Herkes sağlıklı beslenerek daha uzun bir yaşam sürmek istiyor. Ancak sağlıklı besin ararken işi abartıp hayatı kendinize zindan ederseniz yolunuz yine hastalıklara çıkıyor. Bu yüzden nerede duracağınızı doğru hesaplamalısınız.
Diyabet, kanser, metabolik sendrom, insülin direnci ve daha birçok hastalık dünyada hızla artış gösterirken diğer yandan daha uzun yaşama beklentimiz de artıyor. Genetik geçişlerimize henüz müdahale edemiyoruz belki ama uzun yaşamak için sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz içeren huzurlu bir hayat sürmemiz gerektiğini biliyoruz. Ancak sağlıklı beslenmenin önemine dair bazen kirliliğe dönüşen bilgi bombardımanı özellikle kaygı bozukluğu tanısı konulmuş ya da kaygıya meyilli kişilerde ‘Sağlıklı beslenme takıntısı’na dönüşebiliyor. Medicalpark Göztepe Hastanesi’nden Klinik Psikolog Zeren Okçuoğlu Kadıoğlu, beslenme kalitesini artırmak isterken yaşam kalitesini düşüren bu takıntı hakkında sorularımızı yanıtladı.
Vakalar artıyor
İlk kez 1997 yılında adı konulan Ortoreksiya; yani sağlıklı beslenme takıntısı, henüz tıp literatüründe tanımlı değil ancak yakın zamanda olacak gibi, çünkü vakalarda artış görülüyor. Basında yer alan sağlık ve beslenme haberleri, sanal ortamda dolaşan asılsız bilgiler ve bazı gıdalar hakkında uzmanların birbiri ile çelişen açıklamaları ilk bakışta bu artışın sorumlusu gibi görülse de aslında kişilik özellikleri de hastalığın ortaya çıkmasında büyük rol oynuyor. Klinik Psikolog Zeren Okçuoğlu Kadıoğlu, “Kaygı bozukluğu olanlar ve hastalığa yakalanmaktan korkanlar ile obsesif kompulsif bozukluk tanısı konulmuş kişilerde bu takıntının görülme ihtimali daha yüksek” diyor.
KENDİNİZE SORUN
● Gün içinde 3-4 saatten fazla sağlıklı beslenme üzerine kafa yoruyor musunuz?
● Sağlıklı beslenme ile ilgili takıntınız birkaç haftadan uzun mu sürdü?
● Yediğiniz besinlerin içeriğinde zararlı madde olup olmadığından sürekli endişe ediyor musunuz?
● Gün boyunca ne yiyeceğinizi bir gün önceden planlıyor musunuz?
● Organik ürünler bulmak için sürekli araştırma yapıyor musunuz?
● Yemek seçimleriniz yüzünden sosyal hayatınız sekteye uğruyor mu?
● Zararlı olduğunu düşündüğünüz bir besini yiyince suçluluk duygusuna kapılıyor musunuz?
● Çevrenizdeki insanlar sizin beslenme kurallarınıza uymadıklarında onları eleştiriyor musunuz?
İLİŞKİLERİN SAĞLIĞI BOZULMASIN
Klinik Psikolog Kadıoğlu, sağlıklı beslenme takıntısında en önemli noktanın ailevi ve sosyal ilişkiler olduğunu vurguluyor: “Çünkü sağlıklı beslenme takıntısı geliştirmiş bir kişi, ailesi ve sevdiklerinin hangi besinleri tükettikleri konusunda çok müdahaleci olabiliyor. Örneğin bir anne çocuğunun her yediğine itiraz ediyor, neyi yiyip neyi yememesi gerektiğini sık sık tekrarlıyor. Bu durum anne ile çocuğun ilişkilerinin gerilmesine neden oluyor. Hele ki çocuk ergenlik döneminde ise daha büyük sorunlar doğuyor. Sağlıklı beslenememe endişesi ile dışarıda yemek yemekten sakınan kişi sosyal hayata katılmakta da zorlanıyor, tüm yemeklerini evde hazırlamak istediği için zaman içinde sosyal hayattan kopuyor.”
Devamı diğer sayfada