Daha iyi nefes almak ve daha güzel görünmek için göze aldığınız burun ameliyatı bazen hayallerinizin gerçekleşmesine yetmiyor, hatta ortaya çıkan sonuç ‘Eski burnum daha güzeldi’ dedirtiyor. Rekonstrüktif Cerrahi, bu aşamada devreye girerek ikinci bir ameliyatla hataları telafi edebiliyor.
Buruna şekil verme ameliyatı anlamına gelen ‘rinoplasti’, doğuştan, travmatik veya hormonal etkilerle ortaya çıkan fonksiyon bozukluklarını ve estetik sorunları ortadan kaldırmak için uygulanıyor. Ancak bu ameliyat her zaman mutlu sonla bitmiyor. Bayındır İçerenköy Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi ve El Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ali Rıza Erçöçen, ilk ameliyatın sonunda hastanın beklentilerini karşılamayan, daha kötü bir görünüme yol açan ve nefes alma problemini ağırlaştıran bir durum ile karşılaşma oranının azımsanmayacak düzeyde olduğunu söylüyor. Sonucun bazı durumlarda, kişinin toplum içine çıkmasını dahi engelleyebildiğini belirten Prof. Dr. Erçöçen, komplikasyonların ve deformitelerin düzeltilmesi için uygulanan Sekonder (İkincil) Rinoplasti hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
Sekonder Rinoplasti nedir?
Primer Rinoplasti, buruna fonksiyonel ve estetik amaçla şekil vermeyi hedefleyen bir ameliyat ancak bazen hastaya ait nedenler ya da teknik hatalar sonucunda yapılan düzeltici işleme Sekonder Rinoplasti deniliyor. Bu kavramın, Primer Rinoplasti’yi yapan cerrahın ortaya çıkan teknik hataları düzeltmesi anlamına gelen Revizyon Rinoplastisi ile karıştırılmaması gerekiyor. Uygulama, başka bir cerrah tarafından yapıldığında Sekonder Rinoplasti adını alıyor.
Sekonder Rinoplasti’ye hangi durumlarda ihtiyaç duyuluyor?
Hastalar hem nefes alma problemlerinin giderilmesi hem de görünümün düzeltilmesi için hekime başvuruyor. Ancak bazen hastanın beklentisi ile ortaya çıkan sonuç örtüşmeyebiliyor. Teknik açıdan bakıldığında ise vakaların yüzde 80’inde burundaki kemik ve kıkırdak yapılarının aşırı çıkartıldığı, yüzde 15’inde bu yapıların yetersiz çıkartıldığı, yüzde 5’inde ise kemik ve kıkırdak yapıların birbirleriyle ilişkisinin yani bütünlüğün bozulduğu görülüyor.
Bu ihtiyacın önüne geçmenin yolu nedir?
Hastalar işlemin kısa olmasını, sürecin sorunlu olmamasını, maliyetin düşük olmasını istiyorlar ve fazla araştırma yapmadan, hekimin yeterli tecrübesi olup olmadığını iyice öğrenmeden hemen ameliyata karar verebiliyorlar. Ancak ameliyattan sonra ortaya çıkan tablo hayal kırıklığı yaratabiliyor. Özellikle kadın hastalarımız için şu örneği vermek istiyorum: Bir ayakkabı almak için nasıl onlarca dükkan gezip birçok model deniyorsanız burun ameliyatını gerçekleştirecek cerrahı seçerken de en az o kadar seçici olunması, mümkünse birkaç hekimden görüş alınması ve hekimin tecrübesinden emin olmak gerekiyor. Çünkü sonuçta satın aldığınız ayakkabıyı günler sonra iade edebiliyorsunuz ancak burun ameliyatının geri dönüşü bu kadar kolay olmuyor.
Sekonder Rinoplasti, ilk ameliyattan en az ne kadar sonra uygulanabiliyor?
İdeal olan bir yıl sonra uygulanmasıdır. Ancak hastalar ilk müdahaleden sonraki bir ay içinde bir problem fark ettiklerinde hemen doktorunun hatta bir başka doktorun kapısını çalıp hataların düzeltilmesini istiyorlar. Bu aşamada aceleci olmamak ve ani karar vermemek gerekiyor. Buruna yapılan müdahale sonucunda orada oluşan yaranın iyileşme süreci yaklaşık olarak bir yıldır. Bu sürenin sonunda problemlerin ortaya çıkarılıp, Sekonder Rinoplasti’nin ona göre uygulanması gerekiyor. Devamı diğer sayfada