Jinekolojik kanserlerin teşhis ve tedavisinde, ülkemizde dünya standartlarında hizmet veriliyor. Önemli olan doğru yerde, doğru zamanda ve uzman ellerde olmak! Bunun en önemli adımlarından biri ise hiçbir yakınmanız olmasa bile her 6 ayda, en geç yılda bir jinekolojik muayenenizi yaptırmak.
| |
Çok erken yaşta cinsel yaşama başlamak, korunmasız ilişkiye girmek, geç yaşta hamile kalmak ve hatalı beslenmek gibi pek çok etkenden dolayı, dünyada ve ülkemizde jinekolojik kanserlerin görülme oranı giderek artıyor. Öyle ki, günümüzde kadınlarda gelişen kanserlerin yaklaşık yüzde 40-45'ini jinekolojik kanserler oluşturuyor. Bu kanser türünde, ilk sırada meme kanseri geliyor. İkinci sırayı özellikle genç yaştaki kadınlarda görülen rahimağzı kanseri alıyor. Genellikle ileri yaştaki kadınlarda gelişen rahim kanseri üçüncü sırada. Yumurtalık kanseri ise erken belirti vermediği için en fazla ölüme yol açan kanser türü. Bu kanserleri sıklıkla ileri yaştaki kadınları etkisi altına alan vulva, yani dış genital organlar kanseri takip ediyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları Jinekolojik Onkoloji Bilim Dalı ve Memorial Hastanesi'nden Prof. Dr Derin Kösebay, jinekolojik kanserlerde erken tanının hayat kurtaran çok önemli bir unsur olduğuna dikkat çekiyor. Bu nedenle, hiçbir yakınması olmasa bile, her kadının 6 ayda, en geç yılda bir mutlaka jinekolojik kontrolden geçmesinin şart olduğu uyarısında bulunuyor. Biz de jinekolojik kanserler hakkında bilmeniz gereken tüm detayları uzmanlara sorduk. Kimler risk altında, erken tanı için ne yapılmalı, tedavisinde nasıl bir yöntem izleniyor, en önemlisi de jinekolojik kanserlerden korunmak için nasıl bir önlem almamız gerekiyor?
Devamı 2006 Nisan sayımızda…