Diğer
    Ana SayfaFit MenErkeklerde yeni trend; yüz estetiği

    Erkeklerde yeni trend; yüz estetiği

    -

    Günümüzde erkekler kadinlar kadar olmasa da gençleşmek veya daha yakışıklı olmak adına adımlar atmaya plastik cerrahların kapılarını çalmaya başladı. Peki bu kapıdan içeri girdiğinizde neler yaptırabilirsiniz biliyor musunuz? 

     

     

     

    - Advertisement -

     

     

     

     

     

     

     



    İş dünyasında özgeçmiş, kılık ve kıyafete bakıldığı kadar artık kişinin fiziksel görünümüne de bakılıyor. Kimse iş yerinde yorgun ve mutsuz görünen kişileri çalıştırmak istemiyor. Dolayısıyla insanın kendine ne kadar baktığı da bildiği dil sayısı kadar seçimlerde rol oynayabiliyor. 
    Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Naci Çelik, erkekler arasında trend haline gelen yüz estetikleri hakkında sorularımızı yanıtladı. 

    Erkek hastalarınızın arasında en çok yaptırılan estetik işlem nedir? 
    Erkeklerin plastik cerrahlara en çok başvurma nedeni burun ameliyatı olmak istemeleri. Bu hastaların bir kısmında sadece soluk alma problemi, bir kısmında sadece estetik problem varken aslında pek çoğunda her iki problem de bulunuyor. Unutulmaması gereken şey iyi soluk almak için burnunuzun şeklinden vazgeçmenizin gerekmediği. Yani burnunuz aynı şekliyle kalarak, dış görünüşe hiçbir şekilde müdahale edilmeyerek sadece nefes alma probleminiz için ameliyat olabilirsiniz. Günümüzde plastik cerrahi uzmanları bunun önemini çok iyi anlamış olup hemen hepsi size fonksiyonel burun ameliyatının öneminden bahsedecektir ve bu konuda eğitim almıştır. Fonksiyonel burun ameliyatı; hastanın nefes alma problemini ve estetiğini bir arada düşünmek ve her ikisini de geliştirecek manevralarla ameliyatını yapmaktır. Tabii bu söylediklerim genel olarak ilk kez ameliyat olacaklar için. Eğer ve maalesef daha önceden başarısız bir burun ameliyatı geçirdiyseniz ameliyatınızı kesinlikle sekonder burun ameliyatı konusunda uzmanlaşmış bir plastik cerraha olmanız gerekiyor. Sekonder burun ameliyatlarının dinamikleri, daha önceden burun ameliyatı olmamış hastalardan tamamen farklı. Burun ameliyatı hastaların korktuğu gibi ağır bir ameliyat değil. Pek çok erkek hastanın korktuğu bir durum olan “ameliyat sonrası burnun kadın burnu gibi olması”; eğer doktor tarafından iyi bir planlama yapılırsa bu endişe yersizdir. Hastalara tampon koyulmaz. Yüzlerindeki şişlik ve morluk bir haftadan fazla çok nadiren (o da eğer hastada bir kanama problemi varsa) olur. Hastalar normal yaşantısına bir hafta içinde dönebilir. 

    Erkeksi bir görünüm için başka neler yapılabilir? 
    Burun kadar hatta bazen ondan bile önemli bir konu da çene ucunun küçüklüğü; ki bu durumu bana başvuran erkek hastaların yaklaşık yüzde 25’inde görmeme rağmen bunların ancak yüzde 10’u durumdan haberdar. Çene, genişlik, uzunluk ve projeksiyon yani ucunun öne verdiği kıvrım açısından yüz profilinde çok önemli bir yer tutuyor. Çene problemi olduğu halde bunun farkında olmayan ve burunlarının büyük olduğunu düşünen pek çok erkek hasta görüyorum. Eğer bu hastalar doğru yönlendirilmez ve küçültücü bir burun ameliyatı olurlarsa sonuç kaçınılmaz olarak feminizasyon yani kadınlaşmış bir erkek yüzü olur. Bu hastalarda burun ameliyatıyla birlikte veya bazı durumlarda burun ameliyatı bile yapmadan sadece basit bir çene ucu büyültme ameliyatıyla maskulen (erkeksi) bir görünüm vermek mümkün. Burada profilin üçüncü unsuru olan ve çeneden bile daha az dikkat edilen, alnın burunla yaptığı açı ve genişliğinden de bahsetmemiz gerekli. Maalesef alın konusu çok sıklıkla gözden kaçmakta ve özellikle plastik cerrahlar tarafından yapılmayan burun ameliyatlarında buna dikkat edilmediği için ameliyatın yeteri kadar güzel bir sonuç vermediğini görmekteyiz. Neredeyse burun kadar önemli olmalarına rağmen çene ve alın ameliyatları için başvuran veya bunu hastalarına öneren doktor sayısı oldukça az. Bununla birlikte son zamanlarda özellikle çene köşelerini genişletmek ve keskinleştirmek için kliniklere başvuran daha çok erkek hastanın olduğunu görmek güzel. Bu hastalarda öncelikle ameliyat bile yapılmasına gerek olmuyor. Çene köşeleri ve konturları dolgularla (ki bu dolgular güvenilir ve rölatif olarak uzun süreli etkilidir) basit bir ofis işlemiyle düzeltilebiliyor. 

    Peki kulak ameliyatları ne durumda? 
    Kepçe kulak ameliyatları diğer ameliyatlara göre çok daha genç yaşlarda yapıldığı için (altı yaşından sonra yapılabilir) büyük yaş grubunda bu ameliyat için başvuran hasta sayısı daha az oluyor. Ancak bununla birlikte pek çok erkek hasta maalesef kepçe kulak, büyük kulak gibi problemleri olduğunun bile farkında değil. 

    Zor bir ameliyat mı? 
    Bu ameliyat lokal anestezi altında yapılan son derece basit bir işlem. Günümüzdeki gelişmeler sayesinde bu ameliyat sonrası başınızda sargılar vb olmadan işlemden birkaç saat sonra hastaneden çıkılıyor ve 48 saat sonra normal yaşantıya dönülebiliyor. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta maalesef bu ameliyat için de kulak asma, iple kulak germe vb isimlerle yöntemi basit göstermek için yapılan sahte reklamlara itibar etmemek. Maalesef bu teknikler normal bir kulak ameliyatının primitif taklitleri olmaktan öteye gitmez ve hastaya zarar vermekten başka bir sonuç oluşturmaz. Aynı problem burun asma ve iple yüz asma teknikleri için de geçerli. 

    İş hayatında özellikle patronlar yorgun görüntü istemiyor, bu durumun önüne estetikle geçilebilir mi? 
    Erkeklerin yüzlerinde istediği bir başka işlem yorgun görüntüyü giderici işlemler. Yorgun görüntü neden oluşur? Bunun asıl sebebi gerçekten yorgun olmanız olabilir. Yani uzun iş saatleri, yeterli uyku alamama gibi. Bu durumda tedavi basit; dinlenin. Ama bazı durumlarda yorgun gösterme yerçekimi etkisiyle yanakların, çene köşelerinin, göz kapaklarının aşağı doğru çekilmesi yani sarkması ve zaman içinde yaptığımız mimiklerin kalıcı olarak kırışıklıklara yol açmasıdır. 

    Burada yaşa göre yapılan işlemler farklılık gösteriyor mu? 
    Yaşlı ve yorgun bir hastayı değerlendirirken bazı basamaklarımız vardır. İlk basamak problemler görülmeye başladığı zaman, ki bu 20’li yaşların sonundan itibaren görülmeye başlar, biz de ilk tedavilerimizi uygulamaya başlarız ve burada yaptığımız şey halk arasında botoks olarak bilinen norotoksin uygulamalarıdır. Korkmayın botoks yüzünüzü dondurmaz, doldurmaz ya da şişirmez de. Botoksun yaptığı şey mimik kaslarının çalışmasını azaltarak yüzünüzü yumuşatmaktır. Alnınızdaki, gözünüzün kenarlarındaki, kaş aranızdaki kırışıklıkları azaltır. Kızgın, endişeli ya da yorgun bakışlarınız varsa bunları ortadan kaldırır. Burada önemli nokta botoksu yaptırmak için çizgilerin derinleşmesini beklememektir. Aksi takdirde botoksun etkisi çok az olur. İdeal olan bu çizgiler görülmeye başladığında botoksu yaptırmaya başlamaktır. İkinci aşamada, ki bu 30’lu yaşların ortasından itibaren başlar botoks uygulamalarına ek olarak dolgu uygulamaları yapılmasıdır. Çünkü bu noktada artık yüzde bazı alanlarda çökmeler başlamıştır. Daha önce de söylediğim gibi botoks yüzünüzü doldurmaz ama dolguların adı üstünde böyle bir etkisi vardır. 

    Peki botoks veya dolgu yaptırırken dikkat edilmesi gereken şeyler neler? 
    Öncelikle yüzünüzün şişmesini istemiyorsanız dolguların aşırı kullanımından kaçınılması gerekir. Özellikle erkek hastalar için bu çok önemli ve aslında bu karar doktorunuzun sorumluluğundadır. İkincisi kullanılacak dolgu materyali çok önemli. Uzun süreli dolgular asla tercih edilmemeli. Çünkü bunlar size problem çıkarmaktan başka bir işe yaramaz. Doktorunuzdan kullanılacak maddenin ismini öğrenin ve hyaluronik asit olduğundan emin olun. Üçüncü önemli durum ise hyaluronik asit dolguların anatomi ve dolgu işlemlerini çok iyi bilen bir plastik cerrah veya dermatolog tarafından yapılması gerektiğidir. Sakın ola ki dolgu kampanyalarına, normalin yarı fiyatına dolgulara güvenmeyin. Böyle durumlarda maalesef son kullanma tarihi çok yaklaşmış ve hatta geçmiş dolgular kullanılıyor ve nasıl ki son kullanma tarihi geçmiş bir ilacı yutmazsanız, son kullanma tarihi geçen bir dolguyu kendinize enjekte de ettirmemelisiniz. 

    Yaşlanmanın üçüncü aşamasında kadın ve erkeklere önerilerim değişik oluyor. Kadınlarda bu aşamada radyofrekans, lazer vb ameliyatsız yöntemleri önerirken kendi pratiğimden bu yöntemlerin erkekler üzerindeki etkisinin çok az ya da hiç olmadığını gördüm. Erkek hastalarda üçüncü aşamada önerilerim; yağ enjeksiyonu, üst göz kapağı ameliyatı (en çabuk sarkan bölüm), yüz germe ameliyatı gibi girişimler. Bu dönem 40’lı yaşlardan itibaren başlar ve daha ileri her yaşta yapılabilir. Yağ enjeksiyonunda amaç hyaluronik asit dolgularla yapılabilecek düzeltmeden daha fazlasının amaçlanmasıdır. Bu hastaya olan maliyeti azalttığı gibi yağ enjeksiyonun kalıcılığı biraz daha fazladır. Ayrıca dolgular belli bazı yerlere uygulanabilirken yağ enjeksiyonu yüzün her yerine uygulanabilir. 

    Peki erkekler neden yüz germe ameliyatından korkuyor? 
    Bunun en büyük sebebi muhtemelen yüz germe ameliyatı olup kötü sonuç alan insanları görmeleridir. Aynen kadınlaştırılmış burunlarda olduğu gibi erkeklerde yüz germe ameliyatında yüzde kadınlaştırma olabilecek en kötü sonuçlardan birisidir. Erkek ve kadın yüz germe ameliyatı farklı şekillerde yapılmalı. Çünkü erkek ve kadınların hem yaşlanma paternleri, hem yüz dinamikleri hem de istekleri farklıdır. Erkek hastaların en rahatsız olduğu konular genellikle göz altlarında torbalanmalar, gıdı bölgesinde fazlalık ve sarkma, boyunda sarkma ve çene köşelerinde sarkmalardır. İyi yapılmış bir yüz ameliyatında bütün bu kusurlar giderilebilir ve hastalar bir-iki hafta içinde tamamen normal yaşantılarına dönebilir. 

    Estetik operasyonlarda en önemli kısım beklentileri iyi belirlemektir deniliyor. Erkeklerde de bu durum geçerli mi? 
    Estetik cerrahi ameliyatlarının ameliyat tipine göre iki amacı var: Gençleşmek ya da görüntüyü daha iyi yapmak yani güzelleştirmek veya yakışıklı hale getirmek. İkisi birbirine karıştırılmamalı. Örneğin bir yüz germe ameliyatından sonra daha yakışıklı olmazsınız. Daha genç durursunuz ama ancak gençliğinizdeki kadar yakışıklı olabilirsiniz. Diğer yandan bir burun ameliyatından sonra daha genç durmazsınız ama daha yakışıklı olabilirsiniz. Bir diğer önemli husus şudur; moraliniz bozuk veya kendinizi kötü hissediyorsunuz diye bu işlemleri yaptırmamalısınız. Estetik operasyonlar sizin moralinizi düzeltmek ya da kendinize güveninizi kazandırmak için yapılan işlemler değildir. Evet çoğu hastada biz estetik işlemler sonrası bunları görüyoruz ama asıl amaç daha iyi görünmenizdir. Estetik ameliyatlar diğer ameliyatlara oranla daha kolay ameliyatlar olarak algılanmakla birlikte gerçek bunun tam tersidir. Birden fazla apandisit ameliyatı ya da by pass ameliyatı yoktur. Bu ameliyatlar tek tiptir ama estetik ameliyatlar kişiye göre çok değişkenlik gösterir. Her ameliyatın yüzlerce değişik yapılış şekli vardır. Burada doktorunuzun estetik ve plastik cerrah olmasını geçtim ayrıca dikkat etmeniz gereken şey seçtiğiniz plastik cerrahın bu konudaki tecrübesini de sorgulamanız gerekir. Bazı plastik cerrahlar mikrocerrahi, bazıları rekonstrüksiyon, bazıları doğumsal malformasyonlar bazıları da estetik cerrahi üzerinde uzmanlaşmıştır. Bazı estetik cerrahlar sadece çene problemleriyle, bazıları sadece saç ekimiyle uğraşır. Pek çok ameliyatın sonucu doktor ve hasta arasında kalırken, estetik ameliyatlarda sonuç herkesin gözü önündedir. Çevrenizdeki herkesin yorum yapacağı, sonucunu değerlendirebilip eleştireceği bir ameliyatı alanındaki en iyi doktora yaptırmalısınız. En iyi doktor da ne internetten ne de televizyon, gazete ve dergi reklamlarından bulunur. En iyi doktor sonucunu gördüğünüz, bildiğiniz ve hastaların önerdiği doktordur. Herhangi bir ameliyat öncesinde, hastaları doktorunuz için ne diyor araştırmanızı öneririm. 

    Fitmen – 2015 5.sayı
    Deran Çetinsaraç

     



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz