Acil durum önlemleri
Genel bir giriş yaptıktan sonra olayları detaylandıralım. Ani gelişen olaylarda kendinizi baskı altında hissetmemek ve gerginleşmemek için neler yapabilirsiniz?
Kıyameti koparmayın
En kolayı bir şeyi dramatize edip olduğundan büyük göstermek. Asıl başarı ise sakin kalabilmekte… Ani gelişen bir durum olduğunda hemen negatife odaklanmayın. “Hep beni bulur” gibi cümleler kurmayın. “Ben bunu başarabilirim, ben bu sorundan daha büyüğüm” deyin.
Paylaşmadan önce düşünün
Artık her an her şeyi sosyal medyada paylaşıyoruz. Ama bazen “öfkeyle kalkan zararla oturur” misali öfke ile paylaştıklarımızdan pişman oluyoruz. Ani gelişmeler üzerine sosyal medyada paylaşım yapmayın. Hatta arkadaşlarınızla bile hemen bu konuyu konuşmayın. Biraz sakinleşmeyi ve konuyu sindirmeyi bekleyin. Bazen yakın arkadaşlarınız size iyilik yapmak isterken istemeden de olsa sizi gaza getirip daha da öfkeli hale gelmenize neden olabilirler.
Neye sinirlendiğinizi fark edin
En çok ne zaman cinler tepenize çıkıyor? Kontrolü ne zaman kaybediyorsunuz? Kan şekeriniz düştüğünde mi? Yetiştirmeniz gereken çok iş olduğunda mı? Birileri sizin sözünüzü dinlemediğinde mi? Ortalık çok gürültülüyken mi? Yoksa yalnız kaldığınızda mı? Bu kalıplarınızı fark ederseniz onların üstesinden gelmeniz daha kolay olur.
Duygularınızı durdurun
Sakin kalmayı başardığınız karmaşa anlarını hatırlayın. O sırada belki avaz avaz bağırmak istemiştiniz ama kapı zili çalmıştı ve birden dikkatiniz dağılmıştı. Tıpkı o gün gibi kapının çaldı€ını, birinin araya girdiğini, ani bir gelişme olduğunu düşünün ve odağınızı değiştirin.
Bunlardan uzak durun!
NEGATİF İNSANLAR
Soğuk algınlığı geçiren bir insanla çok fazla vakit geçirince hasta olma riskimiz olduğunu biliyoruz. Ancak duyguların da bulaşıcı olduğunu bazen unutuyoruz. Üstelik negatif duygular daha da bulaşıcı…
Çözüm: Aslında çözüm basit… Negatif insanları tamamen hayatınızdan çıkarmak. Ama bu her zaman gerçekçi bir çözüm olmuyor. Negatif insanlarla bir aradayken onlardan etkilenmek yerine siz ortama olumlu hava katın.
HABERLER
Her geçen gün daha da fazla kavga, kutuplaşma, şiddet ve vahşet içeren haberleri okumak ve izlemek de bilinçaltımızı etkiliyor, günlük hayatın içinde duygularımızın kontrolünü kaybetmemize neden olabiliyor.
Çözüm: Enformasyon diyetine girin. Sadece hayatınızı doğrudan etkileyen haberleri okuyun. Ekonomi ile mi ilgileniyorsunuz, ekonomi sayfası ile yetinin.
SOSYAL MEDYA TACİZİ
İsviçre’de yapılan bir araştırmaya göre insanlar sosyal medyada ne kadar çok vakit harcıyorsa kendi hayatlarındaki mutsuzlukları o kadar artıyor.
Çözüm: Sosyal medya tacizinden korunmanın en iyi yolu da dijital dünyadaki paylaşımlarınızda seçici olmak. Zaman zaman hayatınızda bazı keyifli anları sosyal medyada paylaşmakla yetinin. Ancak tartışmalara, ego savaşlarına hiç girmeyin. Aksi takdirde aklınız sürekli oradaki tartışmalarda olacak, sürekli gergin dolaşacaksınız ve kolaylıkla parlayıvereceksiniz.
DAĞINIKLIK
Üzeri kağıtlarla, notlarla, kalemlerle, defterlerle ve kirli bardaklarla dolu bir masa… İlk başlarda sizi rahatsız etmiyor gibi görünse de zamanla oradaki dağınıklık zihninizde de dağınıklığa neden olacak ve bu durum sizi gerginleştirecek. Uzmanlara göre bu dağınıklık bize “işlerin tamamlanamadığı” hissini veriyor. Daha da büyük bir karmaşa varsa “işler asla tamamlanamayacak” hissi su yüzüne çıkıyor ve moralimiz bozulmaya başlıyor.
Çözüm: Sürekli kullandığınız eşyalar için kapalı bölümleriniz olsun. Çekmeceler, küçük dolaplar, kutular… Bunları süs olarak kalmasın. İşiniz bittiğinde eşyaları yerlerine koyun. Böylece çalışma odanız ve masanız derli toplu, zihniniz de sakin olacak.
GEÇ SAATLERE KADAR TV
Televizyon, telefon, tablet derken onlarca ekran bizden ilgi bekliyor. Ancak çalışmalar gösteriyor ki parlak ekranlara fazla bakmak, sadece karanlıkta salgılanan ve vücudun ritmini ayarlayan melatonin hormonunu baskılıyor.
Çözüm: Kendinize katı bir kural koyun ve her akşam yatağa gitmeden en az 15 dakika önce tüm ekranlarla vedalaşın. İsterseniz kitap veya dergi okuyun, isterseniz eşinizle karanlıkta sohbet edin.
FOTOŞOPLU FOTOĞRAFLAR
Dergiler, gazeteler, sosyal medya fotoğrafları… Burada görüp beğendiğiniz birçok insanı yakından görseniz aynı olmayacaklarını biliyorsunuz değil mi? Onların da kusurları var ancak bunları fotoğraflar üzerinde oynayarak saklıyorlar. Ne o kadınlar birer Afrodit ne de erkekler birer Herkül. Bu fotoğraflara bakıp kendinizi çirkin, diyetlerinizi başarısız kabul etmek sinirlerinizi bozuyor.
Çözüm: En kolay çözüm bu fotoğraflara fazla bakmamak tabii. Ama diğer yandan bu fotoğraflara bakarak diyet ve egzersiz motivasyonunuzu da artırabilirsiniz. Yeter ki gerçekçilik sınırlarını aşmayın.
Sürekli telaş ve stresin sağlığınızı nasıl etkilediğini bilirseniz kendinizi sakinleştirmeniz daha kolay olabilir. O anlarda vücudumuzda neler oluyor bir bakalım…
• Vücudumuz stresli anlarda bizi korumak amacıyla kortizol ve adrenalin salgılıyor. Ancak bu hormonlar uzun süre yüksek kalırsa bize zarar vermeye başlıyor.
• Stres damarlar ve kan basıncı üzerinde olumsuz etki yaratıyor ve kalp krizi riskini artırıyor.
• Karbonhidrat tüketme isteğini artırıyor. Kortizol aynı zamanda vücudun yağ metabolizmasını yavaşlatıyor. Bunlar kilo almamıza neden oluyor.
• Uzun süre strese maruz kalanlarda uyku bozuklukları başlıyor.
• Adrenalin ve kortizol gerilim tipi baş ağrılarını tetikliyor.
• Stresin hafızayı da olumsuz etkilediği ve saç dökülmesine neden olduğu biliniyor.
• Sivilce, egzama, sedef gibi cilt hastalıkları da stresle tetikleniyor.
• Erken yaşlanmak istemiyorsanız yine stresten uzak durmalı ve kendinizi rahatlatmanın yollarını bulmalısınız.
Yaprak Çetinkaya
Formsanté Dergisi Mart 2015 sayısı