NE ZAMAN BULUŞMALI?
Birlikte olduktan sonraki ilk hafta içerisinde buluşmak gerekiyor. Bir hafta geçtikten sonra arayan ve soran olmazsa bu üzücü haber anlamına geliyor.
NE YAPMALI?
Erken cinsel ilişki yaşandığında kadınların yapması gerekenleri Dr. Gürkan Odabaşıoğlu şöyle özetliyor:
● Böyle bir ilişki yaşandıktan sonra kadın erkeği aramaktan çekinmemeli ve aramalı. Bu konuda kendine güvenmeli. Kadınlar genelde ilk olarak erkeğin aramasını bekliyor ama bu çok da doğru değil. Kadın bu davranışıyla ilişki istediğini ortaya koymuş oluyor.
● İlişkiyi istiyorsa ‘Olmamalıydı, yapmamalıydım’ dememeli. Böyle düşünmeye başlayan kadın güçlü duran bir kadın olmuyor. Eğer sıkıntı yaparsa bunu karşı tarafa da yansıtıyor.
● Kadın ‘Seni istiyorum ama yapışmıyorum’ hissini göstermeli.
● Yaşananlardan suçluluk duyulmamalı.
Yalnızlık çok mu arttı?
Dr. Gürkan Odabaşıoğlu, “İnsanların birbiriyle ilişki kurmaları bile artık çok zor. Yoğunluk nedeniyle herkesin çok az zamanı var. Bu nedenle de kafalar karışıyor. Bir sürü kadın, bir sürü erkek var. Bir sürü talep, bir sürü beklenti var. Ama bunları karşılayacak zaman sıkıntısı da var. Bu kadar uyaranın fazla olduğu bir yaşam içinde ilişki kurmak da zor. Bu nedenle ilişkiler erken başlayıp, erken bitiyor ya da bu durum kabul ediliyor. Bunun dışında kalmak isteyenler ise oyunun dışında kalıyor. O zaman da yalnız kalıyor. Yalnızlık çok artmış durumda. Fakat bu yalnızlık tercih edilen bir yalnızlık oluyor” diyor. Evlilik öncesi ilk geceden beraber olanlar olduğu gibi evlilik öncesi hiç beraber olmayan çiftler de olabiliyor. Bu çiftlerin yaşadığı en önemli sorunlardan biri vajinismus oluyor. Yani evlenmeden önce cinsel yaşamı olmamış bir kadında korku başlıyor ve cinsel ilişkiyi yaşayamıyor. Erkeklerde ise erken boşalma görülebiliyor.
Erkekler ‘tek gecelik’ bağımlısı olabiliyor
Tek gecelik ilişki yaşayan erkeklerde bu tür ilişkiler bağımlılık yaratabiliyor ve çok sık tekrar eden bir davranış kalıbı haline gelebiliyor. Bu tür ilişkiler yaşayan erkekler, kadınlara başka türlü yaklaşamıyor. Uzun dönemde depresyona meyilli oluyorlar. Sonrasında ise sevgi, duygu gibi şeylerin eksikliği yaşanmaya başlıyor. Böylece daha da mutsuz olabiliyorlar.
Cinsellik ne zaman ve ne şekilde öğretilmeli?
Türkiye’de cinsellik konusunda genelde “Bunu aklına sokmayalım” gibi bir düşünce bulunuyor. Özellikle kız çocuklarında erken görülen cinsel dürtüler konusunda aileler endişeli oluyor. Dr. Gürkan Odabaşıoğlu, “Cinsel bilgi aileden verilmeli fakat bu genelde olmuyor. Böylece cinsel bilgilendirme eğitimi yarım kalmış oluyor. Bu nedenle de gençler cinsel hastalıklar konusunda bilgisiz oluyor ve korunmayı bilmiyorlar. Küçük yaşta hamilelikler, cinsel yolla bulaşan hastalıklar görülebiliyor. Okullarda da böyle bir eğitim verilmiyor. Bu şekilde büyüyen çocuklar da cinsellikle dalga geçiyor ve gerçek bilgileri alamıyorlar. Cinselliğin artısı, eksisi, rahatsızlıkları, beden yapısı öğrenilmiyor. Bedenle ilişki bozuk oluyor, orgazm olunamıyor. Oysa cinsel eğitimde doğru olan, ebeveynlerin bilgi verirken kız çocuğuna annenin, erkek çocuğa ise babanın bilgi vermesi. Cinsel eğitimin belirli bir yaşı da yok. O talep ettikçe söylemek daha doğru. Konunun çocuğa doğal şekilde anlatılması, beden üzerinden gitmek, anatomik fotoğraflar göstermek çocuğun konuyu daha iyi anlamasını sağlıyor” diyor.
Nilgün Yıldız
Formsante Dergisi Aralık 2011 Sayısı