Diğer
    Ana Sayfaİlişkiİlişkinin ipleri kadının ellerinde

    İlişkinin ipleri kadının ellerinde

    -

    Bu kadının artık özgür olduğunu söyleyebilir miyiz?
    Bu kadın için cinsellik hala özgür kabul edilmiyor, kendisi de cinsel açıdan özgür bir varlık olduğunun bilincinde olmuyor ve bu sefer beraber olduğu erkeklere yapışmacı bir tavır sergileyebiliyor. Erkek istediği gibi bir cinsel hayat yaşayıp alkışlanırken kadın için durum hala tam tersi devam ediyor. Oysa ülkemizden batıya doğru ilerlemeye başladığınızda böyle bir durum yok. Ülkemizdeki özgür(!) kadının en büyük mücadelesi aslında cinsel özgürlüğün kadın üzerinden tarif edilmeyişi ile düştüğü ikilem oluyor. Ancak bunun farkında olmayan kadınlar ben çirkin miyim, şişman mıyım, yeterince şık değilim, cildim kırıştı, botoks yaptırmam lazım gibi takıntılar geliştiriyor. Oysa bütün bunların altında kadının kendini yetersiz hissetmesi yatıyor. Ve bu yetersizlik duygusu erkeklerin ve toplumun çok işine geliyor. Özgür kadından başka herkesin işine geldiği için bu durum müthiş bir ağız birliği ile sürdürülüyor; yetersizsin, çirkinsin, kıskançsın diye diye… Bu durumu toplumdan çekip alırsanız sistem çökecek sanki…

    Biz kadınlar bunun farkında değil miyiz?
    Olamıyoruz çünkü bu konu ile ilgili sesimizi çıkardığımız zaman feminist, militarist, anarşist olarak itiliyoruz. Bir türlü kadın olamıyoruz. Biz o kadın kimliği içine girdiğimiz zaman kadından başka her şey olabiliyoruz. Bizim mutlaka makyaj yapmamız, bir erkeği sürekli pohpohlamamız gerekiyor ki kadın olalım. Feminist kadın çirkindir, bakımsızdır diye bir imaj çiziliyor.

    Mutlu kadınlar olmak için ne yapmalı?

    Kadın kendine ihanet etmesin yeter. Bunun için de öncelikle bir ilişkiden neler beklediğini kendine sorması gerekiyor; “Bu ilişkiye neden ihtiyacın var, ona bir daha bak. Sen yaşadıklarından, paylaşımlardan memnun olmak istiyorsun; hakaret edilmek, bastırılmak, yok sayılmak, şiddete, tacize uğramak değil… Çalışıyorsun, paranı kazanıyorsun, birçok alanda erkeklerden daha fazla para kazanıyorsun, o halde hiç kimseye ihtiyacın yok.” Ancak özgürleşmenin bedelinin yalnızlık olduğunu da unutmamak gerekiyor.

    iliski-temmuz-2012-resim-3Kadınlar yalnızlıktan mı korkuyor?
    Sonuçta bir erkeğin de bir kadına ihtiyacı var. Dolayısıyla bir kadının güzel bir ilişki kurabilmek için önce kendi benlik bilincine sahip olması sonra da hayatı paylaşacağı erkeği, kendisini anlaması konusunda desteklemesi gerekiyor. Çünkü bir erkek bir kadını, kadın anlatmadığı sürece asla anlamayacaktır. Freud, ‘İnsanı anladım ama kadını anlayamadım’ der. Biz kendimiz bile anlayamıyoruz çünkü insanlığın soyunu devam ettiren kadının farklı ve karmaşık bir yapısı var, duygusal zekası ise erkeğe göre çok gelişmiş durumda. Bunun farkında olmamız gerekiyor. Bunu bilmediğimiz anda kendimize ihanet başlıyor ve şu anda yaşadığımız toplum da bu anlayışla almış başını gidiyor.

    Kendimize nasıl ihanet ediyoruz?
    Kendimizi reddediyoruz. Duygularımızı, varlık nedenimizi reddediyoruz. Toplumsal mekanizmadaki fonksiyonumuzu reddediyoruz. Kadınsız bir dünya cehennem olur. Ne çocuk büyür ne de erkekler erkek olur. Dünyada kadın olmasaydı ne olurdu bir düşünün. Kadının toplumun içinde, insanlık tarihi içinde kendi fonksiyonunu hep hatırlaması ve bilmesi gerekiyor.

     

    - Advertisement -

    Devamı diğer sayfada



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz