Diğer
    Ana SayfaSağlıkGünümüzün epidemisi: Alerji

    Günümüzün epidemisi: Alerji

    -

    Doktora başvuru nedenlerinin içinde en fazla yeri kulak, burun ve boğaz hastalıklarıyla ilgili şikayetler tutuyor. Bunların büyük bir kısmını da alerjik kökenli yakınmalar oluşturuyor.

    Bahar geliyor ve alerjik kökenli saman nezlesi pek çok kişiyi etkiliyor. En önemli yakınmaları burun ve gözde ortaya çıkan bu rahatsızlık, pek çok kişinin kabusu oluyor ve bahar gelecek endişesiyle yaşamasına yol açıyor. Çünkü oluşacak belirtiler, günlük yaşamını çok etkiliyor.

    Yapılan araştırmalar, toplumun beşte birinin alerjik temelli hastalıklardan muzdarip olduğunu gösteriyor. Günümüzde bu oranın sıklığı da artma eğiliminde. Hal böyle olunca söz konusu istatistikler biz hekimlere, hasta ve çözülmesi gereken sorunlar olarak geri dönüyor. Artış nedenlerinin en başında çevre ve gıda kirliliği geliyor. Çevremizdeki kirlilik ile artan ağır metaller gibi zehirli maddeler immün sistemi olumsuz yönde etkiliyor. Paketli ve hazır gıda endüstrisinin gelişimi ile dayanıklı ve raf ömrü uzun gıdalar, bunların içerisine eklenen bazı koruyucu kimyasallar bence bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkileyen önemli nedenlerden bir diğeri.

     

    - Advertisement -

    Uyku kalitesini de bozuyor

    Alerjik nezlesi olan kişilerde, diğer alerjik hastalıkların görülme olasılığı da yüksek. Atopik bünyeli olarak tanımlanan bu kişilerde egzama, ürtiker ve astım gibi şikayetlerin görülme olasılığı da yüksek. Bu yüzden, söz konusu gruptakilerle özel olarak ilgilenmek gerekiyor. Genellikle yakınmalar 40 yaş öncesinde başlıyor ve yaş ilerledikçe görülme sıklığı azalıyor. En önemli yakınma; burun tıkanıklığı ve burun akıntısı ancak gözlerde yanma ve yaşarma da genellikle bu tabloya ekleniyor. Burundaki bu tabloya genellikle komşuluk ve fonksiyon ortaklığı nedeniyle mukozadaki hassasiyetin katkısı ve bazen çoğunlukla eklenen fırsatçı enfeksiyonlar ile sinüzit ve sinüs dolgunluğu da ekleniyor. Böylece baş ağrısı da rahatsızlığın önemli bulgularından olabiliyor. Ayrıca damakta kaşıntı, boğaz ağrıları ve yukarıdan gelen akıntı hissi, öksürük, koku ve tat duyusunun azalması, bazen hırıltılı solunum bulgulara eşlik edebiliyor. Ancak uyku kalitesinin bozulması da önemli sorunlar arasında yer alıyor.

    Uyku bozukluğu güne yorgun başlamayı ve iş yerinde konsantrasyon bozukluğu ile birlikte verim düşüklüğünü de getiriyor. Bu durum kişiyi bütünüyle mutsuz ederek, oluşan zihin bozukluğu ile sosyal ilişkileri de olumsuz etkiliyor. Sürekli kırmızı ve akan bir burunla dolaşmak, olur olmadık yerde hapşırıp burun temizlemek zorunda kalmak oldukça yorucu bir süreç olmakla birlikte, isteksizlik ve yorgunluğu da tetikliyor. Oluşan bu kısır döngü kişinin mutsuzluk ve yorgunluğunu gün geçtikçe artırıyor. İçinden çıkılmaz bir hale gelince hastalar hekim hekim gezerek soruna çare aramaya başlıyor. Ancak yapılanlar hep ortak öneriler ve benzer etkili ilaçların reçete edilmesi oluyor. Kişi duruma çare aradıkça oluşan zihinsel tablo hem takip eden hekimi hem de hastayı yılgınlığa sürüklüyor.

     

    Alerjenden korunmak gerekiyor

    Alerjiyi mevsimsel olarak genellikle ağaç ve çiçek polenleri tetikliyor. Yıl boyu devam eden tablolarda ise etken akarlar ve ev tozları oluyor. Bu nedenle alerjik nezle tablosuna göre farklı önlemlerin devreye girmesi gerekiyor. Tüm yıl boyunca devam eden tablolarda akar ve ev tozlarının içerisine, sıklıkla yerleştiği halı ve benzeri eşyaları evden uzaklaştırmak, sık çarşaf değiştirmek ve kanepeler için döşemede kullanılacak kumaşların daha az toz tutacak olanlardan seçilmesi önem taşıyor. Bu önlemler alerjenle karşılaşma sıklığını azaltmaya yardımcı oluyor. Sadece bahar aylarında oluşan mevsimsel alerji tablolarında ise polenlerden korunmaya yönelik önlemler almak daha verimli sonuçlar doğuruyor.

