Diğer
    Ana SayfaRöportajEzgi Avcı: Bu dönemde kendi içime dönmeyi tercih ettim

    Ezgi Avcı: Bu dönemde kendi içime dönmeyi tercih ettim

    -

    Zor günlerde, sosyal mesafe kurallarına uyarak alışık olmadığımız bir kapak çekimi gerçekleştirdik. Ezgi Avcı’nın pozitifliği ve çalışkanlığı ile Formsanté kapak çekimini tamamladık. İşte styling’ten, saç ve makyaja kadar her şeyde en büyük emeği harcayan dev çekim ekibinin tüm yükünü tek başına üstlenen Ezgi Avcı’nın merak ettiğimiz yaşamının ayrıntıları…

    Dile kolay, 13 yıl profesyonel voleybol oynayan ve yüksek not ortalaması sayesinde eğitim hayatını Amerika’da tam burslu tamamlayan Ezgi Avcı, gençlere örnek olabilecek bir sporcu çalışkanlığına sahip. Onu Miss Turkey’deki başarısı ve Survivor yarışmasındaki azmi ile tanıdık. Kariyerindeki basamakları hızla tırmanan Ezgi Avcı’yı daha yakından tanımaya hazır mısınız?

    Zor günlerden geçiyoruz. Sen bu günleri nasıl geçiriyorsun?

    Evet, gerçekten tüm dünya, tüm insanlık için zor günler. Hepimiz birçok şeyi sorgulayıp, kendimize yeni bir düzen kurduk ve buna uyum sağlamaya çalışıyoruz. Normalde benim rutinim uyandıktan birkaç saat sonra işim, o gün işim yoksa da sporum için evden çıkmak olurdu. Çıkmazsam yanlış bir şeyler yapıyorum gibi hissederdim. Kısacası, evde vakit geçirmeye hiç alışık değildim ve karantina dönemi bana evde, kendi kendime nasıl sosyalleşebileceğimi anlattı. Şu an açıkçası, normalleşme döneminde balkonda, terasta ya da bahçede komşuculuk oynamak bana daha cazip ve daha risksiz geliyor.

    - Advertisement -

    Günlük spor programın nasıl?

    Benim bedenim Türkiye ve Amerika’da voleybol oynadığım 13 yıl boyunca her gün antrenman yapmaya programlanmıştı. NCAA’de voleybolu bıraktıktan sonra spor günlerimi sağlıklı yaşama geçiş adına azaltmaya başladım. Azaltmaktan kastım da aslında gün aşırı ağırlık antremanı ya da pilates yapmak. Haftanın üç-dört günü bunları yapıyorken, diğer günler mutlaka 10 bin adım atıyorum. Takıntılı gibi hep adımlarımı kontrol ediyorum açıkçası.

    Beslenmende nelere dikkat ediyorsun?

    Güne sert bir kahveyle başlıyorum ve bayılıyorum bu duruma. Kahve beni bir süre tok tutuyor zaten ve kahvaltımı geç yapıyorum. Oldum olası 12.00’de öğle yemeği kültürünü kabullenemedim. 06.00’da uyanıyor olsam 12.00’ye kadar iki öğünümü bitirmiş olmak beni üzer. Günde iki ana öğünüm oluyor; kahvaltı ve akşam yemeği. Bu iki öğünden sonra da birer ara atıştırmalıklarım mutlaka oluyor. Kalori hesabı yaparak yaşamıyorum kesinlikle, pişmanlık duygusu anında kiloya dönüşüyor. Bazı günler çok tatlı yediğimde, “ahh keşke” derken yakalıyorum kendimi ve bir anda “İyi ki yedim yarın az yerim olur biter” diye düzeltiyorum kendimi. Aşırıya kaçtığımızda 24 saat içinde telafi ederek kendimizi sevdiğimiz tatlılardan, böreklerden mahrum bırakmayabiliriz.

    Tartıda fark gördüğünde acil önlem planın var mı? Bizimle bu planı paylaşır mısın?

    Son bir buçuk yıldır herkesten “Kilo almalısın” cümlesini duyuyorum. Bu en az kilo vermelisin cümlesi kadar etkili. Hep inişli çıkışlı kiloya sahiptim, bir haftam diğerine uymazdı diyebilirim. Ama son iki yıldır sabitledim kendimi. Bunu da telafi etmeyi uygulamama ve sağlıklı unlar, şeker yerine bal ve hurma, Hindistan cevizi yağı ve bol zeytinyağı kullanmama veriyorum. Biraz da kuru meyveyi azalttım.

    Miss Turkey’den sonra hayatında neler değişti?

    Miss Turkey bence dönüm noktam oldu ama onun öncesinde o kadar büyük emeğim var ki anlatmadan geçemem. 13 yıl profesyonel voleybol oynamam ve yüksek not ortalamam, hem Türkiye’de hem Amerika’da tam burs kazanmamı sağladı. Hayatımda verdiğim en güzel karar, tacımı aldıktan sonra Amerika’daki üniversiteme yani Florida Tech’e devam etmemdi. “Medya sektörüne girdim, şimdi İstanbul’da kalmalıyım” yanlışına düşmedim. Spikerlik, sunuculuk okuluna yazıldım ve neredeyse tam puanla mezun oldum. İki yıl sonra yani Florida Tech’ten mezun olduktan sonra da Survivor’a gitmem ise önce voleybolculuğum, sonra Miss Turkey olmam sayesinde oldu. Sonrasında kısa bir süre oyunculuk eğitimi aldım. Kariyerim ekranda bu şekilde başladı.

    Oyunculuğu düşünüyor musun?

    Oyunculuk benim çok keyifle deneyimlediğim bir tecrübe oldu aslında. “Kiralık Aşk” dizisinde rol aldım ilk olarak. Oradaki set ortamı ve iletişim çok güzeldi. Sunduğum programlar çoğunlukla canlı yayın oldu şu ana kadar ve canlı yayın demek, giriş çıkış saati ve çekileceği stüdyosu belli demek. Set ortamının ve aynı zamanda oyunculuğun bundan farkı; lokasyon değişiklikleri, hava koşullarına uyum sağlamak ve zaman planlamasının canlı yayından farklı olduğuydu. Şimdi de görüştüğüm bazı dizi projeler var, altından kalkabileceğimi düşündüğüm bir rol olursa oyunculuğu tekrar tecrübe etmek isterim.

    Survivor’ı takip ediyor musun? Şu anki kadroda olsaydım, şöyle olurdu dediğin anlar oluyor mu?

    Ben hala benim gittiğim senenin en epik sene olduğunu düşünüyorum. Vakit buldukça hala izliyorum ve her izlediğimde bu kadar büyük bir prodüksiyonun dünyanın bir ucunda, şahane iş çıkardığını düşünüyorum. Ödül ya da dokunulmazlık oyunlarında, adada kaldığım dört ay boyunca yaşadıklarım aklıma geliyor. O zaman da ne güzel anılar ve maceralar biriktirmişim diyerek mutlu oluyorum.

    Yüzüne hangi bakımları yaptırıyorsun? Dolgu ya da botoksun var mı?

    Cilt tipime göre yeni çıkan ürünleri denemeyi seviyorum. Her cilt tipine uygun güzel ürünler var ama tabii ki cilt hassas bir konu, özellikle yüzüm için bir ürün kullanacaksam ön araştırmasını yapıyorum. İçindeki maddeleri mutlaka bilmem ve güvenmem lazım. Mesela T bölgesi yağlı bir cildim var, bunun için kremi ağırlaştıran ve emilmesini zorlaştıran maddeler olmamasına özen gösteriyorum. Dolgu ve botoksum yok. Biraz korkuyorum kendim olmaktan çıkmaktan açıkçası ve yapıldığında nasıl duracağını hayal edemiyorum.

    Evde yaptığın doğal bakım tariflerini paylaşır mısın?

    Saçım hızlı uzasın diye haftada iki kez Hindistan cevizi yağı ve lavanta yağını karıştırıp, bir saat bekleterek yıkadığım bir dönem vardı. Saç konusu biz kadınlar için önemli, saç bakımımı da ihmal etmiyorum açıkçası.

    Saçlarının bakımını nasıl yapıyorsun?

    Çabuk yağlanan saç tipim var. Birçok şampuan denedim bununla alakalı ve denemeye de devam ediyorum diyebilirim. Sevgili kuaförüm Sabit Akkaya, dört yıldır benimle ilgileniyor. Survivor’da dört ayda inanılmaz yıpranmış saçlarımı kısa sürede bakımlarıyla toparlamıştı ve aynı bakımlara hala devam ediyoruz. Bakım uygulanmış saçlarımı bir süre buhar makinesinde bekletiyoruz.

    Bu süreçten psikolojik olarak nasıl etkilendin? Kendini güçlü hissetmek için neler yaparsın?

    İster istemez kendimizle baş başa kaldığımız bu süreçte ben kendi içime dönmeyi tercih ettim. Karantinadan önce de meditasyon yapıyordum ama karantinayla birlikte bunun sıklığı arttı. Arınma terapileri uygulamaya başladım. Şu an özşefkat ile alakalı okumalar yapıyorum. Bunun dışında kendimi tatlı ve yemek yapmaya biraz yönelttim; güzel de yapıyormuşum. İşin aslı, hepimiz biraz pratik olmayı da seviyoruz bence. Bu yüzden evde yemek yaparken işimi kolaylaştıran ama mutlaka sağlıklı, pratik ürünleri kullanıyorum.

    Pandemi sürecinin bitmesiyle birlikte geleceğe dair hedeflerin neler?

    Birçok kişi içine döndü, kendini sorguladı ve farkındalıkları artmaya başladı diye bahsetmiştim ya, böylelikle kendi imkanlarımızla mutlu olmaya alışmaya başladık. Gereksiz hırslarımızı törpüledik. Otomobil kullanımının ve uçuşların azalmasıyla bile havanın nasıl temizlendiğini gördük. Bu belki bir gelecek planı olur ve doğaya daha iyi davranırız.

    Seni örnek alan genç kızlara neler önerirsin?

    Güzellik ve fitlik malesef bizi uzun vadede kurtarmayacak. Kendimizi geliştirmemiz, yabancı dilimizin olması özellikle bu çağda çok önemli. Bedeninize iyi gelenin ne olduğunu keşfedin. Hangi besinler şişkinlik yapıyor, hangileri uzun süre tok tutuyor, hangileri midenizi rahatsız ediyor bunları gözlemleyin. Ve lütfen sporu kilo vermek için değil, size mutlu hissettirdiği için yapın. Kilo verdiniz, artık sporu bırakın gibi cümlelere aldırış etmeyin. Bu en çok söylenen, sporla ilgili en yanlış algı.

    Röportaj: Ruken Akbay Gürtaş
    Fotoğraflar: Murat Sargın
    Styling Danışmanı: Gülşan Gürsel
    Saç-Makyaj: Sabit Akkaya
    Mekan: Swissotel The Bosphorus, İstanbul



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz