Estetik cerrahinin en çok uğraştığı alanların başında sarkık göğüs ve popolar geliyor. Biz de bu ay mevcut yöntemlerin yanısıra plastik cerrahların göğüs ve popo dikleştirmede kullandıkları en yeni yöntemleri inceledik
| |
Kesi yapmadan ip ile kaş asma, yüz asma, boyun germe, burun ucu kaldırma, meme dikleştirme ameliyatları yıllardır tüm dünyada uygulanan yöntemlerden. Ancak bu yöntemlerin de kendi içinde farklılıkları bulunuyor. Bu yöntemlerden bir tanesi Bulgar Cerrah Nikolay P. Serdev’in geliştirdiği ve kendi adını taşıyan yöntemi. Yöntemin farklılığı kullanılan özel örme elastik ip ve özel aparatlar dışında vücuda tutturulma biçiminden de kaynaklanıyor. Teknik artık Türkiye’de de kullanılıyor. Bu yöntemin özellikle popo ve göğüs dikleştirme ameliyatlarında etkili sonuçlar verdiği söyleniyor.
Yaygın olarak kullanılan yöntemin aksine burada ip vücuda girdiği noktaya, cilt altından bir ‘ring’ (tur) yaparak geri dönüyor ve orada uygun bir yere bağlanıyor. Bu da ip ile gerilen bölgenin, yeniden aşağıya düşme olasılığını azaltıyor. Birkaç milimetrelik kesiyle yapılan bu ameliyatlar sonrasında, iyileşme süreci de daha kısa oluyor. Estetik operasyonlardan korkanlar için basit ve etkili sonuçlar doğurduğu söylenen yöntemle ilgili olarak Transmed’den Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah Dr. Emirali Hamiloğlu ile konuştuk. Hamiloğlu bu yöntemi kısaca şöyle tanımlıyor: ”Bu yöntem iple asma tekniği olarak özetlenebilse de kullanılan teknik farklı. Diğer yöntemde olta gibi tırnakları olan bir ip kullanılıyor. Bu tırnaklar deri altına sokulurken kapalı. Ancak cilde girdiği yere doğru geri çekildiğinde açılıyor ve bulunduğu bölgedeki dokuyu da birlikte çekiyor. Dokunun bu tırnaklardan sıyrılıp geri düşme riski yüksek.. Serdev yönteminde ise ipin iki ucu boşta kalmıyor. Asılacak doku ip ile çekilerek asılıyor ancak ip bir yuvarlak yaparak geri dönüyor ve bu, kesi yapılarak girilen alana çekiliyor. Örneğin göğüs dikleştirme operasyonunda, ince kemik bir uçtan geçen ip göğsün üzerinde açılan milimetrik bir kesiden içeriye sokuluyor. İpin bir ucu cilt altından asılacak bölgeye ulaştırılıyor. Dikleştirilecek bölge bu ipe asıldıktan sonra ip tekra sokulduğu noktaya geri dönüyor. Sarkan dokuyu çekip toplayan ipin iki ucu da vücudun uygun bir bölümüne asılıyor ve gevşeyip sıyrılma olasılığı olmuyor Bu da daha uzun süreli bir kullanma süresi sağlıyor. Özellikle seçilmiş vakalarda çok iyi sonuç veriyor.” Hamiloğlu, bu yöntemin daha çok popo kaldırma ameliyatlarında tercih edildiğinin altını çiziyor: ”’Şimdiye kadar kullanılan popo kaldırma ameliyatları hem çok uzun sürüyor hem de hastaların normal hayatlarına daha geç dönmelerine sebep oluyordu. Bu yöntem ile lokal anestezi altında kesi izi ve morarma dahi olmadan hasta 2 saat sonra evine gidiyor ve iki gün sonra da işine dönebiliyor.”
Klasik popo ameliyatlarında ameliyat sonrası komplikasyonların hastaları rahatsız ettiğini belirten Hamiloğlu, elde edilen sonucun da istenildiği gibi olmadığını anlatıyor. Üstelik dayanma süresi de yine diğer yöntemlere göre daha uzun. (3-5 yıl arasında.)
DUYU KORUYUCU MEME KÜÇÜLTME TEKNİĞİ
Büyük ve sarkık memelerin küçültülüp dikleştirilmesi estetik cerrahiyi en çok uğraştıran konuların başında geliyor. Bugüne kadar uygulanan klasikleşmiş küçültme ameliyatı yöntemlerinde tam anlamıyla çözülemeyen en önemli sorunların başında meme ucu duyusunun kaybolması ve o bölgedeki kan dolaşımının yetersiz kalmasına bağlı olarak iyileşmenin gecikmesi. Ayrıca klasik yöntemlerin bazılarında zaman içinde meme ucu yassılaşıyor, memenin dik şekli kayboluyor ve memenin alt tarafı sarkabiliyor.
Meme ucuna doğru gelen 4 ana arter halinde damar yolu bulunuyor. Küçültme operasyonlarında bu ana arterler de kesilmek zorunda. 2000’li yıllarda Avrupa’da yapılmış ayrıntılı anatomik çalışmalar sonunda memenin dış yanından ve göğüs duvarından memeye ulaşan önemli damar ve sinirlerin özenle korunduğu bir ameliyat tekniği geliştirildi. Yapılan bu anatomik çalışmalar koltuk altından gelip memenin dış kısmına bağlanan damar kesilmeden korunduğu zaman memenin çok daha çabuk iyileştiğini ve his kaybı olmadığını göstermiş.
Marmara Üniversitesi Plastik-Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Bayramiçli yöntemle ilgili şunları anlatıyor: ”Yöntemin en önemli avantajı meme ucu duyusunun korunması, memenin daha dik ve genç görünüm kazanması ve ameliyat sonrası iyileşme sorunlarının daha az olması. Bunların yanında bence çok önemli bir üstünlük ise memenin estetik görünümünün diğer yöntemlere göre çok daha kalıcı olması. Klasikleşmiş yöntemlerde ameliyattan sonraki yıllarda görülen memenin yassılaşması ve meme ucunun düzleşmesi gibi sorunları bu yöntemde görmüyorum.” Bayramiçli, bu yöntemle yaklaşık 150’ye yakın kadına meme küçültme operasyonu uygulamış. Diğer klasik yöntemlerde meme ucunda his kaybı yüzde 50 civarındayken, bu yeni teknikte his kaybı olmuyor ya da yüzde 5 oranında kalıyor.
AZ YARA İZİ BIRAKAN MEME KÜÇÜLTME OPERASYONU
Devamı Formsante’nin Mayıs sayısında..