Diğer
    Ana SayfaBeslenme & DiyetBesinlerle arınmanın ve sağlıklı beslenmenin 7 yolu!

    Besinlerle arınmanın ve sağlıklı beslenmenin 7 yolu!

    -

    Beden bir bütün, hem zihinsel hem de fiziksel şekilde iyi hissetmemiz önemli! Besinlerin dünyası ise bedenimize iyi gelecek birçok faydalı etkenle dolu! ‘Gerçek’ sağlıklı yaşam için egzersiz kadar sağlıklı beslenmenin de önemini unutmayın…

    Hazırlayan: Elif Gürsoy

    Neredeyse son iki senemizi salgınla, doğal afetlerle ve yaşanmasını istemediğimiz olaylarla geçirdik. Bir şekilde güçlü kalmaya, elimizden geldiğince çabalamaya ve hayatımıza ne olursa olsun devam etmeye çalıştık. Ama şimdi zihinsel olarak güçlü olmanın yanı sıra bedenimiz için de iyi şeyler yapmaya devam etme zamanı! Bütünsel yaklaşımda beden ve zihni birbirinden ayırmadan, tam anlamıyla sağlık dolmak için besinlerden ve iyi beslenmenin gücünden yardım alın…

    BAŞROLDE SU…

    Hayati öneme sahip su, olmazsa olmazımız! Sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve fosfat gibi mineraller içerdiğinden büyük önem taşıyor. İnsan hayatı için oksijenden sonra gelen en önemli ikinci ihtiyaç olan su, vücudumuzda epey yer kaplıyor. Kanın yüzde 83’ü, kemiklerin yüzde 22’si, beynin ve kasların yüzde 75’i sudan oluşuyor. Ter, tükürük, idrar gibi dışarı atılan vücut sıvılarının üretimi, toksinlerden arınma, eklemlerin ve gözün kaygan olması, vücut ısısının düzenlenmesi su ile gerçekleşiyor. Organları temizliyor, metabolizma hızını iyileştiriyor, üstelik cildi bile yenileyebiliyor. Tek başına bu kadar görevi üstlenirken, bize düzenli olarak su tüketmek kalıyor. Çok su içmenin yararları olduğu gibi zaman zaman dezavantajları da meydana gelebiliyor. Dengeyi şaşırıp aşırı su tüketildiği zaman su zehirlenmesi ortaya çıkabiliyor. Unutmayın, hayat denen denge tahtasında eğimi bir tarafa daha fazla vermeniz işleri biraz zorlaştırabilir!

    - Advertisement -

    ‘SİHİRLİ’ SIVILAR

    Şimdi de mutfağınızda, sofranızda sıklıkla kullanmanız gereken sihirli sıvıları konuşalım. Genellikle yemeklerinizi lezzetlendirecek, bunu yaparken de sağlığınıza sağlık katacak birtakım sıvılar… Zeytinyağı, nar ekşisi, sirke üçlüsünden bahsediyoruz.

    Zeytinyağı: Namıdiğer sıvı altın… Karaciğer dostu ve antioksidan deposu zeytinyağı,
    bağışıklığı güçlendiriyor ve metabolizmayı daha hızlı çalıştırarak sağlıklı kilo kaybı sağlıyor. Kalbe dost içeriği ve yaşlanma karşıtı etkisiyle birçok hastalığa koruma kalkanı oluyor.

    Nar ekşisi: Hastalıklardan korunurken genel sağlığı iyileştirmesiyle bilinen antioksidandan zengin nar, kansere karşı gelme gücüyle biliniyor. Ancak bunun yanı sıra kalp ve damar rahatsızlıklarında da etkili oluyor. Salata sosları, mezeler ve yemeklerde lezzetlendirici olarak sıklıkla kullanılan nar ekşisi de bu özelliklere sahip… Nar ekşisi seçiminde en çok dikkat edilmesi gereken nokta piyasada satılan nar ekşilerinin birçoğunun doğal nar ekşisi olmayıp; nar ekşili sos, nar aromalı sos gibi ürünler olması. Koruyucu maddeler başta olmak üzere sağlığa zararlı birçok kimyasal bileşen bulunabiliyor. Faydalı bir besin olarak kullanılması açısından nar ekşisinin, doğal olarak satılan ve bilinen markalardan tercih edilmesi gerekiyor.

    Sirke: Metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımına yardımcı oluyor. Antioksidan etkisi ile bilinen sirke, vücutta detoks etkisi yaratıyor. Kolesterolü düşürmeye yardımcı olan sirke aynı zamanda tok tutma özelliği ile diyetlerde de sıklıkla tercih ediliyor. Kan şekerinin dengelenmesine destek veriyor.

    Yeşil çay efekti

    Çay-kahve konusunda kendinizi dipsiz bir kuyuda gibi hissedip, her fırsatta içmeye çalışıyorsanız size üzücü bir haberimiz var. Uzmanlar, gün içinde tüketilmesi gereken miktarı bir fincan kahve ve iki fincan çay olarak belirtiyor. Eğer bu içecek sevdanızın önüne sağlıklı şekilde geçmek istiyorsanız da yeşil çay öneriliyor. Günde bir-iki fincan yeşil çay ile kendinizi fazla kahve tüketiminden koruyabilirsiniz. Çünkü yeşil çay, antikanserojen etkiye sahip olduğundan kansere karşı koruyucu özellik gösteriyor. Bilinçsel fonksiyonları geliştiriyor, göz sağlığını iyileştiriyor ve Alzheimer, Parkinson gibi rahatsızlıkları önlüyor. Daha çok yağ yakımını artırmasıyla bilinen yeşil çay, iyi ve kötü kolesterol oranını dengeliyor.

    ANTİOKSİDANDAN GELEN GÜÇ

    Hücrelerimizdeki serbest radikal olarak adlandırılan hasar yapıcı molekülleri “temizleyerek”, hücre hasarını önlemeye yardımcı olan moleküllere antioksidan deniyor. Gerekli şekilde temizlenmediğinde ise sağlık açısından olumsuz durumlar ortaya çıkabiliyor. Zararlı toksinler başta akciğerler ve karaciğer olmak üzere birçok hayati organın fonksiyonlarını olumsuz etkileyebiliyor.

    ANTİOKSİDANDAN ZENGİN BESİNLER

    • Lahana
    • Pancar
    • Fasulye
    • Ispanak
    • Enginar
    • Ahududu
    • Çilek
    • Yaban mersini
    • Ananas
    • Ceviz
    • Bitter
    • çikolata

    VİTAMİN VE MİNERAL DESTEĞİ

    Yaşam için gerekli mikro besinler yani vitamin ve mineraller… Vücudumuzda neredeyse işe yaramadıkları bir bölge yok. Sinir, kas ve kemik sisteminin temelinde, görme işleminin sürekliliğinde, kan yapımı ve bağışıklık sisteminin güçlenmesinde, makro besin ögelerinin enerjiye dönüşümünde epey etkililer! Ayrıca cilt, saç, tırnak dokusunun oluşmasında, vücutta oluşan tüm toksinlerin temizlenmesinde ve kronik hastalıklardan korunmada önemli rol oynuyorlar. Ancak her yaşın ve cinsiyetin besin, sıvı, vitamin ve mineral ihtiyacı farklı oluyor. Çocukların, ergen bireylerin, yetişkinlerin ve yaşlıların da farklı dozlarda vitamin alması gerekiyor.

    HAFİF PİŞİRME TEKNİKLERİ

    Kızartma tekniğinin artık mutfak dünyasından çıkması gerektiğini düşünenler burada mı? Tüm yağı içine çekerek kalp sağlığımızı tehlikeye atan bu yöntem artık tarih olmalı. Çünkü kızartma yerine ızgara ya da fırından da yardım alabilirsiniz. Üstelik hiçbir zararı olmadan! Fırın ya da ızgarada pişirdiğiniz etlerin yanına buharda ya da suda haşlanmış sebzeler de hoş olmaz mı? İşte size her yerinden sağlık akan dengeli ve hafif bir porsiyon…

    RAFİNE ŞEKERE VEDA!

    Tatlıyla aranız çok iyi olabilir. Ancak bu ilişkinin de sağlıklı şekilde ilerlemesi gerektiğini hatırlatalım. Şeker değerlerinizi alt üst etmeden daha hafif yollarla tatlı krizlerinin üstesinden gelebilirsiniz. Bunun için ilk adım işlenmiş şekeri hayatınızdan tamamen çıkarmak ya da en üst seviyede minimize etmek olmalı. İkinci adım ise enerji kaynaklarının sağlıklı olanlarını seçmek… İlk başlarda bu veda sizi biraz zorlayabilir, canınız her zamankinden daha fazla tatlı isteyebilir. Ama hedefe giden yolda istikrarlı olmak şart… Rafine şekeri bıraktığınız andan itibaren bedeninizde fark ettiğiniz olumlu değişiklikler ile kendisinden daha çok soğuyacaksınız. Ani mod düşüklükleri, bedensel ve zihinsel yorgunluklar ya da cildinizdeki bozulmalar zaman içinde yok olacak, yenilenmeye başlayacaksınız.



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz