Diğer
    Ana SayfaİlişkiBir gün… Bir hafta… Bir ay… Birini seçin!

    Bir gün… Bir hafta… Bir ay… Birini seçin!

    -

    Kadınların yaşadığı en büyük çelişkilerden biri de cinsel birlikteliğin zamanı oluyor. İlk geceden beraber olmak bazen kötü hissettiriyor, bazen de ilişkinin geleceğini etkiliyor. Böyle olunca da akıllara ‘doğru zaman var mı?’ sorusu geliyor.

    Okuduğum bir yazıda şöyle yazıyordu; “Aldığınız ürünün bile bir değiştirme süresi bulunuyor ve bu süre bir ile üç ay arasında değişiyor. Eğer bir ilişkinin uzun süreli olmasını istiyorsanız cinsellik için bir ay beklemelisiniz.” Yazı böyle diyordu peki bu düşünce ne kadar doğruydu? Gerçekten yatağa ilk günden girmek ilişkiyi olumsuz etkiliyor mu ya da ilk günden birlikte olunan bir erkek sizi hayatının kadını olarak görmüyor mu? Birçok kadının merak ettiği bu soruyu Yedikule Psikiyatri Kliniği’nden Dr. Gürkan Odabaşıoğlu ile konuştuk.

    Doğru zaman var mı?
    Hayatınızın erkeği ile tanıştınız ve ilk gördüğünüz anda ona aşık olduğunuzu hissettiniz. Öyle bir ortam oldu ki, ilk geceden birlikte oldunuz. Peki şimdi ne olacak? Dr. Gürkan Odabaşıoğlu, “Cinsel birlikteliğin zamanı kişisel ahlaki anlayışa, sosyal tutumlara, kişinin cinsel istekliliğine bağlı olarak değişen bir konu. Bu nedenle de bireye göre değişiyor. Benim kişisel görüşüme göre doğru zaman diye bir durum yok. Beşinci gün, onuncu gün gibi bir doğru bulunmuyor. Böyle düşünceler sosyal baskılardan kaynaklanıyor. Genç bir kız eğer bekareti düşünüyorsa karşısındaki erkekle evlenene kadar beraber olmayı düşünmeyebiliyor. Kişisel istekler dışında sosyal düşünceler de bu konuyu etkileyebiliyor. Örneğin anne ve baba baskısı düşünülebiliyor. Kısacası sosyal baskılar, cinsel birliktelik için doğru zaman nedir kurallarını ortaya çıkarıyor. Ama insanın doğal halinde böyle bir şey yok” diyor.

    Kadınlar ne hissediyor?
    İlişkiden yeni çıkan, aldatıldığını düşünen, aldatan kadınlar bu tür ilişkileri daha çok yaşıyor. Cinselliğin zamanı aslında kişinin neye, nasıl baktığıyla ilgili bir durum. Kişi sadece cinsel yönden beraber olmak istiyor olabilir. Bu tür ilişkilerde ilişki sonrasında çiftler birbiriyle hiç görüşmeyebiliyor. Fakat bu tür bir durumda kadın kendini değersiz hissediyor. Özellikle de kadın bir ilişki istiyor fakat erkek istemiyorsa kendine saygısı azalabiliyor. Beklenti içine çok çabuk girdiğini fark edip bir anda boşluğa düşebiliyor. Uzun vadede ise depresyon görülebiliyor. Bu tür ilişkileri sık sık tekrarlamaya başlayabiliyor ve bunun sonucunda cinselliği monotonlaştırıyor. Bu tekrarladığında hem bedenine hem de ruhuna zarar vermiş oluyor. Kendine zarar vermekten hoşlanmaya başlayabiliyor. Yaşadığı ilişkileri umursamayabiliyor ya da insanlara yaklaşırken çok temkinli olabiliyor. Normalde olması gereken doğal ritim kaçıyor. Karşısındakine karşı şüpheci davranabiliyor. ‘Acaba aynı şey olur mu, aramazsa ben ne yapacağım?’ diyerek cinselliği erteleyebiliyor.

    - Advertisement -

    Çoğu zaman tanışılan mekan ya da tanışma şekli de ilişkinin gidiş hattını etkiliyor. Fakat barda tanışıp, ilk gece birlikte olan ve sonrasında evlenen birçok çift de bulunuyor.

    Erkekler ne hissediyor?
    Erkekler çoğu zaman cinsellik ve sevgiyi bir arada tutmayı başaramıyor. Bu da çoğunlukla erkeklerdeki anne düşkünlüğünden kaynaklanıyor. Dolayısıyla cinsellikte değersizleştirme yaşıyor. Karşısındakini değersizleştirme amacıyla da cinselliği yaşayabiliyor. Beraber olduktan sonra “Ben bu kadınla evleneceğim, çocuklarımız olacak” diye düşünmeye ve karşısındaki kadını annesine benzetmeye başlıyor. Bu durumu fark edince de ürkebiliyor ve kaçabiliyor. Bazı erkeklerde bu değişim oldukça hızlı olabiliyor.

    Yalnız olmak istemiyorsanız oyunun dışında kalmamanız gerekiyor. Fakat bu da beraberinde hayal kırıklıklarını, mutsuzluğu ve çoğu zaman da mutsuz ilişkileri getiriyor. Devamı diğer sayfada



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz


    Tam bir sebze canavarıyım

    ‘Binbir Gece’ dizisindeki rolüyle her hafta evlerimize konuk olan, sevilen oyuncu Ceyda Düvenci “bakımlı, kendini her haliyle seven ve güvenen, sağlığına dikkat eden kadınlar...

    Diyette başarısızlık yoktur, vazgeçmek vardır

    Yeni kitabı ‘Afiyetle Diyet’’in raflardaki yerini aldığı bugünlerde Uzman Diyetisyen Dilara Koçak ile bir söyleşi yaptık ve ondan stil sırlarını öğrendik...Yeni kitabınızdan biraz bahseder...

    Tek yaptığım spor oğlumla yürümek

    G.O.R.A'nın çekimleri için ne diyeceksiniz?Çekileli uzun zaman oldu! İnsan bir şey çektiği zaman hemen seyretmek istiyor ama bu filmin başına hakikaten gelmedik şey kalmadı....