Göğüslerinizi büyütmek istiyorsanız silikonun dışında başka bir seçenek daha var. Bel, basen ve karın bölgesinde bulunan fazla yağlar, küçük göğüsleri büyütmek için yapılan estetik operasyonlarda dolgu maddesi olarak kullanılıyor. Böylece hem fazlalıklardan kurtuluyorsunuz hem de göğüs büyütmede vücudunuza yabancı bir madde girmiyor.
Küçük göğüslerini büyütmek isteyen kadınların sayısı hiçbir zaman azalmıyor. Silikonun estetik başarısına rağmen bazı kadınlar, bedenlerindeki yabancı bir cisme alışamamaktan korkuyor. Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Metin Kerem, eskiden yağ alma işlemleri sonrasında atık olarak görülen yağ dokularının, günümüzde estetik ve rekonstrüktif cerrahide öneminin giderek arttığını belirtiyor. Yağ ve kök hücrelerinin harmanlanmasıyla oluşturulan doğal dolgunun; yüzdeki derin kırışıklıkların, çukurların ve yara izlerinin doldurulmasında, popo ve bacak biçimlendirmede ve göğüs büyütmede kullanıldığını söylüyor. Yağ dokusunun, göğüs büyütmek için silikon protez istemeyen hastalarda alternatif bir hacim kaynağı olduğunu da sözlerine ekliyor. Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Metin Kerem, yağ dokusu transferi ile göğüs büyütme işleminin, fazlalık olarak görülen bölgesel yağ dokularının liposuction ile alınarak meme dokusu içerisine enjekte edilmesiyle gerçekleştiğini anlatıyor: “Böylece hasta hem fazla yağlarından kurtulmuş, hem de istediği hacimli göğüs yapısına kavuşmuş oluyor. Operasyon genellikle bir saat kadar sürüyor. Bu işlem ameliyathane koşullarında ‘sedasyon’ adı verilen hafif bir anestezi altında yapılıyor. Bu anestezi tipi genel anesteziden farklı, çok daha basit, konforlu ve güvenli.” Operasyonda yağ dokusunun alınması da göğüse enjekte edilmesi de tamamen kapalı tekniklerle yapılıyor. Dolayısıyla herhangi bir cilt kesisine ihtiyaç olmuyor. Op. Dr. Kerem, kesi olmadığından yara izi kalmasının söz konusu olmadığını söylüyor. Tek bir operasyonla hem göğüs büyütüp hem de kalça, basen bölgelerindeki yağların alınması söz konusu oluyor. Op. Dr. Kerem, bu tekniği en çekici kılan özelliği de “bir taşla iki kuş vurulması” şeklinde söylüyor.
Sarkıklık problemini gidermiyor
Op. Dr. Metin Kerem, yağ dokusunun hastanın kendi vücudundan elde ediliyor olmasının, vücudunda yabancı bir cisim istemeyen kişiler için bir tercih sebebi olduğunu söylüyor. Özellikle kaynak olarak kullanılacak yağ dokusu miktarı yeterli olan hastalarda ciddi hacimler eklemek mümkün oluyor. Ancak enjekte edilen yağ dokusu göğüse asla bir silikon protezin vereceği diklik ve diriliği veremiyor. Öte yandan silikon protezlerin biçim ve hacmi kalıcı iken yağ dokusunun bir kısmı (yüzde 40) mutlaka eriyerek kayboluyor. Op. Dr. Kerem, ölçü olarak cerrahları sınırlandıran iki kriter bulunduğunu söylüyor ve ekliyor: “Birincisi hastanın vücut ölçüleri, ikincisi de alabileceğimiz maksimum yağ miktarı. Eğer vücut ölçüleri göz önüne alınmazsa doğallığı sağlamak mümkün olmaz. Planlarımızı yaparken her zaman üzerinde oynadığımız sahanın sınırlarına saygı göstermek zorundayız.” Op. Dr. Kerem, yağ enjeksiyonunun kesinlikle sarkıklık problemini gidermediği konusunda uyarıda bulunuyor:
Bu yöntem için ideal hasta grubunu 40 yaşının altında, göğüste sarkıklık problemi olmayan ve vücudunda yeterli yağ kaynağı bulunan kişiler oluşturuyor.
“Bu konuda bir yanlış anlaşılma var. Kadınlar genellikle emzirme dönemi sonrası göğüslerinin içinin boşaldığını düşünür ve içerisine yağ doldurulduğunda eski haline döneceğini zanneder. Bu düşünceler tamamen yanlıştır.” Yağ enjeksiyonuyla göğüs büyütme ameliyatlarında hasta aynı gün evine gidebiliyor. Şişlik ve morluklar ise dört-beş gün içerisinde geçiyor. Uygulamanın ertesi günü işe gidilebiliyor. Özel sütyenin ilk üç hafta kullanılması yeterli oluyor. Göğsün formunun tam oturması ise genellikle altı ayı buluyor. Yağ dokusu, bulunduğu bölgeden alındığında kendisini besleyen tüm damarlarla ilişkisi kesilmiş oluyor. Göğüse enjekte edildikten sonra göğüs dokusu yeni damar ağları oluşturarak transfer edilen dokuyu beslemeye başlıyor. Ancak bu ağlar oluşana kadar nakledilen dokunun bir kısmı hayatiyetini yitiriyor ve emiliyor. Bu kısım kayıp olarak görülüyor. Yağ enjeksiyonu işlemi de tıpkı silikon gibi basit bir liposuction işlemi ile geri alınabiliyor. Op. Dr. Kerem, operasyonda basen veya karın bölgesindeki yağlar alındıktan sonra hastanın kilosunu korumasında en önemli iki faktörün diyet ve spor olduğunu anlatıyor: “Ben hastalarıma genellikle porsiyonları küçültürken öğün sayısını arttırmalarını, karbonhidrat ve yağları azaltmalarını, haftada en az üç gün tempolu yürüyüş ya da koşu yapmalarını öneriyorum.”
Duruş veya his olarak silikondan farklı yanları var mı?
Silikon protezlerle büyütülmüş bir göğüste hem hacim artıyor hem de biçim değişiyor. Ancak yağ enjeksiyonu yapılan bir memenin hacmi büyürken ciddi bir biçim değişikliği olmuyor. Kabaca bir benzetme yapmak gerekirse yağ enjeksiyonu ile büyütülen bir göğüs “Aynı ayakkabının bir numara büyüğü gibi” oluyor.
✎ Deran ÇETİNSARAÇ
Formsanté Dergisi Mayıs 2013 Sayısı
