Hande SubaşıTaçlı güzellerden biri olan Hande Subaşı, sunuculuk ve oyunculuktaki başarısını her yeni gün ilerletirken sadeliği ve güzelliğiyle de göz dolduruyor. Subaşı ile sağlıklı yaşam üzerine konuşurken, ünlü olmaktan, aşktan ve modadan bahsetmeden de edemedik. İşte her yönüyle sıcacık bir Hande Subaşı röportajı!
Hande Subaşı ile Bebek’teki Mevsim Manavı’nda buluştuğumuzda ilk dikkatimi çeken doğallığı oluyor. Tatilden gelmesinin etkisiyle bronz teni ile fark edilirken, fiziği ile yolda yanınızdan geçtiğinde dönüp baktığınız kıskandırıcı kadınlardan olduğunu söyleyebilirim. Meyve ve sebzeyi çok sevdiğini söyleyen Subaşı ile bir manav alışverişi yapalım dedik. Hem sizin için sağlıklı meyvelerden seçtik hem de kendisiyle Bebek Parkı’nda güzel bir gün geçirdik.
Aşk, mutlu, huzurlu ve heyecan halinde tutan, güzel bir duygu. Aşıkken ‘Aman dikkat edeyim’ gibi şeyleri düşünmem.
YENİ PROJENİZ VAR MI?
TRT 1’de Emre Altuğ ile oynadığım dizi yaz tatiline girdi. Şimdi ‘Anadolu Kartalları’ isimli bir sinema filmi çekiyoruz. Dört ayrı şehirde çekilen filmde, genç ve dinamik bir kadro ile çalışılıyor. Yönetmenimiz Ömer Vargı. Konservatuarda okuyan genç bir kızı canlandırıyorum. Çellist bir kızı canlandırdığım için çello dersleri almaya başladım. Filmde beş savaş pilotu adayı var ve ben onlardan birinin sevgilisi rolünü oynuyorum.
Mekanlar: Bebek Mevsim Manavı, Bebek La Sirene Restaurant
Sağlıksız şeyler de tüketiyorum
Sağlıklı yaşıyor musunuz?
Sağlıklı yaşam insanın kendine yaptığı bir yatırım fakat dürüst olmak gerekirse bunun için çok özel bir çaba sarfedemiyorum. Çünkü sağlıklı yaşam denilince akla ilk beslenme geliyor. Çalışma şartlarımdan dolayı çok düzenli beslendiğimi söyleyemiyorum. Fakat bunun yanında çocukluğumdan beri yemek ayırt etmeyen biriyim. Meyve ve sebzeyle aram her zaman iyi oldu. Son aylarda spor yapmaya başladım. Aslında son yıllarda kendime biraz daha özen gösteriyorum.
Beslenme düzeniniz nasıl?
Sabahları eğer vaktim varsa kendime özel şeyler yapıyorum. Örneğin evde bulunan tüm yeşillikleri, su ve yoğurtla birlikte mikser yardımıyla karıştırıyorum ve içiyorum. Gün içinde bitki çayları tüketiyorum. Özellikle de aktardan alınmış bitki çaylarını demliyorum. Her gün yeşil çay içmeye çalışıyorum, onun dışında ıhlamur ve papatya çayları içiyorum. Ada çayı ile melisa çayını da çok tüketiyorum. Bu çayların içine karanfil, tarçın, zencefil ekliyorum. Ayrıca çayın içine ince bir dilim portakal ya da limon da atıyorum. Kokulara çok duyarlıyım, bu nedenle de yediğim, içtiğim bir şeyin aromasının, kokusunun hoş olması çok önemli. Doğallığa ve doğal ürünlere karşı bir sempati duyuyorum.
Benim hayatımda artılar ve eksiler eşit durumda. Kırmızı et yanında, balık ya da tavuk da yiyorum.
Kaçamak yaptığınız olmuyor mu?
Sağlıksız şeyler de tüketiyorum ama dengelemeye çalışıyorum. Sağlıklı yaşamı benimsemek gerekiyor. Zorlama olunca olmuyor, keyif almak lazım. Tatlıyla aram çocukluğumdan beri iyi değil. Tatlı ihtiyacımı meyveden alıyorum ve çok fazla meyve suyu tüketiyorum. Bu da benim için bir avantaj. Ama benim de yemeği kaçırdığım zamanlar oluyor.
Yalnız kahvaltı yapmayı sevmiyorum
Yemek düzeniniz nasıl?
Kahvaltı alışkanlığım kalabalıkla bağlantılı. Eğer o sabah kalabalıksak, ailece ya da arkadaşlarımla kahvaltı yapacaksam kahvaltıdan keyif alıyorum. Kahvaltıda roka ve maydanozu çok tüketiyorum. Ama tek başıma olduğumda kahvaltı etmiyorum. Öğlen ya da akşamları salata yemeyi seviyorum ama açsam canım ne istiyorsa onu yiyorum.
MAKYAJLA UZUN SÜRE KALMAM
“Cilt bakımım konusunda özenliyim. Dermatoloğumun tavsiye ettiği ürünleri kullanıyorum. İşimiz gereği çok makyaj yapılıyor, bu nedenle işim bittiğinde makyajımı hemen çıkarıyorum. Yapılan makyajla güne devam edemiyorum. Derinlemesine, özenli bir temizliği düzenli olarak yapıyorum. Temizleme jeli, nemlendirici kullanıyorum. Özel karışımlarım yok, eczanede satılan ürünlerden kullanıyorum. Cilt bakımının, cilt tipine göre dermatolog tarafından verilen tavsiyelerle yapılmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum. Geç vakitlere kadar çalıştığımda, uykusuz kaldığımda cildim hemen çöküyor ve yıpranıyor. Hemen hissedebiliyorum. Bu nedenle beslenmemde meyve ve sebze tüketmenin cildime de iyi geleceğini biliyorum.”
Çok yediğim halde kilo almıyorum. Biraz genetik galiba çünkü ailede neredeyse herkes ince ve uzun vücut yapısına sahip.
Çok yiyip kilo almamayı nasıl başarıyorsunuz?
Biraz genetik galiba, çünkü ailede neredeyse herkes ince ve uzun vücut yapısına sahip. Kilo almıyoruz. Ama zamanla vücudumda değişiklikler olduğunu gözlemliyorum. Aslında bir yıl öncesine göre daha hızlı kilo almaya başladığımı fark ediyorum.
En sevdiğiniz sebze hangisi?
Her şeyi yiyorum. Brokoli, pırasa ve karnabaharı çok seviyorum. Özellikle kırmızı eti çok tüketiyorum. Aslında o konuda biraz hata yapıyorum. Benim hayatımda artılar ve eksiler eşit durumda. Kırmızı et yanında, balık ya da tavuk da yiyorum. Hemen hemen her gün kırmızı et yiyorum, sağlıklı olmadığını biliyorum ama vazgeçemiyorum. Etin üzerinde çok sos sevmiyorum, sade yemeyi tercih ediyorum.
Yemek yapıyor musunuz?
Hayatımda düzen olmadığı için yemek yapmıyorum, yoksa her şeyi yapmayı biliyorum. Ancak bir arkadaşım için ya da canım bir şey istediğinde yemek yapıyorum. Eskiden yemek yapmaya daha düşkündüm, özellikle okul yıllarında çok yapıyordum. En güzel yaptığım yemek pilav. Zeytinyağlı dolmayı da güzel yapıyorum. Tatlı ve kurabiye yapıyorum. Keyif alıyorum aslında.
Pilatese başladım Spor yapıyor musunuz?
Sporu bu yıla kadar hiç yapmıyordum ancak yüzüyordum. Bu yıl ilk defa pilatese başladım. Sporun ne kadar önemli olduğunu yapmaya başlayınca anladım. Çevremde düzenli spor yapan insanlar, sporun insanı mutlu eden bir şey olduğundan bahsederlerdi, hayatı farklı yaşadıklarını söylerlerdi. Fakat bana çok da doğruymuş gibi gelmiyordu. Ama şimdi yani pilates yapmaya başladıktan sonra kendimi mutlu hissetmeye başladım. Kendime bir faydam dokunduğunu hissediyorum ve bu beni çok mutlu ediyor. Pilates yapamadığım zaman pişmanlık duyuyorum. İş yoğunluğundan dolayı her gün olmasa da, haftada üç gün yapmaya çalışıyorum. Onun dışında yürüyüş yapıyorum. Yazın çok fazla yüzüyorum, kış aylarında da kayak yapıyorum. Monoton sporlar yapmayı çok sevmiyorum. Yapacağım sporun bana keyif vermesi gerekiyor. Salon sporlarını yapmak bana çok keyifli gelmiyor.
Bu yıl ilk defa pilatese başladım. Sporun ne kadar önemli olduğunu yapmaya başlayınca anladım.
BAZEN YALNIZ KALMAK İSTİYORUM
“Ünlü olunca hayatım çok değişmedi. Yine eski çevremle görüşüyorum. Göz önünde olduğumun çoğunlukla farkına varmıyorum, vardığım zaman da çok rahatsız olmuyorum. Genelde benimle gelip konuşanlar çocuklar ve kadınlar oluyor. Güzel yaklaşımlar olduğu için tanınmaktan rahatsız değilim. Ama bazen insanın kendine özel, yalnız kalmak istediği anlar oluyor. Bu tür anlara pek sahip olamıyorsunuz. Dikkatli olmak gerekebiliyor. Herkese göre çok rahat davranamayabiliyorum. Ama kendimi çok da kısıtlamıyorum.”
Selülit sorunum olabilir
Vücudunuz için neler yapıyorsunuz?
Vücudum için çocukluğumdan beri düzenli olarak haftada bir kese yapıyorum. Cildim kuru olduğu için her banyo sonrası mutlaka nemlendirici krem kullanıyorum. Ama onun dışında yaptığım özel uygulamalar yok. Dikkat etmezsem birkaç yıl içinde selülit sorunum olabilir. Ama henüz öyle bir sorunum da yok.
Monoton sporlar yapmayı çok sevmiyorum. Yapacağım sporun bana keyif vermesi gerekiyor. Salon sporlarını yapmak bana çok keyifli gelmiyor.
Saçlarınız için özel bakım uyguluyor musunuz?
Saçlarımı beyazlarım çok arttığı için boyattım. Evde bakım yapmıyorum. Aslında bu tür şeyler yapanlara özeniyorum fakat uygulayamıyorum.
Modayı takip ediyor musunuz?
Modayı çok takip etmiyorum. Ben skinny kot moda olduğunda, İspanyol paça kot giyebiliyorum. Moda diye bir şeyi zoraki kendime uydurmayı çok sevmiyorum. İnsan kendine özel giyinmeli. Ama alışverişe çıktığımızda o sezonun modası neyse ağırlıklı olarak o tür ürünler almak zorunda kalabiliyorsunuz.
Hangi mağazalardan alışveriş yapıyorsunuz?
Alışveriş yaptığım mağazalar arasında rahatlığın ön planda olduğu markalar bulunuyor. Zara, Mango, Mudo ve Koton çok sık alışveriş yaptığım mağazalar arasında yer alıyor. Günlük, rahat, zevkime uygun şeyler bulabiliyorum. Butiklerden de özel parçalar alabiliyorum. Özel bir davet ya da gece için modacı arkadaşlarımdan giyinmeyi tercih ediyorum. Hakan Yıldırım, Erol Albayrak ve Dilek Hanif gibi isimlerin tasarımlarını seviyorum.
Evliliğe sıcak bakıyorum
Aşk sizin için ne ifade ediyor?
Aşk insanıyım aslında. Yalnızlığı çok sevmiyorum. Sevgi paylaşımımın olması gerekiyor. Aşk, mutlu, huzurlu ve heyecan halinde tutan, güzel bir duygu. Aşıkken “Aman dikkat edeyim” gibi şeyleri düşünmem. Normalde de bir şeyi istiyorsam ne olacak diye düşünmem. “Beni aramadı, aramayayım” gibi şeyleri beceremiyorum. Bence aşkta herkes olduğu gibi olmalı.
Kıskanç mısınız?
Biraz tek çocuk olarak büyümüş olmanın etkisi olabilir, paylaşmayı çok fazla bilmiyorum. Ailede de tek olduğum için yaşadığım arkadaşlık ilişkilerinde de aynı ilgiyi bekleyebiliyorum. Ama aşkta çok da kıskanç olduğumu düşünmüyorum. Çünkü bana da kıskançlık yapılmasından hoşlanmıyorum. Bir ilişkiyi gerginleştiren durumlardan biri de kıskançlık. Tabii ki ilgilenilmek, sevilmek, önemsenmek güzel ama çok aşırı olduğunda huzuru da bozuyor.
Aşık olacağınız kişide nelerden etkilenirsiniz?
Dış görünüş beni ilk etkileyen özellik oluyor ama sonrası da çok önemli. İçsel olarak size ne kadar hitap edebildiğine de bakmanız gerekiyor. Hayata bakışınızda ortak fikirleriniz olabilmeli. Bana çok benzeyen biriyle mutlu olamayabilirim. Ama uyum gerekli diye düşünüyorum. Aslında ilişki baştan kendini belli ediyor çünkü kimse kimseyi değiştiremiyor. Biraz ona dikkat etmek lazım. Ne kadar uyumluyuz, ne kadar ortak fikirlerimiz var, bunlara bakıyorum. Aşk ve sevgi bir yere kadar. Biraz hayatın tadını birlikte çıkartabilmek gerekiyor.
Evlilik size uzak mı?
Evliliğe sıcak bakan biriyim. Zamanı geldiğinde inşallah olacak. Evliliğin hayatımda çok büyük bir değişiklik yapacağını sanmıyorum. Evliliğe olumlu bakıyorum. Mutsuz hissettiğinizde neler yapıyorsunuz? Mutsuz hissettiğimde yalnız kalmayı tercih ediyorum. Evde, kendime özel vakit ayırıyorum. Canım sıkıldığında televizyon izleyip, kafamı dağıtabiliyorum. Tek başıma sinemaya gitmek, deniz kenarında bir yerlerde oturmak benim için terapi oluyor.
Nilgün Yıldız
Fotoğrafçı: Nurdan Usta
Formsante Dergisi Ağustos 2011 Sayısı