Baştan aşağıya kusursuz olmaya hazır mısınız? O zaman yüzden başlayarak ayağa kadar kusursuz bir vücuda sahip olmanın yollarını yeni yöntemlerle keşfedeceksiniz. İşte estetik dünyasındaki son gelişmelerle mankenlere taş çıkartmanın yolları!
KIRIŞIKLIKLARA KANLI DOKUNUŞ
Genç kalmak, daha parlak bir cilde kavuşmak için neredeyse her gün yeni bir yöntem karşımıza çıkıyor. Bu yöntemlerden biri de dünyada vampir trendi olarak bilinen, kendi kanınızla güzelleşmeyi vaat eden PRP yöntemi. Bu yöntemle kendi kanınız ayrıştırılarak elde edilen trombositler sorunlu bölgelere enjekte ediliyor ve istenmeyen kötü görüntünün ortadan kaybolması amaçlanıyor. Yöntemi uygulayanlardan Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr Erol Kışlaoğlu, “PRP, trombositten zengin plazma anlamına geliyor. Trombositler, doku iyileşmesinde ve kanın pıhtılaşmasında önemli rolü bulunan kan hücreleridir. Önemli protein ürünleri ve bağ dokusu faktörleri içeriyor. Yaralanmış bir bölgeye enjekte edildiğinde, hızla iyileşme sürecini başlatarak doku yenilenmesini uyarıyorlar. Bu tedavi sayesinde cilt lekelerinin hafifletilmesi, sivilce izlerinin giderilmesi, cildin daha gergin, canlı ve parlak görünmesi sağlanabiliyor” diyor. Hastanın kendi kanı steril bir ortamda alınıyor. Daha sonra kanın trombositten zengin bölümü ayrıştırılıyor. Tedavi edilecek bölgeye mikroenjeksiyonlar yoluyla enjekte ediliyor. İşlem yaklaşık 30 dakika sürüyor ve işlemden sonra hasta evine gidiyor. Genel olarak yüze, boyuna, dekolteye, el ve ayak üstü gibi alanlara uygulanıyor. Uygulamadan yaklaşık üç – dört hafta sonra ilk etkileri fark edilmeye başlanıyor. Kişinin ihtiyacına göre ayda bir kez olmak üzere üç- dört uygulamada tamamlanıyor. 6 ile 12 ay sonra tekrarlanması gerekiyor.
BÜYÜK MEME İÇİN “HYALÜRONİK ASİT”
Son yıllarda meme büyütmek için protezsiz alternatif çalışmalar yoğunlaştı. Bu yöntemlerin başında yağ enjeksiyonları ile memeye hacim kazandırmak geliyor. Doç. Dr. Ahmet Sönmez, “Yağ enjeksiyonlarında söz konusu meme olunca fazla miktarda kullanmak gerekiyor. Her iki meme için yeterli miktarda yağ almak ve bu yağı homojen olarak meme dokusuna enjekte edebilmek gerekiyor. Ayrıca enjekte edilen yağın en az miktarda erimesi gerekiyor ancak böyle olunca sonuçlar kalıcı oluyor. Bunu sağlamak için kök hücreden zenginleştirilmiş yağ hazırlamak ve bu karışımı enjekte etmek yeni geliştirilmeye çalışılan bir yöntem. Kök hücre elde edilmesi ile ilgili teknik zorluklar ve işlemin maliyetini oldukça arttırması bu konudaki gelişmeleri sınırlandırıyor. Ayrıca kök hücrelerin ileride bir tümör gelişimine yol açıp açmayacağı bilinmiyor” diyor. Meme büyütme amaçlı kullanılan bir başka yöntem de yine yüzdeki kırışıklıkları doldurmak için yaygın olarak kullanılan hyalüronik asit içeren maddeler. Memeye enjekte edilen hyalüronik asit ile meme boyutlarında bir bedene kadar büyüme sağlamak mümkün. Bu, ameliyata göre oldukça kolay ve ağrısız bir yöntem. Ancak enjekte edilen madde silikon protez gibi kalıcı değil. Ortalama 1-1.5 yıl içerisinde kayboluyor ve yeniden enjeksiyonu gerekiyor. Bu da maliyet açısından oldukça pahalı bir meme büyütme yöntemi olmasına neden oluyor. Ayrıca bu maddenin uzun dönemde gösterebileceği etkiler bilinmiyor.
YAŞINIZI ELE VERMEYİN
Yaşlanmanın cildimizdeki etkileri ellerde de ortaya çıkıyor. Güneşin yarattığı lekelenmelerin yanında ellerde yaşlanmaya bağlı olarak elastikiyet ve cilt altı yağ dokusu kaybı da ortaya çıkıyor. Sigara içenlerde daha belirgin olan elastikiyet kaybı ve deri incelmesi kırışıklıklar oluşmasına yol açıyor. Azalan cilt altı yağ dokusu ise el sırtındaki damarların ve eklemlerin belirginleşmesine neden oluyor. Ellerdeki yaşlanmanın önüne geçmek için uygulanan yöntemlerden biri fraksiyonel karbondioksit lazer. Prof. Dr. Ferit Demirkan, “Birkaç seanslık bir lazer uygulaması ile hem ellerinizdeki kahverengi lekelerin silinmesi, hem de el sırtının daha sağlıklı bir cilde sahip olması mümkün. Cilde sürülen anestezik bir kremle yapılan uygulama 6 haftalık aralarla tekrarlanıyor. Lazer etkisi ile cilt altındaki dokunun kalınlaşması ve gerginleşmesi, kırışıklıkları giderip daha dolgun bir görünüm sağlanmasına yardımcı oluyor” diyor. Ancak lazer uygulaması daha ileri yaşlarda el sırtındaki yumuşak doku kaybının ortaya çıkardığı damarlı görünümü azaltmaya yetmiyor. Bunu düzeltmek için el sırtına dolgu maddesi enjekte ediliyor. Yine lokal anestezi ile yapılan bu işlem sırasında yaklaşık 1.5 cc’lik dolgu maddesi enjekte edilip masajla el sırtına yayılıyor. Damarlı görüntü ortadan kaybolurken el sırtında genç yaşlardakine benzer bir dolgunluk ortaya çıkıyor. Ancak bu dolgu maddeleri kalıcı değil ve 9 ay sonra etkisi azalıyor. Daha kalıcı bir dolgunluk isterseniz yağ enjeksiyonları yapılabiliyor. Damarlardaki belirginliği gidermenin başka bir yöntemi ise diot lazeri ile kan alır gibi damar içine girilmesi. Bu yöntemde damarlar küçülüyor.
YÜZ VE GIDIYA LAZER LİPOLİZ
Superplast Estetik Cerrahi Kompleksi doktorlarından Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Duman, “Eskiden liposuction yapılamayan bölgelerden biri de yüz ve gıdı bölgesiydi. Ama artık yeni kanüllerimiz sayesinde kolaylıkla yüz, yanak ve gıdı bölgesine bu operasyonu yapabiliyoruz. Yüz bölgesinden alınacak 30-50 cc’lik bir yağ dokusu bile çevrenizdekilere kilo verdiğinizi düşündürür. Bu uygulamada yağ dokusu lazer sayesinde eritilerek o bölgeden alındığından herhangi bir çökme, dalgalanma, girinti çıkıntı olma ihtimali cok düşük oluyor. Lazerin cilt dokusunu gerginleştirici etkisiyle sarkma veya gevşemeler de liposuction operasyonlarına göre daha az oluyor” diyor. Bu teknolojideki lazer tamamen yağ hücrelerine duyarlı. Örneğin, gıdı bölgesi için öncelikle hastanın işlem yapılacak bölgesine karar veriliyor. Bölge belirlendikten sonra, o alana sadece yağların yönteme uygun hale gelmesi, biraz daha sıvılaşmasını sağlamak ve bölgeyi tamamen uyuşturabilmek için lokal anestezi uygulanıyor. Slimlipo’nun sadece yağ hücrelerine duyarlı lazer ayarlamaları yapıldıktan sonra, son derece ince bir kanülle, kulak arkasından birkaç milimlik kesiden içeri giriliyor. Lazer istenen bölgedeki yağları eritiyor. Yağlar alınmaya hazır hale geliyor ve yine aynı kesiklerden yağlar alınıyor. Yağlar alındıktan sonra cilt lazer ile geriliyor. Böylelikle yağları alırken cilt de gerilebiliyor. İşlem ortalama bir saat sürüyor. Sonrasında işlem uygulanan bölgeye bir bandaj yerleştiriliyor. Bu bandaj yaklaşık iki ya da üç gün kalıyor. Hasta yöntem uygulandıktan sonra normal hayatına devam edebiliyor. Kanüllerin girdiği bölgelerde bulunan küçük kesiklere birer dikiş atılıyor ve dikişler bir süre sonra kendi kendine yok oluyorlar ve izleri belli olmuyor. Bazı cilt tiplerinde kısa süreli morarma olabiliyor ama birkaç gün içerisinde geçiyor.
Op. Dr. Ali Duman, “Özellikle gıdı bölgesinde uygulama yaptıktan sonra, boyun kasları gevşek olan hastaların, buradaki kaslarını germek için bir süreliğine özel ipler de ek olarak kullanılabiliyor. Kasların gerilmesi için yağ alımı işlemi sonrasında, boyun bölgesi ip ile geriliyor. Bu acısız işlemde de ipler bir süre sonra içeride yok oluyorlar. Dolayısıyla genel olarak işlemde herhangi bir değişiklik, iz veya acı söz konusu olmuyor. Boyun bölgesi son derece hassas bir bölge olması nedeniyle son derece dikkatli olunması gerekiyor. Bu bölgeye uygulama yaparken, hastanın durumuna göre yanaklardaki ve çene bölgesine yakın fazlalıklar da alınıyor. Böylelikle yüz kemiği son derece netleşiyor ve hem daha zayıf hem de daha genç bir görüntü çıkıyor” diyor.
DİZLERİ ES GEÇMEYİN
Dizlerin kalın olması birçok kadının önemli sorunları arasında yer alıyor. Bu bölgeye uygulanan yöntemlerden biri ise vaser liposelection. Birçok kadını rahatsız eden bu bölgenin kalınlığının tedavisi yaklaşık bir saat sürüyor. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Orhan Murat Özdemir, “Dizlerin iç kısmı, diz kapağının üst kısmı hedef bölgeler ve vaser liposelection ile hızlı bir şekilde tedavi edilebiliyor. Sadece yumuşak dokulara müdahale edildiği için de ağrı, sızı gibi şikayetlere genellikle neden olmuyor. Ameliyat sonrasında işinize dönebilirsiniz. Tek sıkıntı korsenin bir ay boyunca giyilmesi zorunluluğu” diyor. Vaser liposelection ameliyatlarının herhangi bir mevsimi yok. Yaz aylarında bile yapılabilir ancak hastanın bir ay korse giymeyi onaylaması gerekiyor.
SARKIK KOLLAR DERT OLMASIN
Yaşlanmayla birlikte deri altındaki bağların gevşemesi, deri altındaki yağ dokularının azalması sarkıklıklara neden olabiliyor. Kol sarkıklığına neden olan bir başka faktör de; kısa zaman içerisinde aşırı kilo alıp verme oluyor. Genetik yatkınlık da söz konusu ise bu sarkıklıklar çok erken yaşta ortaya çıkabiliyor. Kolun çapı vücuda göre kalınsa veya aşırı deri sarkıklıkları söz konusuysa hem çıplakken hem de kıyafetlerle kötü görünebiliyor. Bu durumda kol germe operasyonları yapılabiliyor. Dr. Deniz Küçükkaya kol germe operasyonlarının lokal anestezi altında da yapılabileceğini belirtiyor ve “Yapılacak kesi kolun vücut ile birleştiği yerde olduğu için önden veya arkadan bakıldığında izlerin görünmesi söz konusu değil. Operasyon sonrası erken dönemde kollarını yukarı kaldırdığında iz görünebilir ama bu iz de geç dönemde silikleşiyor. Sarkıklığın fazla olmadığı veya kişilerin çok genç olduğu durumlarda ameliyat gerçekleştirmeden cihaz uygulamaları ile kol sarkıklığı giderilebiliyor ve derinin gergin görünümü sağlanabiliyor” diyor. Bu operasyonu geçiren kişilerin 1-2 hafta ağır kaldırmaması ve ağır spor yapmaması gerekiyor. Hafif vakalarda cihaz uygulamaları cerrahiye alternatif olarak düşünülebiliyor. Ayrıca iplerle kol askılama yöntemleri ve yağ alımı da kollara uygulanan yöntemler arasında yer alıyor.
DÜMDÜZ BİR KARIN
Son yıllarda teknolojinin gelişmesi ile liposuction yöntemlerinde de yenilikler oluştu. Bu yöntemlerden biri de lazer yardımıyla yapılan lazer liposuction. Özellikle karın bölgesindeki fazlalıklar için uygulanan bu yöntem, aynı zamanda kalça, bacak, uyluk, diz ve kol bölgelerine de uygulanabiliyor. Lazer liposuction uygulaması için ideal hastalar; normal vücut ağırlığı olan, sıkı ve elastik bir cilt yapısına sahip, fakat belli vücut bölgelerinde toplanmış yağ kitleleri olan hastalar oluyor. Sculpture Polikliniği’nden Dr. Alpaslan Topçu, “Operasyon yaklaşık 1- 1.5 saat sürüyor ve lokal anestezi ile sedasyon altında yapılıyor. Ameliyat esnasında cilt sıkılaştırma da yapılıyor ve sonrasında daha az şişlik ve ağrı oluyor. Kısa süreli korse kullanılması gerekiyor” diyor.
ZAYIFLARA KALÇA TAKVİYESİ
Zayıf kadınlar çoğunlukla kalçalarının olmamasından ve bu nedenle de giydiklerinin yakışmamasından şikayet ederler. Düzgün ve çıkık bir kalçaya sahip olmak için uygulanacak yöntemlerden biri de gluteal protez. Prof. Dr. Akın Yücel, arkaya doğru çıkık ve yüksek bir kalça görünümü elde edebilmek için kalçanın üst kısmının doldurulması gerektiğini belirtiyor. Yeterli miktarda yağ dokusu olan kişilerde bu görüntü yağ enjeksiyonları ile sağlanıyor. Alınan yağ dokusu özel tekniklerle süzülüp saflaştırılıyor ve hastaya geri enjekte ediliyor. Uygun teknikte yapıldığında verilen yağın büyük bölümü kalıcı oluyor. Ancak yeterli yağı olmayan zayıf hastalarda ya da kalçası çok basık olanlarda silikon protezlerle kalça dolgunlaştırılıyor. Prof. Dr. Akın Yücel, “Glutel protezler eskiden çok sorunlu bir operasyondu. Ancak yeni yöntemde protezi kas içerisine yerleştiriyoruz. Bu da çok daha doğal bir görüntü sağlıyor. İşlem kalçaların arasındaki oluktan yapılan küçük bir kesikten gerçekleştiriliyor ve hemen hemen hiç iz kalmıyor” diyor.
Nilgün Yıldız
Formsante Dergisi Mayıs 2011 Sayısı