler olabilir. Bazen de güneş lekeleri fark edilebilir büyüklük ve renge sahip olabiliyor.. Bu durumda vücutta en sık sırt, göğüs ve el üstünde kahverengi izler şeklinde görülüyor. Güneş ışınlarına maruz kalınmaya devam edildikçe renklerde koyulaşma daha belirgin olarak ortaya çıkıyor. Bu lekeleri tetikleyen sadece güneş ışınları değil. Solaryuma giren kişilerde de lekeler görülebiliyor. Bu kahverengi lekeleri kişinin genetik özellikleri, hormonal durumu, alınan sıvı gıdalar ve ilaçlar da etkiliyor. Genç yaşlarda kanser öncüsü olarak nitelendirilmeyen bu lekeler, özellikle kadınlarda kozmetik bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Derisi açık renkli, sarışın kişilerde ve yaşlılarda daha sık görülüyor. Güneşin cilde olan bir diğer zararı ciltte renk bozukluğuna ve büyüyen gözeneklere neden olması. Bunlardan kurtulmanız biraz zahmetli olsa da iyi bir bakım sonucunda eski cildinize kavuşabilirsiniz. Tekrar aynı sorunları yaşamamak için düzenli olarak koruma faktörlü (SPF) ürünler kullanmanız gerekiyor.
ÇİLLER
Çiller açık ve daha koyu lekeler olarak en çok yanak, alın ve çene bölgesinde görülüyor. Genelde güneşli mevsimlerde artarken güneşsiz mevsimlerde azalma fark edilebiliyor. Açık tenli kişilerde özellikle de kızıl saçlı kişilerde daha çok çil olabiliyor.
Çillerin yaz aylarında daha çok belirginleştiğini hepimiz biliyoruz. neden mi? Çünkü kış aylarında derinin boya pigmenti olan melanin daha az üretilirken, güneşli havalarda daha fazla üretiliyor. Kışın yeni hücrelerle yer değişimi olduğundan çiller tamamen ortadan kalkabiliyor ya da renkleri soluyor. Çiller yaşla birlikte de azalabiliyor veya daha az belirgin hale gelebiliyor. Çil sorunu olan kişiler, her zaman güneşten korunmaya özen göstermeliler. Yüksek koruma faktörlü kremler devamlı ve dikkatlli kullanılırsa çillerin renginin solmasına yardımcı olabilirler. Ayrıca bazı leke giderici kremlerin düzenli kullanımı da oldukça faydalı. Bu kremler genellikle hidrokinon, alfa hidroksi asit ve C vitamini içeriyorlar. Kimyasal peeling, lazer ve ışın terapileri de ayrıca çözüm sunabilir.
Haberin devamı 2007 Ekim sayısında…