    Bir başka alerji nedeni de evcil hayvan tüyleri. Bu tür alerjisi olan kişilerin, çok sevmesine rağmen mümkünse evcil hayvanını başka birine sahiplendirilmesi, değilse en azından uzak durulması ve mutlaka yatak odasından uzak tutması gerekiyor. Böylece yakınmaların sıklığı ve şiddeti azaltılabiliyor.

     

    Bitkisel ürünler alerjiyle mücadeleye yardımcı oluyor

    Alerjiyle mücadelede, konvansiyonel tıpta ilk tedavi seçeneği genellikle antialerjik ilaçlar oluyor. Hastalara bunun yanında kortizonlu burun damlaları ya da spreyleri de veriliyor. İnatçı durumlarda etken alerjik maddeye karşı geliştirilmiş aşılar ise uzun süreçte kullanılıyor ve tablonun hafifletilmesine çalışılıyor. Bu en basit tanımı ile immünoterapi olarak adlandırılıyor.

    Diyet takviyesi olarak C vitamini ve Omega 3 yağları öne çıkıyor. Bu maddeler immün sistemi destekleyerek, şikayetleri azaltıyor. Dolayısıyla bu maddelerden zengin gıdaları tüketmek faydalı oluyor. Timmomodulin olarak bilinen “timüs ekstresi” de alerjik nezle şikayetlerini azaltıyor. Bal, etkili bir bağışıklık düzenleyici olarak alerjik nezlede öne çıkan besin takviyeleri arasında yer alıyor. Bir araştırmaya göre, günde düzenli olarak kilogram başına 1 gram bal tüketilmesi dört hafta sonrasında alerjik nezle şikayetlerini azaltıyor. Ancak bal, şeker içeriğiyle diyabet ve kilo sorunu yaşayan kişiler açısından dikkat edilmesi gereken gıdaların başında geliyor.

    Bitkisel olarak veba otu ya da kel otunun günde 16-24 mg petasin içerecek ekstrelerinin iki hafta boyunca kullanılmasının da şikayetleri azalttığı biliniyor. Frenk üzümü ve kuşburnu, içerdiği C vitamini sayesinde etkili bitkisel takviyeler arasında sayılıyor. Bunlardan yapılan çaylar ya da ekstrelerini içeren bitkisel takviyeler şikayetlerin azalmasına yardımcı oluyor. Ekinezya da bir diğer bağışıklık düzenleyici bitkisel takviye olarak öne çıkıyor. Çayını içmek ya da bitkisel takviyesini kullanmak bağışıklık sistemini güçlendirerek hem alerjik nezlenin şikayetlerini hafifletiyor, hem de mikrobik ajanlara karşı korunmayı güçlendirerek ikincil enfeksiyonların eklenmesini azaltıyor. Ayrıca aromaterapik olarak kullanılan okaliptüs, gül, oğul otu, lavanta, kekik, nane, papatya ve biberiyenin eterik (uçucu) yağlarının koklanması ya da inhale edilmesi rahatlatıcı etki sağlıyor. Deniz suyu ya da serum fizyolojik ile burnun yıkanması da mukozada rahatlatıcı etkilere sahip olduğu için etkili uygulamalar arasında yer alıyor.

     

    Polen ya da küfe bağlı alerjilerde alınması gereken önlemler:

    • Polen mevsiminde kapı ve pencereler kapalı tutulmalı.

    • Polenlerin tutunma ihtimali nedeniyle dışarıda çamaşır kurutulmamalı, kurutma makinesi kullanılmalı.

    • Ev ve arabalarda polen filtreli klima kullanılmalı.

    • Polen sayısının yüksek olduğu sabah saatlerinde açık havada aktivite yapılmamalı.

    • Kuru ve rüzgarlı günlerde kapalı ortamlarda kalınmalı.

    • Kapalı ortamlarda küf oluşumunu artıran neme karşı nem alıcı cihazlar kullanılmalı.

    • Bahçede çim biçme, yaprak toplama gibi işlerden kaçınılmalı ya da kaliteli filtresi olan maskeler kullanılmalı.

    • Toz alerjisi olanlar toz geçirmeyen yastık kılıfı, yatak örtüsü ve benzeri ürünler kullanmalı.

    • Örtü ve battaniyeler en az 54 derecede yıkanmalı.

    • Evde mümkünse HEPA filtreli süpürgeler kullanılmalı.

     

    Dr. Levent Buda



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz