Eski eşinize duyduğunuz nefretin yükünü omuzlarınızdan atıp biraz rahatlamaya, nefret etmek yerine medenice bir ‘Merhaba’ demeye ne dersiniz?
Kimse boşanmak için evlenmiyor, kimse ayrılmak için sevgili olmuyor… Ve tabii kimse sevgiyle gözlerinin içine baktığı kişiyle ayrıldıktan sonra düşman olacağını da düşünemiyor. Oysa hem insanın doğası gereği hem de özellikle toplumsal yapımızın müsait olması nedeniyle ayrılanlar çoğunlukla birbirinden nefret ediyor. Şöyle bir düşünün, eskilerde kalan isimlerin kaçı ile yolda karşılaşsanız hiç değilse ayaküstü sohbet etmek istersiniz? Sokakta görünce yolunu değiştirenler, aynı ortamda bulunmamak için programını erteleyenler, yıllarca hiç bıkmadan olur olmaz yerde eski eşin aleyhinde konuşanlar yanlış mı yapıyor? Ayrılıp da dost kalmak biraz fazla iyi niyetli bir beklenti olabilir ama biraz medeniyetin de kimseye zararı yok.
İHANETİN BEDELİ!
“Eski eşle arkadaş kalabilmek neden zor?” sorusuna Psikolojik Danışman-Evlilik ve İlişki Terapisti Selin Özkök Karacehennem şöyle yanıt veriyor: “Bizim toplumumuzda çoğunlukla kadının eşinden ayrılması için erkeğin ihanet etmesi gerekiyor. Kadınlar kocaları ile anlaşamayınca, dayak yiyince ya da kayınvalideleri ile sorunları olunca hiç ses çıkarmadan evliliği yürütüyorlar. Ne zaman ki erkek ihanet ediyor kadınların sesi çıkıyor. Kadınlar terapiye de ancak bu durumda geliyorlar. İhanet ile birlikte nefret de devreye giriyor. Eğer adam başka bir kadın uğruna evini terk etmiş ise zaten arayıp sormuyor, bazıları çocuklarını bile zor görüyor. Kadın ise kocasını başkasına kaptırdığı için iletişimi sürdürmek istemiyor. Dolayısıyla ayrılan eşler birbirine düşmanlık besliyor.” Avrupa’da ve özellikle ABD’de ihanet olsa dahi tarafların medeniyet çerçevesinde ilişkilerini sürdürdüğünü belirten İlişki ve Evlilik Terapisti Karacehennem, bu durumun sınırını ise şöyle çiziyor: “Taraflar ayrılmaya karar verdikten sonra özellikle görüşmek istemezler. Ancak bir partide ya da sokakta karşılaştıklarında birbirlerine medenice hal hatır sorabilmeliler. Bu karşılaşmada biri ‘Nasılsın?’ diye sorduğunda karşı taraf ‘Senden sonra nasıl olmamı bekliyorsun?’ gibi yanıtlar vermediği sürece bir sorun çıkmaz. O saatten sonra eski defterleri açmak, iğneleyici sözler söylemek çok anlamsız ve hiç kimseye bir yarar sağlamaz.”
Çocuklar için çabalayın
Ayrıldıktan sonra birbirinden nefret eden taraflar en çok da çocuklarına zarar veriyor. Dünyada en çok sevdiği iki kişi arasında ikilemde kalan çocukların ruhu derinden yaralanıyor. Terapist Karacehennem, kayınvalidelerin de çocuklar üzerinde bu anlamda olumsuz etkileri olabildiğini söylüyor. Hafta sonu çocuğunu almaya gelen bir babanın eski eşi ile ayaküstü sohbet edebilmesinin ya da bir sorun olduğunda ayrılmış anne-babanın iletişim kurarak ortak bir çözüm üretmelerinin çocuklar için de olumlu olduğunu vurgulayan Karacehennem, “Bazen ayrılan eşlerden biri tekrar evlenebiliyor. Evlenmeyen taraf çocuğu kullanarak karşı tarafın peşini bırakmıyor. Örneğin anne, çocuğun sağlığı ile ilgili uydurma ya da abartılı bahanelerle eski eşini arayıp duruyor. Ya da baba çocuğunu almak için okula giderken onların peşine takılıyor. Evde çocuğunu olumsuz mesajlarla dolduruyor. Çocuk babasının yeni eşine yönelik olarak ‘Sen babamı bizden aldın’ gibi cümleler kurabiliyor. Aileler unutmamalı ki çocuğu, anne veya babası hakkında doldurmak ona yapılacak en büyük kötülüktür.”
AYRILAN KADIN KENDİNE GÜVENMELİ
Boşanan ve özellikle çocuklu kadınların zorlu günler yaşayacaklarını, ancak bunları aşabilmek için kadının önce kendine güvenmesi gerektiğini söyleyen Evlilik ve İlişki Terapisti Karacehennem, “Geçmişi bir türlü unutamamak normal bir durum değil. Buna bağlı olarak aşırı yemek, alışveriş yapmak ya da takıntılı bir hal almak gibi ruhsal hastalıklar doğabiliyor. Bu durumdaki bir kadının iş bulması kurtarıcı oluyor. Bu işin çok büyük paralar kazandırması da gerekmiyor. Hemen iş bulamıyorsa bir süre dinlenip kendine zaman tanıması gerekiyor. Kendine bu şekilde yeni bir düzen kurmayı başaran kadın eski eşine kin gütmeyi bırakıp medeni bir ilişki kurmayı da başarıyor” diyor.
1 kadın ve 1 erkek dost olabilir mi?
Evlilik ve İlişki Terapisti Selin Özkök Karacehennem, bu soruya “Hayır” diye yanıt veriyor ve ekliyor; “7-8 yıl önce bu soruya ilk kez yanıt verdiğimde bana tepki gösterdiler. Ancak bu bir gerçek. Bekarsındır, bir çekim hissetmiyorsundur, kafa yapısı olarak çok iyi anlaşıyor olabilirsin. Ancak taraflar evli ise bir tarafın karşı cins ile samimi bir arkadaşlık kurması, eşini dahil etmediği buluşmalar gerçekleştirmesi çok da gerçekçi değildir. Çünkü eğer kişinin bir çekincesi yoksa bu buluşmalara eşini de dahil edecektir. Bu durum evliliğin yazılı olmayan kanunlarından biridir. Zaten biraz derine inildiğinde arkadaşlık taraflarından birinin diğerine aşık olduğu ancak arkadaşlığı da kaybetmemek uğruna bunu sakladığı anlaşılıyor.”
Medeni ilişki yeni eşi üzer mi?
Ayrıldıktan sonra iletişimlerini koparmayan eşler az da olsa var tabii. Ancak tarafların görüşmenin kapsamını genişletmeleri zaman zaman yeni eşler için sıkıntı verici olabiliyor. Terapist Karacehennem, “Eski sevgili ile görüşmek ihanete girer mi?” sorusuna şöyle yanıt veriyor: “İhanet değil ama beraber olduğu kişiye saygısızlık olarak kabul edilmelidir. Tabii ki karşılaşıldığında ayaküstü sohbet edilebilir ancak baş başa kahve içmek, yemeğe çıkmak gibi görüşmeler yeni eşi rahatsız ediyor. Her şeyi sınırında tutmak gerekiyor.” Bir de şu “Arkadaş kalalım, ben sana layık değilim” meselesi var. Ayrılmak isteyen tarafın diğerine kalp kırmamak için söylediği bu söz çok açık bir şekilde ayrılığı ifade ediyor. Terapist Karacehennem, bazen karşı tarafın bu laftan bile bir umut çıkarmaya çalıştığını ancak gerçekçi olunması gerektiğini vurguluyor.
Yaprak Çetinkaya
Formsante Dergisi Haziran 2011 Sayısı