Diğer
    Ana SayfaPsikolojiGeveze zihnin oyunlarına dikkat!

    Geveze zihnin oyunlarına dikkat!

    -

    Yaşadıklarımızla ilgili zihnimizde susmak bilmeyen seslerle mücadele edememek, bir süre sonra gündelik yaşantımızı çekilmez hale getirebilir. Bu sorunla başa çıkmak için de ihtiyaç anında mutlaka bir uzmana başvurmak gerekir.

    Formsante Nisan – Mayıs 2025 sayısından

    Hazırlayan: Ayşegül Uyanık Örnekal
    Çoğu kişi geceleri başını yastığa koyduğunda zihninde günün değerlendirmesini yapıyor. Ama bazen bu değerlendirme; acımasız eleştirilere, bitmek tükenmek bilmeyen soruların zihinde dönüp durmasına, vicdan muhasebesine, kendi kendini yiyip bitirmeye yol açabiliyor. Bunun sebebi, kaynağı nedir? Liv Hospital Vadistanbul’dan Psikolog Belgin Arslantaş, bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Düşüncelerimizi kontrol edemeyiz, baskılamak ve yok saymak da doğru değil. Onları yönlendirebilir, farklılaştırabilir, bazen de dönüştürebiliriz. Düşünceler birdenbire açığa çıkar, ki bu genellikle uyku öncesi melatonin salınımı sırasında zihnimizde başlayan bir aktivasyondur.” Psk. Arslantaş ile zihnimizdeki bu seslerin bize neler anlattığını, nasıl başa çıkacağımızı ve daha birçok konuyu konuştuk.

    Zihnimizdeki seslerin gün içinde sürekli konuşmaya devam etmesi mümkün mü? Böyle bir tabloda yaşam kalitemizi bozmamak, iş hayatında performansımızı düşürmemek, özel hayatımızda sıkıntılar yaşamamak için neler yapmalıyız?
    Bazı durumlarda mümkün! Stres kaynaklı bir durumu gün içinde tekrar tekrar düşünme hali, çözüm üretmek, problemi sonlandırabilmek adına işlevsel olabilecek iken nedenli ya da nedensiz obsesif bir şekilde sorumlulukları aksatacak boyutta yaşamdan kopma hali ise mutlaka bir uzmana başvurup, takıntılar ve kompülsiyonlarla çalışmak, onları çözümlemek anlamlı olacaktır.

    - Advertisement -

    Günün değerlendirilmesi ile vicdan muhasebesini nasıl ayırt edebiliriz?
    Günün değerlendirilmesi; daha çok bireyi motive eden eylemler, düzeltmeler ve planlamaları içerir. Vicdan muhasebesi ise bir konu ya da durum özelinde tekrarlayan, rahatsız edici düşünce ve alternatif tarih yaratma ikilemi içinde kişinin sıkışıp kalma halidir. Yani biri amaca hizmet edip bizi günceller, diğeri ise çoğu zaman değiştirilemez olan durumlar içerisinde sağlıksız bir duygu durumuna hapseder.

    Bu sesleri; bizi sürekli eleştiren, belki zaman zaman moralimizi bozan ama asla terk edemediğimiz bir yakınımız gibi düşünürsek, uzaklaşmak çok da mümkün görünmüyor. Siz ne dersiniz?
    Buna “paradoksal çaba” diyoruz. Bir düşünceyi zihnimizden atmaya çalıştığımız zaman o düşünceye daha da saplanırız. Bu sebeple savaşmak, yok saymak, bastırmak yerine, gerçekçi bir çaba gösterip, sebep-sonuç bağlantısını kurabilmek önem taşır. Elbette iç sesimiz bazen bize ve amaçlarımıza hizmet etmeyebilir, bizi yanıltabilir, korkutabilir ya da acımasızca eleştirebilir ama yönetmek bizim elimizdedir. Sağlıklı bireyler bu süreci kolaylıkla yönetebilir. Ancak yaşam akışı içerisinde bazen farklı boyutta ve başlık altında sorunlar baş gösterdiği zaman sıklıkla kaygı düzeyimiz artar ve düşünce sağaltımı yapma yetimizi sekteye uğratan sebepler açığa çıkar. Böyle bir durumda bunun farkında olup, derhal psikoterapi, bazen de farmakoterapi de eklenerek kombine olarak tedavi alınması gerekir.

    Zihnimizdeki seslerle başa çıkmak için farkındalık çalışmaları yapmak, bize anlattıklarını yazmak gibi çarelerden söz ediliyor. Odak noktamızı değiştirmek, meditasyon yapmak, belki de geceleri müzik dinleyip, bunlardan kaçınarak uykuya dalmak gibi farklı yollara yönelmek bize yardımcı olur mu? Sesleri, sessize almanın yolu nedir?
    En etkili yol diye tek tip bir yönlendirme gerçekçi olmaz. Kişiler kendi karakter ve beden yapılarına uygun olan meditatif, anksiyete giderici ve kaygıyla baş edebilecekleri eylemleri saptamalı, düzenli olarak bir rutin oluşturmalıdır. Bilinen en etkili yöntemleri deneyerek kendi efektif rahatlama modunuzu yaratmanız ise en doğrusu olur. Bu kimileri için kitap okumak, kimileri için duş almak, kimileri için de meditasyon yapmak gibi eylemlerdir.

    Yakın çevremizden yardım almak çare olabilir mi?
    Her birey, kendi deneyimi ve içsel yetisi kadar size destek olabilir. Yani en doğru desteği almanın yolu tabii ki işin uzmanına danışarak, kalıcı ve sürdürülebilir bir biçimde çözmek olacaktır. Aksi halde yakın çevrenize “Benim iç seslerimi, kaygılarımı yönet” şeklinde bir misyon yüklemek, çoğu zaman yakınlarınızı da ekstra yormak, kaygılandırmak ve yetersiz hissettirmekten fazlası olmaz. Doğru olan; desteğinizi uzmanlardan alıp, kişisel çabanızı sergilerken, en yakınlarınızdan sadece duygusal yardım almak ve bunun farkında olmaktır.

    Hangi durumlarda profesyonel destek gündeme gelmeli? Ne tür yöntemler kullanılabilir?
    Kendi başınıza “Ben bunu yönetemiyorum ve üstesinden gelmek için çarelerim tükendi” dediğiniz zaman, vakit kaybetmeden destek alınması gerekir. Tedavi süreci; kişinin psikopatolojisine, kişisel dirençlerine, travma öyküsü olup olmamasına bakılarak alınan detaylı anamnez sonrası farklı terapi teknikleri, gereklilik halinde ilaç desteği de eklenerek, multidisipliner olarak yürütülmelidir.

    “Günün değerlendirilmesi; daha çok bireyi motive eden eylemler, düzeltmeler ve planlamaları içerir. Vicdan muhasebesi ise bir konu ya da durum özelinde tekrarlayan, rahatsız edici düşünce ve alternatif tarih yaratma ikilemi içinde kişinin sıkışıp kalma halidir.

    Bir Z raporu olarak ruminasyon
    Zihinsel aktiviteleri bloke eden ve geçmişte bize olumsuz etkileri olan olaylarla ilgili tekrarlayan, rahatsız edici düşüncelerin zihinde yankılanmasına “ruminasyon” deniliyor. Psikolog Belgin Arslantaş, söz konusu bu sesleri zihinsel geviş getirme olarak da adlandırılan “ruminasyon” olarak ifade etmenin kısmen mümkün olduğuna dikkat çekerek, “Ruminasyondan şikayetçi kişilerde zihnin uçuşması da söz konusudur. Zihinleri dağınıktır, geçmiş ile gelecek arasında gidip gelen ve düşüncelerle dolu olan kişiler, içinde bulundukları ana odaklanmakta güçlük çeker. En temelde; bireylerin geçmişi değerlendirirken objektif bakmaktan uzaklaşarak, daha çok olumsuz olay ve sonuçlara odaklanması, bu olumsuzlukları kendileriyle ilişkilendirmesi ve başarılarını küçümsemesi gibi düşünce sorunları yatar. Kişiler sıklıkla sorunlarının çözümü ve gelecek konusunda daha karamsar olur. Kendilerine olan güven ve geleceğe olan inançları zayıftır. Bu da çözüme ulaşmak için gerekli adımları atmayı zorlaştırır. Söz konusu düşüncelerin içerikleri çoğunlukla yaşadıkları olaylarla ilgili, ‘Başka türlü olsaydı nasıl olurdu?’ diyerek yani alternatif tarih tasarlayarak gerçekleşir. ‘Bu cevabı verseydim daha iyiydi’ ya da ‘Neyi yanlış yaptım da bu benim başıma geldi?’ gibi çıkarımlar ve daha iyi sonuçlar doğurabilecek olası senaryoların içinde kaybolma ve kaygının da eklenmesiyle günlük yaşamı olumsuz etkileyen bir rahatsızlıktır. Sıklıkla depresif duygu durumu yaşayan, anksiyete seviyesi yüksek, obsesif düşünce yapısına sahip ya da yatkın kişilerde, travma sonrası stres bozukluklarında ve yeme bozukluğu gibi problemlerle ilişkili bireylerde görülebilir. Temelinde çoğunlukla belirsizlik ve geleceğe yönelik yoğun kaygı duyma, depresif düşünce örüntüsü, rahatsız edici ve tekrarlayan duyguları ile durumları uzaklaştırma arzusu ile kaygı duyulan olayı kontrol edebilmeye yönelik yoğun çaba yatar. Zaman zaman bizi kötü hissettiren olaylar yaşamak, inişler çıkışlar, duygusal dalgalanmalar, kimi zaman bu duygulardan uzaklaşarak iyi hissetmek istemek, her insanın yaşadığı doğal deneyimlerdir. Ancak bazen bu kurtulma çabası ileri boyuta geçerek zihnimizi ele geçirir ve günlük yaşantımızı işgal eden bir hal alabilir. Ayrıca başka problemlerin habercisi de olabilir. Bu nedenle söz konusu ruminatif düşünceler aile, iş ve özel hayatınızdaki işlevselliğinizi etkiliyor, rutinlerinizi bozuyor ve yapmak istediklerinizi engelliyorsa, o noktada profesyonel destek almak için vakit kaybetmeden harekete geçilmesi gerekir” diyor.

    “Elbette iç sesimiz bazen bize ve amaçlarımıza hizmet etmeyebilir, bizi yanıltabilir, korkutabilir ya da acımasızca eleştirebilir ama yönetmek bizim elimizdedir.”

    İLGİLİ DİĞER İÇERİKLER



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz


    Tam bir sebze canavarıyım

    ‘Binbir Gece’ dizisindeki rolüyle her hafta evlerimize konuk olan, sevilen oyuncu Ceyda Düvenci “bakımlı, kendini her haliyle seven ve güvenen, sağlığına dikkat eden kadınlar...

    Diyette başarısızlık yoktur, vazgeçmek vardır

    Yeni kitabı ‘Afiyetle Diyet’’in raflardaki yerini aldığı bugünlerde Uzman Diyetisyen Dilara Koçak ile bir söyleşi yaptık ve ondan stil sırlarını öğrendik...Yeni kitabınızdan biraz bahseder...

    Tek yaptığım spor oğlumla yürümek

    G.O.R.A'nın çekimleri için ne diyeceksiniz?Çekileli uzun zaman oldu! İnsan bir şey çektiği zaman hemen seyretmek istiyor ama bu filmin başına hakikaten gelmedik şey kalmadı....