Diğer
    Ana SayfaPozitifHücre frekanslarını dengeleyen yöntem: Biorezonans

    Hücre frekanslarını dengeleyen yöntem: Biorezonans

    -

     

    23092014 poz02Hücrenin olduğu yerde bu tedavi etkili

    “Bu bir tanı yöntemi mi?” diye sorduğumuzda Dr. Sinan Akkurt şu yanıtı veriyor: “Hiçbir şikayeti olmadığı halde, sırf merak ettiği için gelen bir hastanın da kanı tarandığında kanındaki alerjiler, virüs, bakteri, parazit, kanser hücreleri dahil 12 parametreden oluşan 6 bin 400 maddeyi tarayabiliyoruz. Hastalıklar iki şekilde oluşuyor; ya genetik ya da çevresel faktör. Bu maddeler çevresel faktörlere giriyor. Örneğin guatr nedeni olarak flor eksikliğini gösterirken, o flor eksikliğine sebep olabilecek daha derindeki bir enfeksiyon, viral durum bizim için daha önemli. Kloru verip düzelterek günü kurtarırız ama tedavide bir taraftan tiroit fonksiyonlarını düzeltecek tedavi verirken diğer taraftan altyapısındaki çevresel faktörü temizliyoruz ki kalıcı olsun. Bu tür tedaviyi alerjinin tüm gruplarında, bel ve boyun fıtıkları, ağrı tedavileri, romatizmal hastalıklar, migren, epilepsi ve kanser gibi geniş bir yelpazede tüm hastalıklarda yapıyoruz. Yani hücrenin olduğu her yerde bu tedavi var.”

    Dr. Sinan Akkurt, biorezonans yönteminin kişinin hücrelerinin frekansını yani doğal yapısını kullandığı için hiçbir zararı olmadığını söylüyor ve devam ediyor: “Cihaz, tedavide kullanmak istediğimiz frekansları üretiyor. Çilek alerjiniz var diyelim. Cihazda elimizdeki kitleri kullanıyoruz veya yediğiniz ve alerji yapan çileği getiriyorsunuz. Cihaz onun frekans kodunu tespit edebiliyor. O frekansın tamamen tersini üretip güçlendirerek vücuda geri veriyoruz. Yeni frekans diğerini nötrleştiriyor. Alerji bilgisi silindiği için siz o günden itibaren afiyetle çilek yiyebiliyorsunuz.” 

     

    - Advertisement -

    Üç damla kan ile test yapılıyor

    Bilinen alerji testlerinin provokasyon testleri olduğunu belirten Dr. Akkurt, “Vücut o maddeye cevap verirse test pozitif kabul ediliyor. Oysa kronik alerjilerde vücut cevap vermeyebilir. Sürekli maruz kaldığınız besin alerjilerini hissetmezsiniz. Süt, buğday, yumurta böyle çünkü her şeyin içinde var. Mesela buğday ürünlerine karşı alerjisi olan kişilerin vücutları şiştir. Ekmek yediklerinde vücut onu sindiremez, depolar ve aşırı şişerler. Ekmeği kesince hemen zayıflarlar. Bu kişilerde geçmeyen reflü, kabızlık, halsizlik olabilir ama bunun alerji olduğu düşünülmez” diyor. Biorezonans ile tüm bu alerjilerin ortaya konulabildiğini belirten Dr. Akkurt, işlemi şöyle anlatıyor: “Parmaktan üç damla kan alıyoruz. Bir form dolduruyorsunuz ve geçmişte yaşadığınız ameliyatlar, rahatsızlıklarınız, sizin tespit ettiğiniz alerjiler gibi bilgileri detaylı anlatıyorsunuz. Sonra elimizdeki 6 bin 400 maddelik kit ile kanınızı alerjiden, virüs, bakteri ve parazite kadar tüm maddeler açısından test ediyoruz. Var ya da yok şeklinde sonuç çıkıyor ve buna göre tedaviye başlıyoruz.”

     

    23092014 poz03Her şeyin frekansı ölçülebiliyor

    6 bin 400 çok fazla görünse de aslında sınırlı bir rakam… Bazı insanların bu listede bulunmayan maddelere alerjileri olabiliyor. Bu nedenle kaynağı tespit edilemeyen hastalıklarda başka yollar denediklerini söyleyen Dr. Akkurt, “Örneğin siz sabahları kalkınca hapşırıyorsanız üç gün temizlik yapmamanızı ve sonra elektrikli süpürge yapıp orada biriken tozu getirmenizi istiyoruz. Bir koli bandını tavana yapıştırın, bir hafta sallansın, sonra getirin diyoruz çünkü onun üzerine yapışan tozu test ediyoruz. Bahçeli bir evse bahçedeki bitkilerden örnek istiyoruz. Doğal her türlü örneği test edebiliyoruz ve sonuçlar çok başarılı. Öyle sonuçlar çıkıyor ki… Banyo yapınca sürekli hapşıran bir hastanın sabuna, deterjana, şampuana alerjisi çıkmadı. Sonunda çeşme suyuna alerjisi olduğu anlaşıldı çünkü suyun içinde klor, kurşun, kireç gibi birçok madde var” diyor.

    Kronik hastalıklar tedavi edilebilir mi? Peki ya kalp hastalıkları, diyabet gibi kronik hastalıklar? Biorezonans onlarda da etkili olabiliyor mu? Dr. Sinan Akkurt cevaplıyor: “Vücudumuzu yöneten, dengeleyen, düzenleyen bir bağışıklık sistemimiz var. Çevresel faktörleri temizlediğinizde bağışıklığınız da temizleniyor. Diyabetten kalp hastalıklarına kadar her hastalığın ilgili bir organı ve her organın bir frekansı var. Siz çevresel faktörleri dengeleyip o organların daha iyi çalışmalarını sağlayabilirsiniz. Biz tedavi yapıyoruz derken yoktan bir şey var ettiğimizi söylemiyoruz. Olanı etkili, zararsız şekilde daha iyiye getiriyoruz. Diyabette ömür boyu bir daha şeker hastası olmayacaksınız demiyoruz. Diyabette tedavinin mantığı şekerin dengelenmesidir. Klasik tıbbın içinde olmayan başka mekanizmaları da harekete geçirerek, kişiyi arındırarak, metabolizmasını harekete geçirerek bu dengeyi daha kolay sağlıyoruz.” 

     

    Bir seans nasıl geçiyor?

    70 cm boyunda bir cihaz kullanılıyor ve vücuda bağlanan elektrotlar aracılığı ile vücuttan alınan frekanslar cihaza iletiliyor, ardından manyetik minder denilen bilgi veren minderlerle dengelenmiş frekans vücuda geri veriliyor. Hasta bu sırada televizyon koltuğu benzeri bir koltukta oturuyor, hiçbir ağrı çekmiyor ve isterse kitap, gazete okuyor isterse sohbet ediyor. Bir seans en fazla 1-1,5 saat sürüyor. 

     

    Yazı: Yaprak ÇETİNKAYA

    Pozitif Dergisi Sayı 5

     



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz