Diğer
    Ana SayfaSağlıkDizginler hormonların elinde

    Dizginler hormonların elinde

    -

    Herkesin hayatında önemli bir yeri olan hormonlar, kadınların adet döneminin başlamasıyla daha da ön plana çıkıyor. Vücut fonksiyonlarından ruh hallerine kadar adeta her şeyin kontrolünü ele geçiriyorlar.

     

     

     

    - Advertisement -

     

    Hormonlar, kadınların hayatında önemli bir yer tutuyor. Yaşamı derinden etkileyebilen, özel bezler tarafından salgılanarak kana karışan hormonlar ulaştıkları organlarda ve dokularda fonksiyon düzenleyici olarak görev yapıyor. Ergenlik döneminde ve sonrasında vücudun geçirdiği değişimlerin sorumlusu da yine bu salgılar… Büyüme ve gelişmeye yardımcı olmalarının yanı sıra organların işlevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirmeleri de yine hormonların görevleri arasında yer alıyor. Hormon bozukluğu durumunda büyüme, gelişme, sindirim gibi pek çok konuda sorunlar ortaya çıkabiliyor. Fiziksel rahatsızlıkların yanında psikolojik etkileri de kısa sürede görülmeye başlıyor. Emsey Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Canan Yılmaz Torun, yetişkinlerde büyüme hormonunda bir eksiklik olması durumunda karında yağ toplanması, kas kitlesinde azalma sonucu güçsüzlüklerin ortaya çıktığını ve depresyon görülebildiğini belirterek, “Örneğin tiroit hormonunun yetersiz üretilmesi durumunda vücudun metabolik işlevinde yavaşlama görülerek, beden dengesi bozuluyor. Bu hormonda olduğu gibi diğerlerinin de dengesiz salgılanması birtakım problemleri ortaya çıkabiliyor” diyor. 

    TEPEDEN TIRNAĞA ETKİLİYOR 
    Hormon seviyelerindeki değişiklikler bağışıklık sistemi, mide-bağırsak faaliyetleri ve migren gibi geniş bir yelpazede pek çok şeyi etkileyebiliyor. Dolayısıyla 28 günü kapsayan adet döngüsünde görülen hormonal değişimler de kadınların tüm hayatını etkisi altına alıyor. Psikolojik durumlar üzerinde büyük önem arz eden hormonlar bedenin kendini yenilemesi için de gerekiyor. Hormonal değişikliklerle birlikte cinsel istek, doğurganlık, algılama gücü ve sosyalleşme isteği gibi faktörlerde de farklılıklar görülüyor. 

    Herhangi bir sorunu olmayan, sağlıklı kadınlarda adet döngüsü 28 gün sürüyor. Bu süreçte kadınlık hormonu östrojen, erkeklik hormonu testosteron ve adet döngüsünün varlığını sağlayan progesteron hormonu etkin rol oynuyor. Bir kadının ortalama 40 yıl sürecek metabolik döngüsü de böylece başlıyor. Dr. Canan Yılmaz Torun, haftalara göre bu süreçte yaşananları anlattı.

    1. HAFTA: HEM SEMPATİK HEM SOSYAL
    Adet kanamasının başlamasıyla birlikte yedi günlük sürece giriliyor. Bu dönemde en alt seviyede bulunan kadınlık hormonu yani östrojen yavaşça artıyor. Kanamanın ilk günlerinde ağrı ve yorgunluk hissedilirken, ardından vücut ödemlerinden kurtularak rahatlıyor. Kişi kendini daha dinç hissetmeye başlıyor. Östrojenin artmasıyla birlikte enerji seviyesi de artıyor ve ruh hali daha ılımlı oluyor. İlk haftanın kalan günleri iyimserlikle geçiyor. Kişisel ilişkilerde en başarılı olunan dönem de ruh halindeki iyileşmeden dolayı bugünlere denk geliyor. Diyet yapacaklar için en kolay atlatılan dönem de bu ilk hafta! Çünkü diyet programlarına uymakta daha az zorluk yaşanıyor. Kilo vermenin de rahat olduğu süreçte östrojenin artışıyla birlikte sosyalleşmeye karşı büyük bir ilgi duyuluyor. Daha aktif olup, insan içine karışılacak aktiviteler bugünlerde daha çekici gelmeye başlıyor.

    2. HAFTA: KENDINE GÜVEN GELİYOR
    Testosteronun arttığı ikinci hafta, adetin sekizinci günü başlıyor ve 14’üncü güne kadar devam ediyor. Bu haftanın sonlarında östrojen seviyesi en üst sınıra dayanıyor ama testosteron da artış gösteriyor. Her kadında östrojen ve testosteron hormonları doğal olarak, aynı anda bulunuyor. Ancak kadınlardaki testosteron düzeyi erkeklerdekinin yüzde 5’iyle sınırlı kalıyor. İkinci haftada kişinin kendine güveni artıyor, daha konuşkan oluyor. Düşünce akışı hızlanıyor. Bugünlerde romantizme düşkünlük, testosteronun etkisiyle de cinsel istekte artış görülüyor. İkinci haftada kolayca hamile kalınabileceği için çocuk sahibi olmak istemeyenlerin mutlaka korunması gerekiyor.

    3. HAFTA: İÇE KAPANIŞ ZAMANI
    Progesteron hormonunun etkisinde olunan üçüncü haftada yorgunluk ve uykuya meyil dikkat çekiyor. Bu dönem, adetin 15-22’nci günleri arasında yaşanıyor. Progesteron hormonu, cinsel ilişki sonucu döllenme olursa kadın rahmini ve cinsel organları gebeliğe hazırlıyor. Gebelik gerçekleşirse progesteron düzeyi artıyor, gerçekleşmezse düşüyor. Bu hafta başında hamile kalma ihtimali yüksek oluyor. Sürecin sonlarına doğru kişi içe kapanıp, uykuya olan düşkünlüğü daha da artıyor.

    4. HAFTA: HER ŞEY TERSİNE DÖNÜYOR
    Son haftada östrojen ve progesteron seviyelerinde düşme görülüyor. Vücut su ve ödem topluyor. Göğüslerde şişkinlik oluyor, hazım problemleri yaşanabiliyor. Kişi sabahları uykusuzluğa bağlı olarak yorgun uyanıyor ve kilo vermek zorlaşıyor.

    Devran dönüyor: Menopoz
    Menopoza girildiğinde hormonların hareketlilik döneminde yaşanan döngü sona eriyor. Bu sürecin bitmesiyle birlikte kemiklerin güçlü kalmasını sağlayan, cildin elastikiyetini koruyan, cinsel organlara kayganlık sağlayan ve beyin hücrelerini yenileyen hormonal etkiler ortadan kalkıyor. Menopozla birlikte azalan östrojen seviyesi hafıza sorunlarının ortaya çıkmasına ve Alzheimer’a yakalanmaya yol açabiliyor. Kadınları kalp-damar hastalıklarından koruyan östrojen hormonunun azalmasıyla birlikte damar sertliği ve kalp krizi görülme riski yüzde 60 artıyor.

    Ayşegül Uyanık Örnekal
    Formsanté 2015 – Kasım sayısı



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz