‘GDO’ yani genetiği değiştirilmiş organizmalar olarak adlandırılan besinler, insan eliyle labaratuvar ortamında oluşturuluyor. Amaç, besin değeri yüksek yiyecekler elde etmek. Ancak bazı uzmanlar, bu besinlerin uzun vadede insan sağlığını olumsuz etkileyebileceğini söylüyor.
| |
Henüz hormonlu gıdaların yan etkileri nedir, ne değildir tartışmaları sürerken genetiği değiştirilmiş gıdalarla ilgili daha büyük bir tartışma ortaya çıktı. Genetiği değiştirilmiş gıdalar geleceğimizi nasıl etkileyecek? Bu tasarlanmış besinler bize şifa mı getirecek yoksa sağlığımız için büyük tehdit mi oluşturuyor? Bazı gen teknolojistleri, besin değeri daha yüksek ve daha ucuz yiyecekler tasarladıklarını söyleseler de bu konuda tartışmaların arkası kesilmiyor. Yurt dışından ithal edilen genetiği değiştirilmiş gıdalarla ilgili sivil toplum örgütlerinin ve bazı uzmanların kaygı duyduğu riskler arasında, alerjik reaksiyonlar, metabolizma hasarları, toksik kirlenme, antibiyotiklere direnç, hücresel başkalaşımlar, deli dana, alzheimer ve kanser hastalıkları yer alıyor. Kamuoyunun kafa karışıklığı giderek artıyor. Gelen tepkilerden destek alan uzmanlar; kontrollü üretim, sıkı denetim ve toplumun bilgi edinme hakkı konularına özen gösterilmesini istiyorlar.
GDO ne demek?
İnsan eliyle dizayn edilen ve 'GDO' yani 'Genetiği değiştirilmiş organizmalar' olarak adlandırılan besinlerden söz ediyoruz… Canlılardan, başka canlılara aktarılan genler sonucu ortaya çıkan yeni ürünlere 'GDO' deniyor. Gen teknolojistleri, bir organizmadan diğerine gen transferinde 'kes-yapıştır' yöntemini kullanıyorlar. Amaç, besin değeri daha yüksek ve maliyeti daha düşük yiyecekler elde etmek. Ülkemizde tüketilen GDO'ların başını, mısır, soya, kanola ve türevi hazır yiyecekler çekiyor. Bu teknolojinin hayatımıza etkileri, sadece 'mısır ya da soya içerikli hazır gıda' tüketerek yansımıyor. Örneğin yediğiniz tavuk GDO'lu yemle beslenmişse hem tavuk eti hem yumurtası GDO'lu hale geliyor. Ülkemizde bu ürünlerin analiz ve denetiminin yapılmasıyla ilgili yasal düzenlemeler gündemde.
GDO'lu mu, değil mi?
Tükettiğimiz ürünlerin GDO'lu olup olmadığını çıplak gözle ya da tadarak anlamak mümkün değil. Ama ürünlerin nereden ithal edildiğini öğrenmenin faydası olabilir. Ambalajındaki içerik etiketinde glikoz, sakkaroz, fruktoz, mısır nişastası, soya proteini bulunuyorsa GDO olması ihtimali yüksek. Yeni yasal düzenlemelerle Avrupa'da olduğu gibi ürünlerin GDO'lu ya da GDO'suz olup olmadığının ambalajda belirtilmesi gündemde. Bu karmaşa döneminde insanlar organik ürünlere yöneliyor, organik pazarlar dolup taşıyor.
Zararları neler olabilir?
Enzim bozuklukları
Deli dana
Alzheimer
Morgellon hastalığı (ölümcül bir deri hastalığı)
Kanser
Besinlerdeki vitamin sentezlerinin bozulması
Bağışıklık sistemi problemleri
Haberin devamı 2010 Ocak sayısında…