Diğer
    Ana SayfaPsikolojiDikkat, dikkat… Konsantrasyonu kaybetmeyin!

    Dikkat, dikkat… Konsantrasyonu kaybetmeyin!

    -

    Odak, dikkat ve konsantrasyon… Bunlardan birinin ya da hepsinin sekteye uğradığı bir dönem geçirebilme olasılığınız oldukça yüksek. Tedbiri elden bırakmayın!

    Hazırlayan: Elif Gürsoy

    Hızlı yaşam koşulları bizleri aslında sürekli daha dikkatli ve konsantre bir kalıba sokmaya çalışsa da durum bazen tam tersine işleyebiliyor. Stres, üzüntü, heyecan, özel hayat, problemler, iş ve aile derken, zihinsel yorgunlukla beraber tüm odağı kaybedebiliyoruz. Yaşanılan ve edinilen olumsuz deneyimler, sonrasında kayıp bir odak noktası ve dikkat eksikliğine dönüşmeye başlıyor. Günlük yaşantınızı daha kaliteli ve sağlıklı geçirmek adına; odak, dikkat ve konsantrasyon konusunda merak ettiklerimizi ve eksikliği halinde neler yapmamız gerektiğini Uz. Psk. Dilan Körükçü’den öğrendik.

    Dikkat ve konsantrasyon nedir?
    Dikkat, en genel anlamda bilincin odağı niteliği taşıyor. Amaç veya hedefe yönelik yoğun algı olarak da tanımlanabiliyor. Konsantrasyon ise dikkatle yapılan bir işi veya süreci sürdürebilme yeteneği olarak ifade ediliyor. İç ve dış uyaranlardan etkilenmeden yapılan bir işi yoğun algı ve dikkatle başarabilmek de denilebiliyor.

    Dikkat, odak ve konsantrasyon neden kaybediliyor? Buna ortam sağlayan etkenler neler?
    Yapılan tüm araştırmalara rağmen dikkat eksikliğinin veya odaklanma probleminin nedeni tam olarak bulunamıyor. Ancak biyolojik kökenli olduğu söyleniyor. Dikkatin gerçekleşmesinden sorumlu bölge, beynimizdeki önfrontal korteks. Dikkat eksikliği odaklanma problemi ya da konsantrasyonda zorluk çeken bireylerde bu alanın kullanılmadığı saptanıyor. Araştırmacılar ve uzmanlar ise biyolojik kökene ek olarak dopamin eksikliği, anne sütünü az alma gibi etkenleri de değerlendiriyor. Günümüzde buna ortam sağlayan etkenlerin en başında teknoloji geliyor. Günümüz teknolojisi, insanlarda odaklanma konsantrasyon eksikliğine yol açabiliyor. Bunun sebebi; sosyal medya bildirimleri, saat alarmı, mesaj sesi, çağrı bildirimi, otomobil iç uyarıcılar ve korna gibi dış uyarıcılar, trafik işaretçileri, toplu yaşam alanları, sürekli duyduğumuz sesler ve genel adıyla tüm uyaranlar oluyor. Bu kadar uyaran arasında bir işe konsantre olmak da zorlaşıyor. Bir süre sonra odaklanma yeteneğimiz köreldiği için sessiz ofislerimizde dahi odaklanma sorunu yaşayabiliyoruz.

    - Advertisement -

    Bir kişide dikkat eksikliği ve odaklanma problemi olduğunu nasıl anlarız?
    Dikkat eksikliği ve odaklanma probleminin genellikle okul çağında yaşanmaya başladığını söyleyebiliriz. Birey eğer dikkat eksikliğinden ve odaklanma probleminden muzdarip ise bu çocukluk çağından beri yaşadığı bir durum olabilir. Genellikle ebeveynler veya öğretmenlerin bunu fark edip uzmanlara başvurması gerekiyor. Çoğunlukla başarı konusunda performans düşüklüğü, sorumlu olunan işlerde pürüzler, geç kalmak, yapılan işten hemen sıkılmak, başka bir şeylerle ilgilenmek, sık eşya kaybetmek belirtiler arasında yer alıyor. Örneğin, o kişinin dinlediğini sansanız bile aslında akılları, fikirleri başka yerlerde oluyor. Sizinle göz teması kuruyorlar ancak yanı başınızda olsalar bile zihinsel birliktelik kuramıyorlar. Bunu fark ettiklerinde odaklanamama ve dikkat eksikliğini anlamış oluyorlar.

    Yetişkinlerde de hiperaktivite görülüyor mu? Genelde nasıl davranırlar?
    Aceleci ve sabırsız olmanın yanı sıra çabuk sinirleniyorlar. Örneğin, kırmızı ışıkta beklerken aracı ufak ufak hareket ettiriyorlar veya trafikte öndeki araçlara sinirleniyorlar. Çevreden sık sık “çok tez canlısın” şeklinde tepki alıyorlar. Telaşlı olmanın yanı sıra gereksiz yere paniğe kapılıyorlar. Bir iş veya aktiviteden çabuk sıkılıp, sürekli heyecan arayarak, riskli işler yapıyorlar. Çok konuşmak gibi belirtiler de görülüyor.

    Peki durum çocuklarda nasıl?
    Aşırı hareketli oluyorlar. Yerlerinde durmada güçlük çekiyorlar. Dikkatlerini toparlamak zor oluyor. Haliyle dikkatleri de kolay dağılıyor. Sürekli bir şeyler kaybediyorlar. Sorulara aniden cevap veriyorlar. Kuralları takip etmekte zorlanıyorlar. Sessizce oynayamıyorlar, oyunlar esnasında sıralarını bekleyemiyorlar. Çocuklar daha çok okul ortamında bu gibi sorunları yaşıyor ve ailelere şikayetler gelmeye başlıyor. Yetişkinler ise iş ortamında ve sosyal çevresinde bu durumlarla fazlaca karşılaşıyor.

    Odaklanmak ya da dikkat verememek kadar, çok fazla odaklanmak ve dikkat etmek de bir sorun sayılabilir mi? Bunların nedeni ve etkileri nedir?
    Çok fazla dikkat etmek veya odaklanmak, sorun olup olmayacağı, zamana ve yapılan işe göre değişkenlik gösterebiliyor. Bireylerde fazla kaygı ve takıntı varsa bu gibi durumlarla daha fazla karşı karşıya kalıyor. Kişi, yaptığı işte hata olmamasına önem gösterdiğinde birden fazla kez kontrol edip, hatasının olup olmadığına fazlasıyla dikkatli bir şekilde bakıyor olabilir. Ancak bu her defasında tekrarlanıp çok fazla dikkatle yapılan bir şey ise daha farklı tanılar alması mümkün olabiliyor. Çok fazla odaklanmak ve dikkat etmek gibi durumlarda, bireyin ne kadar efor sarf ettiği ve ne kadar sürdüğü bu durumda önem taşıyor. Sorun olup olmayacağı da bu gibi etkenlerden dolayı değişiklik gösteriyor.

    Genelde hangi yaş aralığında ve meslek gruplarında görülüyor?
    Bireyde çocukluktan var olan bir durum olacağı için bu yaş aralığını saptamak zor. Ancak erkek çocuklarda 4-12 yaş arasında yüzde 10, 13-18 yaş arasında yüzde altı-sekiz; yetişkin erkeklerde ise yüzde beş oranında karşımıza çıkıyor. Kız çocuklarda ise 4-12 yaş arasında yüzde 4, 13-18 yaş arasında yüzde iki-üçiken yetişkin kadınlarda yüzde iki oranında görülüyor. Dikkat eksikliği ve odaklanma problemi yaşayan kişiler, her meslek grubunda görülebiliyor.

    Uz. Psk. Dilan Körükçü

    Dikkat eksikliği bir bireyin hayatını nasıl etkiliyor?
    Kişinin erken dönemden itibaren kapasitesinin altında akademik başarı göstermesi ve anne-baba, öğretmen, arkadaş gibi kendisi için önemli olan kişilerle istenilen düzeyde ilişki kuramamasına bağlı olarak, gelişimsel ihtiyaçların tam karşılanamaması sonucunda yaşanan örselenme ve özgüven kaybı olarak ortaya çıkıyor. Dalgınlık, unutkanlık, acelecilik ve hareketlerin koordinasyonundaki sorunlara bağlı olarak yaşanan kaza ve yaralanmaların yanı sıra trafikteki sorunlara da yol açıyor. Bunların dışında sigara-alkol-madde kullanım bozuklukları, okul ve iş hayatında başarısızlık, aile ve arkadaş ilişkilerindeki sorunlar da gün yüzüne çıkıyor. Davranım bozukluğuna bağlı sorunlar da eşlik ediyorsa, yasalara uyum zorluğu yaşanabiliyor. Düşünmeden hareket etme, sağlık sorunlarının zamanında ele alınmaması veya ertelenmesi, diyetine dikkat etmeme, aşırı çay-kahve, alkol, sigara ve madde kullanımı gibi nedenlere bağlı sağlık sorunlarıyla birlikte, yetişkinlerin okul ve iş hayatında kendi kapasitesinin altında başarı göstermesine yol açabiliyor.



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz