Burun ameliyatları sadece estetik değil aynı zamanda psiko-cerrahi alanına da giriyor. Burunlarından memnun olmayan kişiler zamanla kendilerini toplumdan uzaklaştırabiliyor. Bu yüzden cerrahi operasyon onlar için sihirli bir değnek anlamına da gelebiliyor.
Kulak Burun Boğaz Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan ile burun estetiklerinin taşıdığı psikolojik yükü konuştuk. Burnun sadece estetik anlamda bir dış görünüm objesi olmadığının altını çizen Op. Dr. İlhan estetik bir görünüm istenirken sağlıktan vazgeçilmemesi gerektiğini belirtiyor. Op. Dr. İlhan, burun estetiğinin psikolojik boyutu hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
Estetik cerrahi uygulamaları içinde burun ameliyatları hangi sırada yer alıyor?
Türkiye’de burun ameliyatları tüm estetik ameliyatlar içinde birinci sırada yer alıyor. Yani burun ameliyatı en çok tercih edilen estetik cerrahi olma özelliğini taşıyor.
Türkiye’nin belirli bir burun tipi var mı?
Anadolu coğrafyasında çok ciddi bir çeşitlilik söz konusu. Her yörenin kendine özgü ve tanımlayıcı bir burun yapısı var. Karadeniz’in, Doğu Anadolu’nun, Güneydoğu’nun ve Trakya’nın farklı burun yapısı ve problemleri var. Burun konusunda hep öne çıkan bölge Karadeniz oluyor ama özellikle Erzincan ve Erzurum’dan Ardahan ve Artvin’e kadar giden bölge karakteristik burun yapısı anlamında Karadeniz kadar fark edilir bir yapıya sahip.
Burun ameliyatları psiko-cerrahi alanına giriyor mu?
Burun, en fazla dikkat çeken ve ifadeyi en çok etkileyen yapılarından biri hatta en önemlisi. Bu yüzden özellikle gençlerin vücutlarında en çok takıldıkları ve takıntı yaptıkları bölge. Burun estetiği insanların psikolojilerine en çok dokunan operasyon. İnsanların kendilerini ifade etmeleri yolunda burunları büyük bir engel olarak durabiliyor. Genelde burnundan memnun olmayan insanlar toplumda bir adım geride olmayı seçebiliyor. Bu durum daha ergenlikten itibaren başlayabiliyor. Burun yapısını beğenmediği için fotoğraf çektirmeme, bir kafe ya da sosyal bir mekanda burnunun görüneceği açıya göre yer seçme, yeterince sosyalleşememe ve hatta okula bile gitmek istememe gibi sorunlar gelişebiliyor. Bu yüzden ameliyat öncesinde özellikle gençlerle nasıl bir burun yapısı istediği veya istemediği konusunda en az iki-üç kez görüşmek gerekiyor. Hasta 18 yaşından küçükse ailenin de rızası alınarak burun estetik ameliyatı yapılıyor. Yani bizler aslında burun ameliyatlarında sadece burna dokunmuyoruz. Daha içerilerde de bir yerlere dokunuyoruz. Yaş ilerledikçe ve kişi hala burnuyla mutsuzsa ergenlikten sonra da yine aynı sorunlar devam edebiliyor. Kadınlar ağır göz makyajlarıyla dikkati gözlerine çekeceklerine ve bu şekilde burunlarını kamufle edeceklerine inanabiliyor. Burnunu beğenmeyen kişiler hayatları boyunca çevrelerinden ve ailelerinden “Biz seni böyle seviyoruz” cümlesini duysalar dahi burunlarıyla mutlu olamayabiliyor. Bu nedenle 60 yaş üzerindeki kişiler bile burun estetiği talebi ile doktorların kapısını çalabiliyor.
Talep edilen burunla yüze yakıflan arasında fark var mı?
Burun estetiği ülkemizde dünya standartlarının üzerinde bir konumda. Estetik burun ameliyatı için bizlere gelen hastalar artık çok daha bilinçli, kendi yüz yapılarını ve nasıl bir burun istediklerini hatta derisinin özelliklerini bile bilerek gelenler var. Kendi fotoğrafları üzerinde bilgisayarda oynamalar yapıp neyin yakışacağını bilerek gelenler de azımsanmayacak oranda. Zaten hastanın kendi burun ve yüz yapısına uymayan bir burun istemesi durumunda doktorun görevi, istenilenin neden olamayacağını hastaya açık bir şekilde açıklamak ve o hastaya neyin yakışacağı neyin yakışmayacağını gerçekçi sınırlarda anlatmak. Son yıllarda bu konuda ciddi bir bilinçlenme var diyebiliriz.
Formsanté Dergisi Mayıs 2013 sayısı