Anne babaların ilk anda endişeyle karşıladığı doğum lekeleri her zaman bir soruna işaret etmiyor. Peki doğum lekeleri neden olur? Doğum lekeleri hastalığın habercisi mi? Doğum lekesi geçer mi? gibi soruların yanıtını içeriğimizde bulabilirsiniz…
KİMİ ZAMAN HASTALIK HABERCİSİ KİMİ ZAMAN KENDİLİĞİNDEN KAYBOLUYOR
Mavi, pembe, mor ya da kahverengi renkte olan ve yenidoğan bebeğinizin vücudunun herhangi bir yerinde gördüğünüz lekeler, kimi zaman bir hastalığın belirtisi olabildiği gibi, kimi zaman da tedavi dahi gerektirmeden kendiliğinden kaybolabiliyor.
Birçok bebekte doğum lekesi görülüyor. Farklı renklerdeki bu lekelerin pek çoğunun nedeni bilinmediği gibi, büyük bir kısmı da geçici olup, hiçbir tedavi gerektirmeden kayboluyor.
Damarsal doğum lekelerine tanı koymak için ise uzun süre takip gerekebiliyor. Doğum lekelerinin bir kısmı da doğumda olmasa da, daha sonraki hafta veya aylarda ortaya çıkabiliyorlar.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Asuman Akça’dan doğumda ve sonrasında ortaya çıkan lekeler hakkında bilgi aldık.
MONGOL LEKELERİ
Özellikle esmer yenidoğanlarda sık görülen mongol lekeleri sıklıkla kalça, sırt, omuz, kol ve bacaklarda görülüyor. Mavi, açık gri ya da morumsu renkte olan bu lekeler genellikle 2-3 yaşlarında kayboluyor. Herhangi bir hastalığa neden olmadığı için, tedavi de gerektirmiyor.
DERİ BENLERİ
Ben: Normal deride bulunan lenf, kan damarları veya pigment gibi hücrelerin iyi farklılaşması ve çoğalması sonucu ortaya çıkan histolojik yapılar ben olarak tanımlanıyor. Deride görülen benler yedi grupta inceleniyor.
PİGMENTLİ BENLER
Melanosit adı verilen ve sinir dokusuna çok yakın yapıdaki hücrelerden köken alan pigmentli benlerin içinde melanin bulunuyor. Doğumsal ya da sonradan UV ışınları ile ortaya çıkan tipleri bulunan bu benler, düz veya hafif kabarık oluyor. Rengi ten renginden mavi, siyah ya da kahverengiye dek farklılık gösterebiliyor. Doğumsal olanları 3-4 cm.’den büyük olabiliyor. Çok daha büyük olan biçimleri ise dev nevüs olarak adlandırılıyor. Bunların üzerinde saç folikülleri veya kıllar olabiliyor. Bir grup histolojik türünün ergenlik öncesinde kötü huylu melanoma dönüşme tehlikesi oluyor. Bu nedenle kanama, kabuklanma ve renk değişikliği görülmesi halinde mutlaka bir cilt uzmanına muayene olunması, gerekirse benin çıkartılarak patolojiye gönderilmesi ve tedavinin buna göre düzenlenmesi gerekiyor.
CAFE-AU-LAİT LEKELERİ
Doğum anında ya da takip eden birkaç ay içinde oluşan Cafe-Au-Lait lekeleri; sütlü kahve renkli, homojen görünümde ve belirgin kenarlara sahip oluyorlar. Çok sayıda olursa ve büyüklerse neurofibromatosis ve Albright sendromu gibi hastalıkları düşündürüyorlar.
DAMAR BENLERİ (Hemanjiomalar):
Bunlar da pigmentli benler gibi derinin gelişim anomalisi sonucu oluşuyor ama kötü huylu olmuyor. Fakat estetik sorunları, bazen büyüyerek bası yapması ve bunun sonucu normal fonksiyonu bozma, ülserleşme ya da kanama riski yaratabiliyorlar. Bunlar arasında en sık görülen türü ise Salmon lekesi (Basit nevüs, leylek ısırığı veya maküler hemanjioma olarak adlandırılıyor). En sık iki kaş arasında, göz kapaklarının üstünde, üst dudağın tam orta çizgisinin üzerinde ve ensede görülen açık pembe ya da kırmızı küçük lekeler halinde görülüyor. Bölgesel genişlemiş damar yatağından çok zengin oldukları için, özellikle bebek ağlarken çok belirgin hale geliyorlar. Pek çok yenidoğanda yüzde 30-50 oranında görülen bu lekelerin yüzde bulunanları birkaç ay içinde kaybolurken, ensedekiler kalıcı oluyorlar.
ÇİLEK HEMANJOMU
Doğumdan hemen sonra veya ilk aylar içerisinde ciltte ince kırmızı çizgiler beliriyor. 5.-6. aylarda bu oluşumlar koyu renkte, çevresi düzensiz, çileği andıran, yumuşak, tümöre benzer bir hal alabiliyor. Histolojik olarak genişlemiş kılcal damarlar olan bu yapıların büyümesi çocuğun büyümesiyle bir süre daha devam etse de, sonrasında duraklıyor. 7-9 yaşlarında kaybolmaya başlayan çilek hemanjiomu, genellikle tedavi edilmeyip, gözlemleniyor. Nadiren, bazı vakalarda kortizon gerekebiliyor. Bazen bulundukları bölgelere bası yapıp beslenmeyi, solunumu ve görmeyi engelleyebiliyorlar. Solunum sıkıntısı olan hastalarda radyoterapi gereksinimi olabiliyor.
KAVERNÖZ HEMANJOM
Olgun kan damarlarından oluşan bu türler, çilek hemanjiomlarından daha derin, sert, kistik ve yaygın oluyorlar. Çok daha hızlı büyüyüp, ardından duraklıyor ve küçülüyorlar. Kimi durumlarda hemanjiomlar aniden büyüyüp, küçülebiliyor ve üzerilerinde yara, enfeksiyon veya ülser gelişebiliyor. Bu durum da ağrıya neden olabiliyor. Bazen morarıp, kanayabilen bu lekeler konusunda ailelerin uyarılması ve travma oluşmamasına dikkat edilmesi gerekiyor. Kanama halinde ise mutlaka bir uzmana başvurulması öneriliyor. Kavernöz hemanjiomlar, iç organlarda da bulunabiliyor. Oluştuğu yere göre bası bulgularına neden olurlarsa, tedavide kortizon, radyasyon veya cerrahi seçilebiliyor. Aksi takdirde ellenmeden, takip ediliyorlar.
ŞARAP LEKESİ
Bu lezyonda da genişlemiş kan damarları bulunuyor. Orta hatta görülmeyen, genellikle tek taraflı olan şarap lekesi, sıklıkla boyunda ve alında oluşuyor. Doğumda oluşan ve kalıcı olan bu lekeler kırmızı veya pembe renkli olabiliyorlar. Farklı büyüklüklerde görülebilen şarap lekeleri, çocuk büyüdükçe hafifçe kabarıklaşıyor; çok küçük olanlar yapılar ise lazerle çıkartılıyor.
MİLİA
Alında, burunda ve yanaklarda 1 mm. çapında, beyaz sivilceye benzer milia oluşumları, kıl foliküllerinde meydana gelen, yumru şeklinde, epidermal kistler olarak tanımlanıyor. Genellikle kendiliğinden geçen bu lekeler, tedavi gerektirmiyor.
MİLİARİA
Ter bezlerinin yüzeysel tıkanması ve kanalların ağzında 1-2 mm. çapında toplu iğne başı gibi kabarcık oluşumları miliaria olarak adlandırılıyor. Daha çok kıvrım yerlerinde görülen bu papüller, ısı ve nemden ötürü oluşuyor. Çocuğun daha serin bir yerde tutulması ile belirtiler genellikle kayboluyor.
YENİDOĞAN AKNESİ
Bunlar, daha çok erkek bebeklerin yanak, çene ve alın bölgesinde sivilce şeklinde oluşuyor. Anneden geçen hormonun etkisine bağlı olarak gelişebilen yenidoğan aknesi, 3-4 haftalık bebeklerde daha sık rastlanıyor. Ergenlik çağındaki akneyi andıran bu oluşumlar, genellikle 6 ay-1 yıl içinde kayboluyorlar. Uzun sürmeyen vakalarda tedavi ihtiyacı duyulmuyor. Ancak bebeklere kortizonlu krem uygulandığında veya nadiren endokrin bir hastalıkta da akne olabileceğinin unutulmaması gerekiyor.
TOKSİT ERİTEM
Yenidoğan bebek 1-2 günlük olduğunda, özellikle gövde, sırt ve yüzde daha da belirginleşen, ancak vücudun diğer bölümlerinde de görülebilen 2-3 cm. çapında, kırmızı zeminde beyaz sivilce şeklinde görülen ve nedeni bilinmeyen oluşumlar toksik eritem olarak adlandırılıyor. Orta kısımları pire ısırığına benzeyen bu lezyonlar tamamen zararsız oldukları gibi, tedaviye de gerek duyulmuyor ve genellikle 1-2 gün içinde kendiliğinden geçiyorlar.
RENK DEĞİŞİKLİĞİ (Cutis Marmoratus):
Gövde, kol ve bacaklarda derinin dantel şeklinde, morumsu ve alacalı görünümü olarak tanımlanıyor. Oda ısısının düşmesiyle görülebilen bu durum, bebeğin ısıtılmasıyla beraber normale dönüyor ancak sürekli görülmesi bazı hastalıkları araştırmayı gerektirebiliyor.
SÜNNET NE ZAMAN YAPILMALI? SÜNNET HAKKINDA MERAK EDİLEN HER ŞEY
Formsanté Dergisi Mayıs 2012 Sayısı