ABD’li dünya fitness şampiyonu, yüzde 4 ile dünyanın en düşük yağ oranına sahip Obi Obadike’ye sağlıklı ve fit yaşamın sırlarını sordum.
Bugüne kadar 30’dan fazla fitness dergisinin kapağında yer alan, sadece üç yılda fitness hakkında yaklaşık 100 makale yazan Obi, kişisel danışmanlık verdiği kişilerin vücutlarında hem diyet hem de egzersiz programı ile haftalar içinde harikalar yaratmayı başarıyor. Geçtiğimiz ay Türkiye’yi ziyaret eden, İstanbul ve Ankara’da fitness hakkında seminerler düzenleyen Obi’yi ben de daha yakından tanımak ve siz formsantè okuyucularına tanıtmak istedim. O kadar kaslı ve sert göründüğüne bakmayın, çok neşeli bir insan. Üstelik artık spor salonuna gitmekten sıkıldığını söyleyecek kadar da dürüst… İşte Obi’nin hikayesi ve fit bir vücut için önerileri…
Vücudun ile ilgilenmeye ilk ne zaman başladın?
17 yaşındaydım. Çok zayıf bir çocuktum ve bu yüzden okulda benimle dalga geçiyorlardı. Daha iyi bir vücudum olursa dalga geçilmeyeceğini, hem de bir kız arkadaşım olabileceğini düşünerek vücudumla ilgilenmeye başladım. Egzersizler zamanla özgüvenimi kazanmamı sağladı, insanların dalga geçmesini de engelledi.
Bu çalışmalar ne zaman mesleğin haline geldi?
Liseden mezun olduğumda bir atlet olarak çok sayıda ödülüm ve sporcu bursum vardı. Kaliforniya Eyalet Üniversitesi’ne devam ederken bir yandan da reklamlarda rol alıyor ve sporcu modelliği yapıyordum. On yıl bu şekilde geçti. Fitness endüstrisine girişim ise dört yıl önceye dayanıyor. Başlangıçta hedefim bir derginin kapağı olabilmekti. Sonra bir dergi, bir dergi daha derken kendimi bu endüstrinin içinde buldum ve o zaman şöyle düşündüm; iyi bir dış görünüşe sahip olmak güzel ama artık bir şeyler değiştirmem gerekiyor. Böylece yazmaya başladım. Yazmanın, fitness ile ilgilenen birçok insana yeni şeyler öğrettiğini fark ettim. Ve dürüst olmam gerekirse, işin bu kısmı beni modellikten çok daha fazla mutlu etti. İnsanların kilo vermelerine yardımcı olmak, bir danışanın ‘Sayenizde hayatım değişti’ diye e-posta göndermesi çok büyük bir mutluluk. Tabii dergi kapaklarında yer alan fotoğraflar da insanların, benim söylediklerimi dinlemesinde çok faydalı oldu.
Senin hakkında en çok merak edilen nasıl beslendiğin… Vazgeçilmezin olan gıdalar var mı?
Evet, bu soru bana çok soruluyor. Benim günlük beslenmemde yer alan besinler aslında yağ yakıcı özelliği en fazla olanlar… Fırınlanmış ya da haşlanmış tavuk/hindi göğsü, balık, ton balığı, brokoli, kuşkonmaz, ıspanak, yulaf, tam tahıllı ekmek, esmer pirinç ve elma… Günlük beslenmeniz bu gıdalardan oluştuğu sürece formunuzun hep iyi olacağından emin olabilirsiniz. Vücudunuz da bir süre sonra böyle beslenmeye alışacaktır. Türkiye seyahatinde biraz fazla kaçırdığımı itiraf etmeliyim ama normalde kırmızı eti fazla yemiyorum. Yine de yağsız olduğu sürece tüketilebilir bir besin kaynağı olduğunu belirtmeliyim. Tatlı patatesi ise sağlıklı bir karbonhidrat seçeneği olarak tercih ediyorum. Günlük beslenmemin yüzde 50’sini proteinler, yüzde 45’ini karbonhidratlar, yüzde 15’ini ise yağlar oluşturuyor. Her gün 2200-2400 kalori arasında alıyorum. Ancak bu benim için uygun olan beslenme şekli. Herkeste aynı etkiyi yaratması söz konusu değil.
EGZERSİZ ÖNCESİ VE SONRASI NASIL BESLENİYORSUN?
Günlük karbonhidrat alımı için en uygun zaman egzersiz öncesi ve sonrası… Egzersiz öncesi ihtiyacınız olan ekstra enerjiyi karbonhidratlardan alabilirsiniz ve bunu egzersizle yakarsınız. Egzersiz sonrasında da karbonhidrat tüketiyorum. Bu konuda çok çeşitli haberler çıkıyor ve kafa karışıklığı yaşanıyor. Ben hep şunu söylüyorum, deneyin ve vücudunuz için en iyi olanı kendiniz bulun.
Hiç kaçamak yapıyor musun?
Kimsenin 7 gün 24 saat sadece sağlıklı şeyler yemesini bekleyemezsiniz. Ben de insanım ve kaçamak yapmak istediğim zamanlar oluyor. Vücut zaman zaman abur cubur istiyor. Haftanın bir-iki günü evdeyken az miktarda kurabiye atıştırabiliyorum ya da şarap içebiliyorum. Bence en iyisi yüzde 90 sağlıklı, yüzde 10 kaçamak beslenmek…
Sence kadınlar spor salonuna gitmekte neden daha çekingen davranıyor?
Yanlış bir inanışla spor salonuna giderlerse çok kaslı olacaklarını, irileşeceklerini düşünüyorlar. Spor salonlarının erkeklere ait bir yer olduğu fikrine kapılıyorlar. Spor salonuna rahatlıkla gidebileceklerini ve çalışarak çok güzel bir fiziğe sahip olabileceklerini onlara anlatmamız, onları motive etmemiz gerekiyor. Kadınlar şunu unutmasın; bir kez kapıdan içeri girdikten sonra her şey yoluna girecektir.
İdeal bir vücuda sahip olmak isterken en sık yapılan hata nedir?
Kısa yoldan fit olmak için kesinlikle ilaç kullanılmaması gerekiyor. Gençlere hep şunu söylüyorum; ben bugüne kadar yağ yakmak ve kas yapmak için hep doğal beslendim ve hiçbir yapay ürün kullanmadım. Fitness’ta kısa yol yoktur, çalışırsanız başarırsınız. İlaç kullanırsanız çok fazla yan etkiye maruz kalırsınız. Genlerinizin uygun olmadığını ve bu yüzden kilo veremediğinizi ya da kas yapamadığınızı düşünmeyin. Genlerinizi değiştirmek sizin elinizde… Belki biraz daha fazla çalışmanız gerekecek ama sonunda başaracaksınız.
PİLATES HAKKINDA NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ MERAK EDİYORUM…
Pilates, egzersizde çığır açan bir yöntem. Harika olduğunu düşünüyorum. Pilatesi, kadınlar daha çok yapıyor ama bence erkeklerin de daha fazla oranda ilgilenmesi gerekiyor. Açıkçası pilates yaptığımı söyleyemem ama tıpkı benim gibi ağırlık çalışmaktan sıkılmış, farklı şeyler yapmak isteyen insanlar ya da spor salonuna gitmeyip evde çalışmak isteyenler için böyle yeni yöntemlerin popüler olması çok önemli. Bence pilates önümüzdeki 5-10 yıl içinde daha da popüler olacak.
FİT BİR VÜCUT İÇİN 28 DAKİKALIK PROGRAM
Obi Obadike ve ortakları insanların artık çabuk çözümler aradığını, spor salonlarında uzun saatler geçirmek istemediklerini düşünerek 28 dakikalık bir egzersiz programı oluşturdular. İnsanların spor salonlarında geçirdikleri zamanı yüzde 75 azaltacak, hatta hiç spor salonuna gitmeyenlere spor yapma şansı verecek bu programda göğüs, kol, sırt ve bacak çalıştıran programlar, ağırlık kaldırma, sprinting ve pilometri (sıçrama) yer alıyor. Sadece 28 dakika sürdüğü için neredeyse hiç dinlenmeden yapılan bu sıkı çalışmadan en iyi sonucu almak için beslenme düzenine ve ne yediğinize dikkat etmeniz gerekiyor. Obi, dengeli beslenip haftada en az üç gün bu programı uygularsanız 8 ile 12 hafta arasında hayalinizdeki kiloya ve görüntüye ulaşabileceğinizi söylüyor. Hem kadınlar hem de erkekler için uygun olan 28 dakikalık egzersiz programına www.the28minuteworkout.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Türkiye’de son zamanlarda karındaki baklavalar çok moda. Sen baklavalarını neye borçlusun?
Karın kaslarını çalıştırmanın en iyi yolu sprinting (sürat koşusu). Lisede ve üniversitede hep sprinting yaptım. Koşarken bacaklarınızı kaldırıp indirdikçe karın kaslarınız çalışıyor. Her 100 metrede 65 adım attığınızı düşünürseniz, karnınızı 65 kez çalıştırmış oluyorsunuz. Sprinting hem çok iyi bir kardiyo egzersiz, hem karın kaslarını çalıştırıyor hem de çok rahatlatıcı etkisi var.
Sağlığın ne durumda? Düzenli olarak doktora gider misin?
Sadece dış görünüşün yeterli olmadığını, içten de sağlıklı olmam gerektiğini biliyorum. Sık sık doktora gidiyorum. Çok yakın zamanda gittim. Kolesterolüm ve kan basıncım düşük çıktı. Hatta doktor kimliğime bakıp 36 yaşında olduğumu görünce şaşırdı, üniversiteden yeni mezun olduğumu tahmin ediyormuş.
Gelelim kadınların en merak ettiği soruya… Evli misin?
Evli değilim. Sanırım insan kariyerine fazla odaklanınca, onu her şeyin önüne alınca özel hayata pek vakit ayıramıyor. Belki bu bir hata ama ben böyle yaşıyorum. Çok çalışıyorum, çok fazla seyahat ediyorum. Annem de çocuk sahibi olmam için baskı yapıyor ve konuyu hep buraya getiriyor.
Fotoğraflar: Tunçsel ÜLKÜ
Seninle Dergisi Kasım 2012 Sayısı