Rahat ve sorunsuz bir gebelik dönemi geçirip, bebeğinizi sağlıkla kucağınıza almanızda beslenmenin rolü yadsınamaz. Ama neyi, ne kadar yemeniz gerektiğinden 40 haftalık süreçte kaç kilo aldığınıza kadar birçok konudaki kritik noktanın “doğru” beslenme olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Yazı: Ayşegül Uyanık Örnekal
Anne olacağınızı öğrendiniz. İçiniz içinize sığmıyor. Hedefiniz, 40 haftalık gebelik döneminin ardından bebeğinize sağlıkla kavuşmak! Buraya kadar her şey normal. Peki ya ilerleyen günlerde nasıl beslenmeniz gerektiğini, toplamda kaç kilo almış olarak doğuma girmenizin bu süreci rahat atlatmanıza yardımcı olacağını biliyor musunuz?
Kilo alımı kişiye göre değişiyor
Aileler, özellikle de anne adayları bir bebeği olacağını öğrendikten sonra internet başta olmak üzere birçok kaynaktan sürece ilişkin araştırma yapmaya başlıyor. Bunlardan biri de gebeliği kaç kiloyla tamamlayacağı… Bu soru bazen “Kilo almalı mı, almamalı mı?” şeklinde de gündeme gelebiliyor. “Nasıl beslenmeliyim?”, “Kilo almadan beslenmem mümkün mü?” gibi sorular da cabası… Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Melih Gündüz, en çok “Hamilelikte ideal kilo alımı ne kadar olmalı?” sorusunun merak edildiğini belirterek, şöyle bilgi veriyor: “Bu konuyla ilgili kesin bir bilgi yani doğru kilo ölçütü yok. Çünkü hamilelikte kilo alımı; kadının gebelik önceki kilosundan yaşam şekline, boyunun uzunluğuna kadar birçok kritere göre değişebiliyor. İdeal olanı ise sağlıklı bir kişinin boy-kilo oranı normal sınırlar içinde ise buna göre hamilelikte olması kabul edilebilir bir kilo alımı… Örneğin; boyu 1,60 m, kilosu 50-55 arasındaki bir anne adayının 8-11 kg arasında alması normal kabul ediliyor.”
Şekerden uzak durmak gerekiyor
Bebek bekleyen bir kadın, kilo almak bir yana ağırlığından kaybetse dahi bebek gebelik haftasıyla uyumlu şekilde büyümeye devam ediyorsa, herhangi bir sorundan söz edilmiyor. Buradaki kritik nokta; kadının hamileliği boyunca vücudunun ihtiyacı olan vitamin, mineral, protein, yağlar ve karbonhidratlar açısından dengeli şekilde beslenmesi. Bu tablo da bir kadın sağlıklı ve kilosu fazla ise vücudundaki depolarda kendisine ve bebeğe yetecek kadar vitamin, mineral, aminoasit ve yağın bulunduğuna işaret ediyor. “Eğer dengeli besleniyorsanız ve kilo veriyorsanız, zaten fazla olan bu elementler size de bebeğinize de yeterli gelir” diyen Dr. Gündüz, şu noktalara değiniyor: “Glikoz yani şeker, biz doktorların hiç istemediğimiz bir madde. Özellikle meyvelerin ve tatlıların içinde bulunuyor. Meyvede olup da sebzede bulunmayan bir madde neredeyse hiç yok! Dolayısıyla sebzelerle ihtiyacımız olan tüm element ve mineral ihtiyacımızı karşılarken, meyvenin içinde bulunan şekeri de almamış oluyoruz. Özetlemek gerekirse, gebelik süresince tatlı ve meyve tüketmemek kişiye hiçbir şey kaybettirmiyor. Yeter ki sebzelerden dengeli bir şekilde faydalanalım. Bu noktada, masum olmayan sebzelerden de bahsetmek gerekiyor. Domates, havuç, patates ve mısır gibi sebzeler, içinde fazla miktarda glikoz barındırdığı için gebelikte tavsiye edilmiyor.”
Hatalı tüketim alışkanlıkları kilo aldırıyor
Gebelikteki beslenme düzeninde sebzenin yanı sıra proteinin de yer alması gerekiyor. Bu dönemde et ve et ürünlerinin mümkün olduğunca öğlen tüketilmesi önem taşıyor. Sindirim sisteminin bu proteini parçalayıp, kana karıştırması da uzun sürüyor. Bu nedenle de akşam yemeğinde tüketilmesi halinde sindirim sisteminde yeteri kadar parçalanmadan, kana karışmadan kişi uykuya geçmiş oluyor. Dr. Gündüz, bu durumda et tüketiminin hem sindirim sisteminde hazımsızlığa hem de gereksiz yere kilo alımına yol açabildiğini belirtiyor.
Hareketsiz kalmayın!
Sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmazlarından biri de egzersiz yapmak. Buna gebelikte de devam etmek gerekiyor. Dr. Melih Gündüz, gebelikte kısıtlanacak herhangi bir spor olmadığını, kişinin rahatlıkla yapabildiği herhangi bir sporu sürdürebileceğini belirterek, “Eğer gebeliğe zarar vermesi gibi bir durum söz konusu olsaydı, istenmeyen gebelikler bu şekilde ortadan kaldırılabilirdi. Dolayısıyla sporun sağlıklı bir alışkanlık olduğunu unutmamak gerekiyor” diyor.