Birçok kadın hormonların önemini menopoz döneminde fark etmeye başlasa da aslında ergenliğine ilk adımı attığımız günden itibaren bedenimiz de ruhumuz da hormonların etkisi altında…
Erkeklerin hormon dengeleri yaşamları boyunca genellikle sabit bir seyir izlerken, ilk adetten menopoza kadar biz kadınların hormonal ritmi döngüsel bir şekilde kendini tekrar ediyor. Bu durum ise hem bedenimizi hem de ruhumuzu etkiliyor, bizi ‘karmaşık’ bir hale getiriyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Alparslan Baksu’ya kadınların üreme sistemi üzerinde etkili olan bu hormon sistemini sorduk.
FSH VE LH
Kadın üreme sistemi; beyindeki iki merkezin birbiri ile etkileşimi ve onların yumurtalıkları etkilemesi sonucunda meydana gelen bir döngüden oluşuyor. Bu döngüde ilk basamakta beyindeki en üst merkez olan hipotalamus yer alıyor. Burada 60-90 dakika aralığı ile salgılanan ve ara ara zirve yapan bir hormon salınımı gerçekleşiyor. Bu hormonun salınımı ile bu merkezin altında yer alan hipofizden yumurtalıkları uyarıcı hormonların yani FSH ve LH’nin salınımı tetikleniyor. FSH ve LH, yumurtalıklardaki hücreleri uyararak hem hormon üretimini artırıyor hem de yumurtlamayı sağlayıcı etkiler yaratıyor. Kadınlarda 25-35 günde bir gerçekleşen adet döngüsü de bu sayede meydana geliyor.
Yumurtalıkları sağlıklı olan ve belli uyarılara cevap veren kadınlar ile menopoza girmiş kadınlar karşılaştırıldığında bu hormonların oranlarında farklılıklar görülüyor. Bu hormonların yüksekliğine en sık menopoz döneminde rastlanıyor. Bazı genetik hastalıklar, yumurtalıkların yapısal bozuklukları ile kromozomlarla ilgili sorunlar da bu hormonlarda salınım bozukluğuna neden olabiliyor ve döngüsel adet periyodu yaşanmıyor. Yumurtalıkların hormonal uyarıya cevap verebilme kapasiteleri varsa, bu hormonların ancak dışarıdan verilmesi ile yumurtlama ve üreme sağlanabiliyor.
Doç. Dr. Alparslan Baksu, bu hormonal sistemin birçok faktöre bağlı olarak bozulabildiğini ve bunların başında tiroit bezi bozukluklarının geldiğini söylüyor. Doç. Dr. Baksu, “Tiroit bezinin az çalışması yani hipotiroidi durumunda yumurtlama fonksiyonu bozuluyor, adetlerin arası açılıyor hatta durum hiç adet görmemeye kadar gidebiliyor. Bu durumda sadece tiroit bezinin fonksiyonlarının düzenlenmesi, hormonal dengenin sağlanmasında yeterli olabiliyor. Burada önemli olan nokta, adet düzensizliğinin nedenini doğru belirlemek” diyor.
Tiroit bezi fonksiyonlarının ve buradan salınan hormonların hamilelikte fetusun sağlıklı gelişmesi üzerinde önemli etkileri bulunuyor. Düşüklerin, erken doğumun, anne karnında gelişme geriliğinin ya da preeklemsinin (gebelik zehirlenmesi) nedeni tiroit bezi fonksiyonlarının bozulması olabiliyor. Tiroit bezi hastalıklarının kadınlarda erkeklerden daha fazla görülmesi nedeniyle kadınların 35 yaşından itibaren her 5 yılda bir kez hipofizden salgılanan ve tiroit bezine giderek tiroit hormonu salınımını sağlayan TSH’nin (tiroit stimülan hormon) seviyesine baktırması öneriliyor.
Devamı diğer sayfada