Artık herkesin obezite riski taşıdığı modern hayatta dönemsel değil yaşamsal önlemler alma zamanı… Aksi takdirde birçok hastalık kapının diğer tarafında bekliyor.
Formsanté dergisi olarak her ay bir diyet dosyası hazırlıyor, kilo verirken bir yandan da sağlıklı beslenmeyi alışkanlık haline getirebilmeniz için bilmeniz gereken her şeyi bıkmadan usanmadan yazıyoruz. Bunu sadece güzel görünmeniz için değil, içten de sağlıklı olması için yapıyoruz çünkü artık işin şakası yok. Toplum olarak şişmanlıyoruz ve bunun sonucunda kansere ve daha birçok hastalığa davetiye çıkarıyoruz. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekmel Tezel ile obeziteyi ve kadınların her zaman üzerinde durması gereken meme kanserini konuştuk.
Obezitenin tanımını yapar mısınız?
Hayatın sürekliliği için enerjiye gereksinim duyuyoruz; başlıca enerji kaynaklarımız ise yağlar ve karbonhidratlar… Enerjinin fazlasını depolamak ise doğanın bir kuralı çünkü canlılar yokluk ya da kuraklık zamanlarında depolanmış olan bu enerjiyi kullanarak hayatta kalabiliyor. Fazla enerji vücudumuzda özellikle de karın içerisinde ve çevresinde yağ olarak depolanıyor. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının yüzde 15-18’i, kadınlarda ise yüzde 20-25’ini yağ dokusu oluşturuyor. Bu oranın erkeklerde yüzde 25, kadınlarda ise yüzde 30’un üstüne çıkması durumunda obezite söz konusu oluyor.
Türkiye’de obezitenin ilerleme hızı nasıl?
Obezite görülme sıklığı hızla artıyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de obezite sıklığı erkeklerde yüzde 20,5, kadınlarda ise yüzde 41, tüm nüfus için toplamda yüzde 30,3 olarak bulundu. Öte yandan çocuklarda obezite oranları da giderek yükseliyor.
Kimler “obez olma”ya aday?
Herkes çünkü harcadığından fazla enerji içeren gıdalar alan herkes eninde sonunda şişmanlıyor. Hele bir de hareketsiz, sporsuz bir hayat yaşanıyorsa, obezite kaçınılmaz.