Diğer
    Ana SayfaİlişkiBoşanmayı önleyen bilimsel formül

    Boşanmayı önleyen bilimsel formül

    -

    ÇATIŞMAYI YÖNETMEK
    Araştırmalar gösteriyor ki mutlu çiftler de mutlaka tartışıyor. Tartışmalar, çözülebilir nedenlerle olduğu gibi çözülemeyecek nedenlerle de ortaya çıkıyor. Örneğin gelinen aileler, kişilik farklılıkları gibi konular çözülemeyecek nedenlere giriyor ve bu konular asla değişmiyor. Mutlu çiftler çözülebilir problemler konusunda çok sert olmadan konuşuyorlar. Çözülemeyecek ve ilişki boyunca sürecek konularda ise diyalog kurmaya çalışıyorlar.

    HAYALLERİ GERÇEKLEŞTİRMEK
    İki tarafın da kendisiyle, gelecekle ve ilişkiyle ilgili hayalleri oluyor. İlişkinin ilk dönemlerinde ortak hayaller kurulurken evliliğin ardından zamanla kimse birbirinin hayali ile ilgilenmemeye başlıyor. ‘Evlendik ve her şey buraya kadardı’ diye düşünmemek gerekiyor.

    İLGİ VE BEĞENİYİ PAYLAŞMAK
    Bir düşünün, flört döneminde ona ne kadar yakışıklı olduğunu, kıyafetinin çok yakıştığını, bir başarısından dolayı duyduğunuz gururu ve buna benzer beğenilerinizi ne kadar sık dile getiriyordunuz. Aynı şekilde o da size böyle davranıyordu. Bundan ne zaman vazgeçtiniz? Ne yazık ki bu paylaşımlar evlilikle beraber hızla düşüşe geçiyor.

    ORTAK ANLAM YARATMAK
    Farklı ailelerden, farklı kültürlerden gelen kişiler bir araya geldiklerinde yeni bir kültür oluşturuyorlar. Doğum günü kutlamaktan kahvaltı etme alışkanlığına, bayram yaşama alışkanlıklarından evden çıkış şekillerine kadar farklı alışkanlıklardan gelen çiftler yeni oluşturdukları ailede kendi ritüellerini oluşturuyor. Örneğin yıldönümlerinin hep erkek tarafından organize edilerek kutlanmasını bekleyen kadın mutsuz oluyor, erkek de bu durumdan etkileniyor. Oysa yeni bir ritüel oluşturup kutlamaları her sene sırayla organize etmek böyle bir çifte çok iyi geliyor.

    BOŞANMAYA GÖTÜREN HATALI DAVRANIŞLAR
    ■ 1. Tartışmalara sert başlamak
    Tartışmaya eşlerden birinin çok sert başlaması örneğin, saldırgan bir şekilde, yüksek sesle veya karşı tarafı aşağılayan bir cümle ile başlaması tartışmaların giderek alevlenmesine ve büyük kavgalara dönüşmesine neden oluyor.

    - Advertisement -

    ■ 2. Eleştiri ve aşağılama
    Çiftlerin birbirleriyle iletişim halindeyken kullandıkları eleştiri ve aşağılama ilişkinin yüzde 90 oranında boşanma ile sonuçlanacağını gösteriyor.

    ■ 3. Savunma
    Pek çok kişi eşinden herhangi bir eleştiri aldığında hemen savunmaya geçiyor. Bu davranış aslında ‘Bu benim suçum değil, senin şu davranışından kaynaklanıyor’ diyerek eşini suçlamanın bir diğer yöntemi oluyor.

    ■ 4. Duvar örme
    Eşlerden birinin tartışma sırasında ‘Hı hı’, ‘Evet’ ‘Hayır’ gibi aktif bir dinleme halinden sessizliğe bürünmesi ve göz kontağını keserek iletişimden tamamen kopması tartışmayı karşı taraf için daha da alevlendiriyor.

    ■ 5. Dolma-taşma
    Tartışma sırasında bedende oluşan fizyolojik değişimler örneğin kalp atışının hızlanması, adrenalinin ve kan basıncının artması eşlerin tartışmayı sürdüremeyecek bir noktaya gelmesine neden oluyor.

    ■ 6. Başarısız telafi girişimleri
    Bir tartışma sırasında ya da sonrasında bunu telafi edebilecek herhangi bir özür veya af dilemenin olmaması boşanmanın diğer belirtilerinden biri.

    ■ 7. Kötü hatıralar
    Çiftin geçmişle ilgili olumsuz şeyleri hatırlamaları ve sürekli gündeme getirmeleri, ‘Sen şöyle yapmıştın böyle yapmıştın’ gibi cümlelerle başlıyor. Geçmişle ilgili bu olumsuzluklar ilişkinin bugününü ve geleceğini etkiliyor.

    ■ 8. Sonraya saklama veya biriktirme
    Çiftler birbirleri ile ilgili bir olumsuzluk yaşadıklarında bunu sonraya saklamaya veya birkaç olay üst üste geldiğinde eşi ile paylaşmaya çalışabiliyor. Bekleyen konular sonradan büyük kavgalara dönüşebiliyor.

    ■ 9. Duygusal kopukluk
    Duygusal kopukluk eşlerin eskisi gibi birbirleri ile hiçbir şeyi paylaşmamaları, beraber vakit geçirmemeleri kısacası ‘Biz’ olmaktan çıkmaları anlamına geliyor.

    ■ 10. Etkiyi kabul etmemek
    Eşlerin birbirlerinden gelen etkilere açık olmak yerine diğerinin söylediği şeyi reddetmeleri ya da önemsememeleri bu kapsama giriyor. Önemli bir araştırma erkeklerin kadınlara göre etkiyi çok daha az kabul ettiğini gösteriyor.

    Yaprak ÇETİNKAYA

    Seninle Dergisi Kasım 2012 Sayısı



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz