Havalar ısınmaya başlıyor, kara kış geride kalıyor ve daha da güzeli pandemi etkisini yitirmeye başlıyor gibi görünüyor. Aşılanmalar da başlamışken dünya ve turizm yeniden eski güzel günlerine dönmeye hazırlanıyor. Peki bir yıldan uzun zamandır eve kapanmışken, yeniden seyahat çantası yapmaya hazır mıyız?
Bu güzel günlere ulaşmak için çok bekledik ama sonunda tünelin sonundaki ışık göründü. Pandemi şartlarının hafifleyeceği ve virüsün hayatımızdan bu yıl çıkmış olacağına dair ciddi yorumlar gündemi kaplıyor. Ülkemiz de dahil olmak üzere dünyada turizm sektörü de yeniden hayata dönüş hazırlıklarına başlamışken bize düşen de çantalarımızı hazırlamak. Evet, uzun süredir dolaplarda tozlanan çantalarımızı dışarı çıkarmanın zamanı geldi.
Bu yeni dönemde çanta hazırlarken, çok yüklenmek değil de ihtiyaçlarımızı yanımıza alıp olabildiğince hafif ve özgür olmayı tercih etmenizi tavsiye ediyoruz. Çünkü dünyanın yükünü zaten son bir yıldır omuzlarımızda ağır şekilde taşıdık. Bırakalım bu seferki gezimizde hafifliğin tadını çıkaralım.
Yeni gezileriniz için, gideceğiniz iklime uygun 1-2 parça pantolon, 1-2 parça kazak, gömlek, rahat edeceğiniz kadar iç çamaşırı, çorap ve sütyen yeterli olmaz mı dersiniz? Elbette henüz sona ermeyen pandemi nedeniyle gittiğiniz yerde karantinaya girme riski de bulunuyor ve bu da 10-15 gün boyunca dışarı çıkamadan, bavulunuzdaki eşyalarla yetinmek anlamına gelecek. Bu nedenle yanınızda, epilasyon aleti gibi hijyen için gerekli alet edevat, cihazları da bulundurmanızı tavsiye ederiz.
Otelinize bavulu bıraktıktan sonra ise yabancı bir şehri gezmenin olmazsa olmazı, bel çantası yine alışveriş listenizde olmalı. Hatta artık teknolojik GPS etiketleriyle, bu tür küçük çantalarınızın, cüzdanlarınızın kaybolması halinde nerede bulunduklarına dair bilgiyi de telefonunuzdan alabilirsiniz. Yabancı bir şehirde hayatınızı kolaylaştıracak bir güvenlik önlemi olarak bu tür teknolojileri de tavsiye ediyoruz.
Elbette çantanızda son olarak, bağışıklığınız için gerekli vitaminleri, besin desteklerini ve mineral takviyelerini de unutmamanızı tavsiye ediyoruz. Aşı bile olsanız, virüsün bulaşma riski hala bulunuyor. O yüzden bağışıklığınızı hala güçlü tutmak en güzel önlem. Ve sanki, hayatımızın geri kalanında bir daha hiç grip olmamak, nezle olmamak için bu önlemlere hep devam edecekmişiz gibi bir his, sizin de içinizde var mı? Dünya artık o bilince ulaştı, değil mi?