Diğer
    Ana SayfaPsikolojiDikkat, obezite yanı başımızda!

    Dikkat, obezite yanı başımızda!

    -

     

    09042014 obezite3Tedavide obezitenin olumsuz etkisi var mı?

    Kanıtlar obezitenin kanserden sağ kalım üzerinde olumsuz etkilerini gösteriyor. Öte yandan kanser tedavisi sırasında özel zayıflama diyetlerinin sağ kalımı daha da azaltacağı göz önünde tutularak sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı gerektiği açık. Ancak neler yemeli ya da yememeli gibi bir soruya kestirmeden bir yanıt verilemez çünkü metabolizma kanserli kişilerde sağlıklı bireylerde olduğundan çok daha farklı işleyebiliyor. Kanser tedavisi sürecinde günlük egzersizleri tamamen bırakmamak ancak yoğunluğunu azaltarak devam etmek öneriliyor. Tedavi süreci tamamlandıktan sonra günlük fiziki aktivite bırakılmamalı çünkü daha önce de değindiğim gibi kilo alımı ve sonucunda gelişen obezitede kanserden sağ kalım daha düşük oluyor. Ancak egzersiz ya da sporun hastalığın seyrine herhangi bir etkisinin gösterilmiş olmadığını da hatırlatmak isterim.

     

     

    - Advertisement -

    Kilonuz hangi aralıkta?

    Prof. Dr. Ekmel Tezel, obezitenin vücut kitle indeksi (VKİ) ile değerlendirildiğini anlatıyor. VKİ, kilogram cinsinden vücut ağırlığının metre olarak boyun karesine bölünmesiyle (VKİ=ağırlık/boy x boy= kg/m2) bulunuyor. 18-25 kg/m2 arası normal kabul ediliyor. Bu değer 25-29 arasında olduğunda fazla kilolu, 30 ve üzerinde olduğunda obez tanımı yapılıyor. 35 ve üstü ciddi obez, 40 ve üzeri değerler ise morbid obez olarak kabul ediliyor.

     

    Meme kanseri ve obezite arasında nasıl bir ilişki var?

    Obezite ile meme kanseri arasında sigara ile akciğer kanserinde olduğu gibi direkt bir ilişki gösterilememiş olsa da kanıtlar yağ dokusu artışıyla menopoz sonrası görülen meme kanseri arasında ilişki olduğu yönünde. Düzenli fiziksel aktivite yapan kadınlarda meme kanseri daha az görülüyor çünkü vücut yağ oranı ve dolayısıyla obezite daha düşük düzeylerde… Vücut yağ oranının yüksek olması aynı zamanda dolaşımdaki kadınlık hormonlarının da artışı demek. Çünkü yağ dokusunda yüksek oranda bulunan bir enzim olan aromataz, testosterondan östrojen sentezini sağlıyor. Yağ dokusu ne kadar çoksa aromataz dolayısıyla östrojen o kadar çok oluyor. Bilimsel veriler bu durumu destekliyor; vücut kitle indeksindeki her 5 puan artış menopoz sonrası meme kanserini yüzde 12 oranında artırıyor. Diğer taraftan obezite insülin direnci yaratıyor. Kişi şmanladıkça kan şekeri yükseliyor, buna karşılık olarak insülin salgısı da yükseliyor ancak insülin kan şekerini etkin bir şekilde azaltamıyor. Sonuçta yüksek insülin düzeyleri ile seyreden Tip 2 diyabet hastalığı ortaya çıkıyor. İnsülin, meme hücrelerinin çoğalmasını uyaran bir etkiye sahip ve östrojen ile aynı yönde etki ediyor. Ayrıca insülinin yükselmesi östrojen öncüsü hormonları başlayan proteinleri azaltarak, serbest hormon miktarının artmasına, yani dolaylı olarak östrojenin artışına da yol açıyor. 

     

    Her gün sağlıklı beslenin

    Hormona duyarlı meme kanserleri tüm meme kanseri olgularının büyük bir çoğunluğunu oluşturuyor. Bu olguların tedavisinin önemli bir parçasını hormonoterapi yani östrojenin etkilerini veya yapımını azaltıcı tedavi oluşturuyor. Yağ dokusu östrojen için önemli bir kaynak olduğundan kandaki östrojen yükseliyor. Bu durum, “aromataz inhibitörü” denilen ilaçların imanlarda etkinliğinin daha düşük olacağı savına yol açtı. Çalışma sonuçları bu savı destekler kanıtlar vermese de tüm meme kanseri olguları göz önüne alındığında normal kilolularda obezlere göre ortalama sağ kalım daha uzun. Ancak tedavi sürecinde diyet yapılarak kilo verilmesinin bir katkısı olmayacağı hatta zaten hastalık ve kemoterapi dolayısıyla yorgun düşmüş bir vücutta böyle bir diyet programının zararları olacağının göz önünde bulundurulması gerekiyor.

     

    Yaprak ÇETİNKAYA

    Formsanté Dergisi Mart 2014 sayısı



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz