Dokunduğumuz her yerin temiz olması gerekiyor; net! üstelik normalde haftada bir kere temizlik yapılırken, şu dönemde neredeyse günde üç kere temizlik yapılıyor. Peki kullandığınız ürünlerle koronavirüse karşı korunayım derken, uzun vadede sağlığınızı bozuyor olabilir misiniz?
Virüs olsun olmasın, şu bir gerçek ki temizlik konusunda Türk kadını her zaman takıntılıydı. Bir eve girildiği zaman o evin temizliği kokusundan anlaşılmalıydı… Öyle mi acaba? “Zehirsiz Ev” kitabının yazarı Mercan Yurdakuler, temizliğin kokusunun olmaması gerektiğini söylüyor. Kitabında; takıntı yapmadan, evinize giren kimyasalları eksiltmenin yollarını anlatıyor. Tam da belki koronavirüs sebebiyle evinizin dört bir köşesini temizlerken bu yazıyı okumalısınız. Çünkü aslında basit, sade bir sabunla gereken hijyeni sağlayabiliyorsunuz. Ama kullandığınız ağır kimyasalların etkileri zaman içerisinde geri dönüşü olmayan sağlık problemlerine sebep olabilir.
Kitabınızın ismi “Zehirsiz Ev”, bu tanımı biraz açabilir misiniz?
Aslına bakarsanız zehirsiz ev bulunmuyor; bütün evler zehirli diyebilirim. Evinizin kapısından içeri giren her şey genel olarak zehirli yani içeriğinde kimyasallar bulunuyor. Dolayısıyla benim kitabımda anlatmaya çalıştığım, evinizden içeri giren kimyasal miktarını azaltmanın yolları. Amaç; insana ve doğaya zararlı olan kimyasalları mümkün olduğu kadar eve sokmamak.
Paketli bir ürün evin içine girdiği zaman içinde mutlaka kimyasal mı var demek?
Evet, paketli ürünün nihayetinde bir raf ömrü bulunuyor. Aldığınız ürünün içerisine katılan kimyasallar uzun süre dayanabilsin diye ekleniyor. Bir ürünün içerisinde en basitinden koruyucusu oluyor. Ki koruyucuyla da bitmiyor; boya, parfüm, ürünün etkinliğini arttırmaya yarayan çeşitli biyoaktif maddeler şeklinde kısaca sıralayabiliriz.
Sizin zehirsiz ev yolculuğunuz nasıl başladı?
İki tane oğlum var. Onlar için hep daha doğalını bulmaya gayret ederken bu fikir oluştu. Aslında bilirsiniz, genelde hamileyken başlar bu arayış. Benimki de hamileyken temiz gıda arayışı ile başladı ve bir süre sonra kullandığım her şeyde temizlik arayışım sürdü. Sonra da hobim haline geldi. Bir süre sonra almayı bıraktım ve kendi tariflerimi denemeye başladım. O sıralarda bu konuyla ilgili çok fazla Türkçe kaynak yoktu. Yurt dışındaki blogları ve kitapları okudum. Biriktirdiğim reçeteleri ve tarifleri etrafımla da paylaşmak istedim. Önce zehirsizev.com isimli bloğumu açtım. Üç-beş arkadaş arasında tariflerimi paylaşmaya başladım. Derken orası bir platform haline geldi, insanlar da kendi tariflerini paylaştı. Ve sonunda kitap haline getirdim. İsteyen herkes halen kullanmaktan mutlu olduğum tarifleri siteye girip okuyabilir. Şimdi hem yetişkinlerle hem de çocuklarla atölyeler yapıyorum. Salgından önce en son, okullarda uygulamalı diş macunu atölyeleri yapmıştım.
Çocuklarınızı neyle yıkıyorsunuz?
Bebekken aktarlarda satılan zeytinyağlı sabunlarla yıkıyordum. Artık kendileri yıkanıyorlar. 🙂
Peki bizi evde en çok ne zehirliyor?
Hiç kuşkusuz ilk sırayı çamaşır suyu alıyor. çamaşır suyu çok kuvvetli bir kimyasal ve bence evlerimizi en çok zehirleyen o. Aslında evde temizlemeye çalıştığımız şeyler çok da korkutucu değil. Yani çamaşır suyuyla temizlemeye çalıştığınız mikroplar, insan sağlığı açısından çok büyük tehlikeler içermiyor. Daha doğrusu mikroplardan o kadar çok korkuyoruz ki onları temizleyebilmek için katbekat tehlikeli olan kimyasallar kullanıyoruz. Dezenfekte etmediğimiz zaman büyük hastalıklara yakalanacağımızı düşünüyoruz. çamaşır suyu olmadan temizliğin olmayacağını düşünen bir sürü kadın var. Mesela benim evime çamaşır suyu girmiyor. Bu demek değil ki benim evim kirli.
Çamaşır suyunun genel olarak bize zararları neler?
Çamaşır suyu cilt için çok tahriş edici, kostik bir madde. İkinci olarak kullanıldıktan sonra çok uzun süre havada asılı kalıyor. Zaten bir yer çamaşır suyu ile temizlendikten sonra kokusunu alıyorsanız, bu demektir ki havada asılı durabiliyor. Dolayısıyla solunum yolları için de sağlıklı değil. Daha korkuncu ise uzun süre kullanıldığında hormonları bozucu bir etkiye sahip; endokrin sistemimizi olumsuz etkileyebiliyor. Bu arada formülasyonu çok kuvvetli olduğu için evimizdeki iyi bakterilerin de ölmesine sebep oluyor. Çamaşır suyu eve girdiği zaman doğal döngü aksıyor. Biliyor musunuz, çamaşır suyu kullanılan evlerde yoğurt ve ekmek mayalamak daha zordur. Eğer yaptığınız yoğurt tutmuyorsa evde kullandığınız çamaşır suyu miktarına bakmalısınız.
Türk kadınının en hassas noktası tuvaletlerin temizliği. Pek çok kadın çamaşır suyu olmadan tuvaletlerin temiz kalacağına inanmıyor…
Bu aslında temizlikten ne anladığınızla alakalı bir durum. Mikropları hasta olmamak için temizliyorsanız, inanın çamaşır suyu kullanılmayan evlerdeki insanlar bu sebeple hastalanmıyor. Bu ürünün ağartıcı özelliği var. Sanırım herkesin hassas noktası da bu. Dolayısıyla sizin için neyin önemli olduğuna karar verip, temizlik anlayışınızı bu şekilde biçimlendirmelisiniz.
Çamaşır yumuşatıcısı da yine bir temizlik algısı değil mi?
Evet, pek çok kişi yumuşatıcının kokusunu almadıkça çamaşırının temizlendiğine inanmıyor. işte bu yüzden şunu söylüyorum: Temizliğin kokusunun olmaması gerekiyor. Kötü koku istemiyoruz tamam ama “iyi” diye kabul ettiğimiz kokuların da olmaması gerekiyor. Bir şey kokmuyorsa o temizdir. Diğer türlü kokuyorsa, kimyasal bir kirlilik söz konusu oluyor.
Hijyen sizin için ne anlama geliyor?
Bence hijyenin en temel kuralı dışarıdan eve girdiğimizde ve tuvaletten sonra ellerimizi yıkamak. ikinci olarak da et kesilen yerde sebze ve meyve kesmemek. Salmonella gibi bakteriler bu yolla insana bulaşıyor ve ciddi sağlık sorunlarına sebep oluyor. Evde hijyeni soruyorsanız, bence çok fazla steril olmaya gerek yok. Sanki ameliyathaneyi dezenfekte ediyormuş gibi evimizde temizlik yapıyoruz. Aslında tam tersi çocuklarımızın bağışıklık sisteminin gelişebilmesi için mikroplarla tanışmaları gerekiyor. Hatta çocukların mikrobiyotasının güçlü olabilmesi için evde hayvan beslenmesini, toprakla oynamalarını öneriyor uzmanlar.
Peki evimizi zehirsiz hale getirmeye karar verdik; hepimizin kimyager olması gerekiyor mu?
Herkesin kimyager olmasına gerek yok ama piyasadaki ürünleri güvenli bir biçimde kullanabilmek için kimya bilgisine ihtiyacımız var. Üstelik çok kafa karıştırmaya gerek yok. Yüzyıllardır sağlıklı olduğu kanıtlanmış karbonat, sirke ve Arap sabunu gibi temizleyici maddelerimiz var. Kafamızdaki temizlik işini biraz basitleştirmemiz gerekiyor. Her yüzey için ayrı temizleyiciler kullanmak yerine, temizliği daha basite indirgemeliyiz.
Eskiye gittiğimiz zaman karşımıza naftalin de çıkıyor, o masum mu?
Kesinlikle değil, çok zararlı. Bir maddenin katıdan gaza geçmesine sublimasyon deniliyor. Naftalin de böyle çalışıyor ve böyle bir kimyasalı solumak hiç iyi değil.
Mutfağa geçecek olursak… Buradaki temizlik malzemelerini şöyle sıralayabiliriz herhalde; bulaşık deterjanı, bulaşık makinesi deterjanı, bulaşık makinesi parlatıcısı, bulaşık makinesi tuzu, yüzey temizleyici, yağ çözücü… Bunları nasıl basite indirgeyebiliriz?
Çok basit ve hepsinin formülleri var. Sadece vakit ayırmanız gerekiyor. Zaten özellikle çalışan insanların en çok yakındığı şey vakit bulamamak! Hayat çok hızlı akıyor, insan zaman yaratmakta zorlanıyor. Kireç çözmek için sirke veya limon tuzunu kaynatmak yeterli. Bulaşık makinesi parlatıcısı yerine elma sirkesi, tuz yerine bildiğimiz kaya tuzu kullanılabilir. Elde bulaşık yıkarken ve yağ çözmek için (yağların birikmesine izin vermediğiniz sürece) sıradan sabun kullanılabilir.
Satın alırken neye dikkat edeceğiz?
Ekolojik sertifikalı ürünleri tercih edebilirsiniz. Bu tarz ürünler genelde diğerlerine göre daha pahalı oluyor ama neyse ki yerli ürünler çoğaldı ve artık daha uygun fiyata ulaşabiliyoruz. Eğer bir şekilde kullandığınız üründen vazgeçemiyorsanız (diğer ürünlerin temizliğini beğenmemek gibi), o zaman kullandığınız ürünün miktarını azaltabilirsiniz. Mesela, bulaşık makinesi tabletini ikiye bölebilirsiniz. inanın o tabletin yarısı da aynı temizliği yapabiliyor.
Sizin marketten aldığınız ürün var mı?
Bulaşık makinesi deterjanını marketten alıyorum. Ev yapımı formüllerden iyi sonuç almak gerçekten zor olabiliyor, ama dediğim gibi yarım tablet kullanıyorum. Diş macununu çocuklar küçükken kendim yapıyordum, şimdi ekolojik markalarınkini satın alıyorum.
Sizce koronavirüse karşı en güçlü silahlarımız neler?
Bu konuda her şeyden önce konunun uzmanlarına kulak verilmesinden yanayım ama onların da dediği gibi en güçlü silahımız ellerimizi yıkamak ve sosyal mesafeye dikkat etmek. Son dönemde insanlar virüs kaygısıyla iyice çamaşır suyuna yöneldi. Halbuki virüsü biraz anladığınız zaman, en basit temizlik ürünü olan sabunun neden son derece yeterli ve etkili olduğunu da anlıyorsunuz. Virüslerin yapısında yağlı bir katman, bir nevi kılıf bulunuyor ve sabun da yağ çözücü özelliğinden dolayı bu katmanı eriterek virüsü parçalıyor. Ellerimizi normal sabunla, uzmanların tavsiye ettiği şekilde yıkamak, evimizi arap sabunuyla temizlemek, sabuna ulaşamadığımız yerlerde de en az %60 oranında seyretilmiş alkolle (kolonya da olur) ellerimizi dezenfekte etmek yeterli. Yüzümüze, ağzımıza dokunmamaya da dikkat etmeliyiz.
EVDE DOĞAL TEMİZLİK MALZEMESİ NASIL YAPILIR?
Ev yapımı leke çıkarıcı
Malzemeler:
◗ 1 ölçü (mümkünse parfümsüz) arap sabunu
◗ 1 ölçü bitkisel gliserin
◗ 10 damla limon veya portakal yağı
◗ Dar ağızlı bir cam şişe
Hazırlanışı:
Arap sabununu gliserinin içinde benmari usulü eritin. Buna sabrınız yoksa ikisini karıştırıp bir kenara bırakın. Bir süre sonra kendiliğinden eridiğini göreceksiniz. Limon veya portakal yağını ekleyin. Garip ama gerçek: Bu yağlar yağ çözecek!
Çamaşır detarjanı
Malzemeler:
◗ 1 su bardağı rendelenmiş zeytinyağı sabunu veya herhangi bir parfümsüz bitkisel sabun
◗ 4 bardak sodyum karbonat (çamaşır sodası)
◗ 10-15 damla uçucu yağ (isteğe bağlı)
Hazırlanışı:
Kalıp sabunu rendeleyin (Bunun tamamı kullanılmayacak). Rendelenmiş sabunla çamaşır sodasını bir kapta karıştırın.Uçucu yağı ekleyip tekrar karıştırın (Ben limon çekirdeği yağı kullandım). Karışımı kapaklı bir kavanoza alın.
Kullanımı:
Makinenin deterjan gözüne her zamanki kadar koyun.
Uyarılar:
Sodyum karbonata (çamaşır sodası) çıplak elle dokunmayın. Sodyum karbonatı alüminyum kaplarla temas ettirmemeye dikkat edin. Özellikle yağlı lekeleri daha tazeyken sabunla bölgesel olarak yıkamak, bu karışımın etkinliğini arttırıyor.
Ev yapımı krem temizleyici
Malzemeler:
◗ 1 su bardağı sodyum bikarbonat (bildiğimiz karbonat)
◗ 2 tepeleme çorba kaşığı (tercihen kokusuz) arap sabunu
◗ 10-15 damla antibakteriyel özellikli uçucu yağ (isteğe bağlı)
Hazırlanışı:
Karbonatı bir kaseye dökün. Macun haline getirecek kadar arap sabunu ekleyip, karıştırın. Koku vermesi ve antibakteriyel özellik katması için uçucu yağ ekleyin. (Örneğin, lavanta yağı) Karışımı kapaklı kavanoza alın.
Kullanımı:
Lavabo, evye, küvet, fayans, ocak temizliğinde: Bir tatlı kaşığı kadar alıp, fırçayla veya süngerle yüzeye yayıp, durulayın. çelik beyaz eşya, çelik tencere, çelik çöp kutusu gibi eşyaların üzerindeki parmak izlerinin giderilmesinde, parlatılmasında: Bir tatlı kaşığı kadar alıp, bir bezle ovup, durulayın, kurulayın.
Turunçgilli yüzey temizleyici
Malzemeler:
◗ Yarım litre sirke
◗ Turunçgil kabukları (Portakal, limon, turunç, greyfurt)
Hazırlanışı:
Turunçgil kabuklarını doğrayın. Büyük bir kavanozun içine kabuklarını koyup üzerine sirkeyi ekleyin. Kavanozun ağzını kapatın. Serin ve doğrudan ışık almayan bir yerde 2 hafta bekletin. 2 haftanın sonunda süzün. Limonata görünümlü bir sıvı elde edeceksiniz. Bu sıvıya aynı oranda su ekleyin. Yani yarım litre sirke kullandıysanız, sonunda yaklaşık 1 litrelik yüzey temizleyiciniz olacak. Doğrudan kavanozdan, şişeden kullanabileceğiniz gibi bir sprey şişesine de koyabilirsiniz. Yüzeylerde, parkede, armatürlerde, banyo ve mutfakta kullanabilirsiniz. Bir bezle silmeniz yeterli. Durulamaya gerek yok. Mermer yüzeylerde kullanmayın. Kullanacaksanız, uzun süre temas ettirmemeyi ve iyice durulamayı unutmayın.
Yazı: Deran Çetinsaraç