Günümüzün kadını gençlik ve güzelliğini uzun yıllar korumak istiyor. Ama mümkünse kolay, zaman almayan ve risksiz yöntemlerle. 10-15 yıl gençleşmeyi vaat eden bu yöntemleri ve herkese uygun olup olmadığını ünlü medikal estetik uzmanı Dr. Ali Kerim Diler’e sorduk. Aldığımız yanıt yeni bir kavramı da ortaya çıkarmış oldu: ‘Yaptırmanız gereken en doğru işlemi estetik koçunuzdan öğrenmelisiniz.’
Funda ÇATAR
Modern teknoloji, güzelliğini ve gençliğini uzun yıllar korumak isteyen, ancak işlem sonrasında iş ile sosyal yaşamdan uzak kalmak istemeyen kadınların bu arzularını karşılamak için var gücüyle çalışıyor. Son yıllarda hızla yayılan ve ‘öğle molası estetiği’ olarak nitelendirilen bazı teknikler, gençleşme hayalinizin daha zahmetsiz bir şekilde gerçeğe dönüşmesine imkan tanıyor. Teknolojinin kadınlar için geliştirdiği iki yöntem ise bugün çok konuşuluyor: Lazer ışınları ve radyofrekans dalgaları! Lazer ışınlarıyla, kırışıklardan lekelere, gözaltı morluklarından akne çukurlarına kadar pek çok sorun, acısız ve neştersiz giderilebiliyor. Yine çok gözde olan radyofrekans dalgalarıyla da, sadece yüz sarkmalarında ve kırışıklarda değil, selülitlerin giderilmesinde de oldukça etkili sonuçlar alınabiliyor. Estetica Medica’da röportaj yaptığımız medikal estetik uzmanı Dr. Ali Kerim Diler, bu yöntemlerle artık ağrı sızı duymadan, fazla zaman harcamadan 15 yıla kadar gençleşebileceğinize dikkat çekiyor. ‘Sizin için en doğru olan estetik girişimlerin ne olduğunu bir estetik koçuna danışarak öğrenebilirsiniz’ diyor ve ‘kendine bakan herkesin bir estetik koçu olmalı’ görüşünü savunuyor. İş ve sanat dünyasından pek çok ünlünün doktoru olan Ali Kerim Diler’in, kendi kendinize uygulayabileceğiniz ilginç önerileri de var; mesela yüzünüzü nemlendirmek için vajinal krem, gözaltı morluklarını hafifletmek için hemoroid kremi sürmek gibi…
Günümüzde cilt gençleştirmede son trendler neler?
Amerika’da son 2-3 yıldır yükselmekte olan fraksiyonel lazer, artık tüm dünyada tercih edilen bir yöntem oldu. Klasik lazerlerden en önemli farkı ise yüzde yara oluşturmaması ve iyileşme süresini kısaltması. Eskiden karbondioksit veya erbium lazer yöntemleri ile cilt tamamen yakılıyordu. İşlemin ardından bir, hatta iki ay boyunca toplumdan uzak kalmak gerekiyordu. Ama sonrasında pırıl pırıl bir cilt ortaya çıkardı. İyileşme süresinin bu kadar uzun sürmesinin nedeni ise lazer ışınının cilde bir bütün ışık huzmesi halinde düşmesiydi. Bugün ise karbondioksit ve erbium lazerler, fraksiyonel, yani bölünmüş hale getirildi. Artık bu lazer ışınları cilde sanki süzgeçten geçmiş gibi çok daha ince huzmeler halinde veriliyor. Bu gelişme sayesinde, işlemin yapıldığı gün ciltte hafif pembemsi bir görüntü veya kızarıklık oluşsa da hasta ertesi gün hiçbir sorun yaşamadan iş hayatına devam edebiliyor.
Haberin devamı 2008 Haziran sayımızda..