Kimse tabii ki daima genç kalamaz ama daima iyi görünebilir. Eğer cildinizin ışıltısı giderek azalıyorsa ve aynaya baktığınızda kendinizi yorgun bir ifadeyle buluyorsanız bazı şeyleri yanlış yapıyor olabilirsiniz. Başta cilt temizliği olmak üzere daima genç ve bakımlı bir cilde giden pek çok yol bulunuyor. Var olanı korumak ve onu en iyi hale getirmek için beslenme zincirinden bakım önerilerine işte genç bir cildin olmazsa olmazları…
Cildin yaşla birlikte ve dış etkenler nedeniyle yıpranması kaçınılmaz. Ancak yılların izini en aza indirmek ve her zaman sağlıklı bir cilde sahip olmak elimizde. Prof. Dr. Dilek Demir Erol, daima genç, daima bakımlı bir cilt için olmazsa olmaz bakım önerilerinde bulundu.
Güzel bir cildin ilk adımı “temizlik”
Kadınlar, ister çalışsın ister çalışmasın cildinin temizliğine fazla vakit ayırmıyor ne yazık ki. Çünkü günümüzde herkesin zaman problemi var. Bundan da önemlisi ev yapımı sabun kullanarak, çoğunlukla da sadece suyla yıkayarak doğal bir temizlik yapıldığı zannediliyor. Prof. Dr. Dilek Demir Erol, “Oysa cildimiz bütün gün oluşan kir, yağ, mikrop ve ölü hücrelerden arındırılması gereken bakıma muhtaç görselimizdir” diye uyarıyor ve ekliyor: “Genellikle kadınlar, kendi doğru bildikleri yöntemlere göre yaptıkları temizlikten sonra ciltlerini kuru ve gergin hissederlerse temiz olduğuna inanır. Temizlik konusuna bilimsel açıdan baktığımızda ise cilt tiplerine göre kullanılacak ürünler ve uygulanan yöntemler de farklı olur. Bu konuda en iyi desteği konusunda uzman eczacılardan alabilirsiniz.”
Prof. Dr. Erol, yüzünüzü günde iki kez temizlemenizi ve haftada bir kez peeling uygulamanızı öneriyor. Böylece yüzdeki ölü deri hücrelerden kurtulabilirsiniz. Ayrıca kan dolaşımını artırarak yeni hücre oluşumunu da desteklersiniz. Sabun kullanılmaması öneriliyor çünkü sabun damarlarınızın çatlamasına yol açıyor.
Güneşten korunmalısınız
İyi bir cilt bakımı için güneş koruyucu kullanılması önem taşıyor. Sanılanın aksine bu ürün grubu sadece yaz aylarında değil kış aylarında da mutlaka kullanılmalı. Güneşin UV ışınları 24 saat 12 ay foto yaşlanmaya, güneş yanıklarına, cilt kanserinin oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle yaz kış en az 35 faktörlü koruyucu krem sürülmeli. Güneşin ultraviyole yelpazesinde üç tür radyasyon bulunuyor: UVA, UVB, UVC.
UVA: Güneş ışınlarının yüzde 95’ini oluşturuyor. Uzun dalga boylu ışın; derinin en alt tabakasına kadar etki gösteriyor. Yaşlanmayı ve alerjiyi ifade ediyor.
UVB: Orta boyda dalga boylu ışın. Cildin hızla kızarmasını ve geçici süre ile kararmasını sağlıyorlar. Güneşe maruz kaldıktan sonraki 24 ile 48 saat içerisinde pigment hücrelerini uyararak cilt rengimizin koyulaşmasına neden oluyorlar. Cilt üzerinde oluşan güneş yanığı zararlarının temel faktörü ultraviyole B ışınlarıdır.
UVC: Ultraviyole C ışınlarının ise normal koşullar altında çok zarar teşkil etmemesi gerekirken ozon tabakasının delinmesi sebebi ile yeryüzüne daha yakın açılarda yansıyarak kanserojen riskini ve zararını yüksek derecede artırıyor. Bu güneş ışınları hücre DNA’sına zarar veriyor ve hücrenin yapısını bozarak cilt kanserine neden olabiliyor.
Nemlendiricinin içeriği doğal olsun!
Temizlik sonrası mutlaka tonik kullanmanız öneriliyor. Tonik cildin pH değerini dengeliyor, böylece dış etkenlere ve kuruluğa karşı önlem almış olunuyor. Cilt bakımında ikinci önemli nokta cildi nemlendirmek. Gün boyu muhatap olduğunuz olumsuz çevre şartlarının cildinize dost olacağı düşünülemez. Cilt tipine uygun doğal içerikli bir nemlendirici ile cildinizde oluşan istenmeyen görüntüyü yok edeceğiniz gibi gelecek için de var olanı korumayı sağlayabilirsiniz. Prof. Dr. Erol, nemlendiricinizi seçerken içeriğinin mümkün olduğu kadar doğal olmasına dikkat etmeniz gerektiğini belirtiyor. Seramid, gliserol, AHA, niyasin, peptid ve gliserol başlıca bulunması gereken maddeler.
Var olanı korumak yaşam felsefemiz olmalı!
Cildin yıpranmaması ve yaşlanmaması doğaya aykırıdır. Prof. Dr. Erol, yılların izini cildinizde daha az ve daha geç görmek için var olanı korumanız gerektiğini söylüyor. Bunun için de beslenmenize dikkat etmelisiniz. B, C, E, A ve K vitaminleri cildimizin temel taşları arasında yer alıyor. Vitamin açısından zengin besinler tercih etmek gerekiyor.
Omega-3 yağ asitlerinden EPA güneş ışınlarının neden olduğu cilt yaşlanmasını ve var olan yaşlanma izlerini azaltıyor. En zengin Omega-3 kaynakları ise uskumru, hamsi, levrek ve somon. Beslenmenizde antioksidan gücü yüksek meyvelerden yararlanmak gerekiyor. Nar, kiraz, yabanmersini, erik, üzüm, elma, çilek gibi yüksek antioksidan içerikli, cilt dostu meyveler yenilmesi öneriliyor. Her gün en az bir tane elmayı ara öğün olarak yediğiniz takdirde cilt için çok yararlı olan kuversetin almış oluyorsunuz. Aynı şekilde üzümden resveratrol, erikten de proantosiyanidin alınabiliyor.
NE YEMELİ, NE YEMEMELİ?
• Şeker ve şekerli yiyecek, içecekten uzak durmak gerekiyor. Şeker cildin dostu değil düşmanıdır!
• Balkabağı günümüzde en çok önerilen ve medikal kozmetik ürünlerin formülasyonuna da giren iyi bir cilt dostudur. Havuç ile birlikte alındığında beta karotenin de varlığıyla iyi bir antiaging kokteyli oluşturulabilir.
• C vitamini cildin dostu ve olmazsa olmazı. Turunçgiller zengin bir C vitamini kaynağı olduğu gibi kabuklarındaki d-limonene de antiaging etkili ve cilt kanserine karşı koruma özelliğine sahip bir etken madde.
• Ceviz, badem ve fındık E vitamini, kalsiyum, Omega-3 yağ asitleri içeriyorlar ve cilt dostu olarak biliniyorlar.
• Yoğurt ilk bilinen biyoteknolojik ürün ve hem vücuda hem de cilde yararlı.
• Günde en az 2,5 litre su içilmesi öneriliyor. Su içmek, hem nem kaybını karşılıyor hem de erken yaşlanmayı engelliyor.
• En az ayda bir kez profesyonel cilt bakımı yaptırmalı.
• Keten tohumu Omega-6 açısından zengin; bol bol tüketilmeli.
• Yumurta bilinenin aksine çok yararlı bir besin; protein, mineral ve vitamin kaynağı.
• Yeşil çay içeriğindeki polifenoller ve kateşinlerden dolayı antioksidan ve antiaging etkili bir içecek.
• Sigarayı bırakmalısınız. Sigara içenler içmeyenlere göre yaklaşık üç yıl daha yaşlı görünüyor. Sigara, oksijenin yeterli düzeyde vücutta gezmesine engel olduğu gibi toksin etkisi ile gözenekleri kapatıyor ve cildin kırışmasına neden oluyor.
• Alkolden uzak durmalısınız. Fazla alkol vücutta iltihaplanmayı artırdığı gibi, toksik etki yaratıyor. Bahsedilen haftada bir-iki kez alkol almak değil, her gün ve çok miktarda alkol kullanmak.
• Makyajınızı temizlemeden yatmamalısınız. Makyajınızı eve gelince temizlemelisiniz. Yüzde kalan makyaj cildin nefes almasını zorlaştırırken, sivilce ve kırışıklıklara neden olur. Makyaj yaparken kullandığınız fırçalar kesinlikle temiz olmalı. Yüzünüzde bakteri oluşumunu engellemek için mutlaka fırçalarınızı belli aralıklarla temizleyin.
• Düzenli ve sağlıklı uyku uyumanın faydaları saymakla bitmez. Cildinizin ve vücudunuzun dengesi için sağlıklı uyku uyumaya ve buna vücudunuzu alıştırmaya çalışın.
Formsanté – 2015 Mayıs sayısı