“İş Hayatında Melekler” kitabından Başmelek Uriel ile ilgili bir bölümü paylaşıyorum sizlerle:
Daha yeni eğitim vermeye başladığım dönemlerde Taksim’deki seminerimde yanıma salonun sol tarafından oldukça heyecanlı, şık, orta yaşlı bir kadın yanaştı. Kısa saçlı, uzun boylu, çok hoş biriydi Mine Hanım. “Beki Hanım, size mutlaka bir şey anlatmam lazım!” dedi neredeyse telaşlı bir tonda. “Bugün Almanya’ya oldukça yüklü bir para yollamamız gerekiyordu ve paranın saat dört buçuğa kadar gitmesi şarttı. Saat iki buçuk oldu, ortada para mara yok. Ne yapacağımı düşünürken aklıma geldi, Başmelek Uriel’den yardım istedim. ‘Başmelek Uriel, bu konuyu sana havale ediyorum, bunu hallet lütfen, hemen!’ dedim. İnanır mısınız, bir şekilde o para bulundu ve tam vaktinde yollandı” dedi.
Mine Hanım arkasını dönüp yerine doğru yürürken, bu kez de salonun sağ tarafından sakin, sessizce bir bey yanaştı yanıma. Neredeyse Mine Hanım ile aynı kelimeleri kullanarak, biraz da çekinerek başladı sözüne: “Beki Hanım, size bir şey anlatmam lazım. Bugün bir kredi almam gerekiyordu. Tam 10 bankaya müracaat ettim, hepsinden ret geldi. Ben de Başmelek Uriel’i çağırdım. ‘Lütfen bu sorunu çöz, hemen şimdi’ dedim ve sonra ilk girdiğim bankadan ihtiyacım olan krediyi alıp çıktım” dedi. Bu iki olayın bana aynı yerde, bir dakika arayla anlatılması tesadüf olamaz diye düşündüm.
İnanıyorum ki, iş dünyasında olanlarımız için geldi bu insanlar bana. Bir çözüm yolu göremediğimizde, Allah’ın meleklerinin her şeye kadir olduğunu unutabiliyoruz bazen.
Peki ya ilişkiler?
Zorlandığınız bir ilişkiyle ilgili kendi meleklerinizle birlikte karşınızdaki kişinin meleklerinden de yardım isteyebilirsiniz! Bunu yaptığınızda adeta onun içinden bir ses, o kişiye sevginin, ışığın yolunu fısıldayacaktır. Ayrıca Başmelek Raguel (ilişkilerin, adaletin başmeleği), Başmelek Zadkiel (şefkatin başmeleği) ve Başmelek Uriel’den her ikinizin de yanında olarak konuyu sevgiyle çözümlemeleri için yardım isteyebilirsiniz.
İş yerinde iç sesimizi dinlemek
Sezgiler ya da iç sesimizden söz ettiğimizde aslında bahsettiğimiz ‘melekleri duymak’la aynı şeydir. Hatırlayın, ‘melek’, Arapça’da Allah’ın mesaj vereni anlamına gelir. ‘Iç ses’ dediğimizde aslında bize ‘şah damarımızdan daha yakın’ olan O’nun mesajlarından, O’nun sevgi dolu, her şeyi bilen meleklerinin sesinden söz ediyoruz.
Procter & Gamble’daki ilk yıllarımda “Sezgilerin iş yerinde yeri yoktur” derdim. Burada veriler konuşur. Benzer konularda tükürdüğümü geçen yıllar içinde pek çok kez yaladım. Artık büyük konuşmamaya dikkat ediyorum. Meğer bilmediğim çok şey varmış…
Bu sözüme karşılık Procter & Gamble İngiltere’deki Başkan Yardımcısı konumundaki bilge yöneticim bana yıl sonu değerlendirmemde geliştirmem gereken yönümün sezgilerim olduğunu teyit ettiğinde kafamda tek bir soru vardı: “Sezgilerimi geliştirmeliyim ama nasıl?”
O zamanlar biri bana bunun Hawaii’ye gidip “Meleklerle İletişim Kurma” eğitimi almaktan geçtiğini söylese herhalde kahkahalarla güler, ona psikiyatr olan görümcemin telefonunu verirdim.
Şimdi ise verilerin yanında, içimden bir ses “Bu işte bir şey var” diyorsa, içim hayır diyorsa yanaşmıyorum pek o işe. Bir süre sonra da çıkıyor nedeni ortaya. Çünkü aslında görünenin ötesini görebilen, ‘bilen’ bir parçamız daha var. Zihnimizin yanında var olan, eğitimimizi alırken göz ardı etmeye alıştığımız parçamız o. Hislerimiz, iç sesimiz ya da meleklerimizin sesi.
Yıllar önce içimden bir ses “yaz” diyordu. Yaz! Ama ben yazar değildim, nereden çıkmıştı şimdi kitap yazmak? Üstelik beni Türkiye’de kimse tanımıyordu, yurt dışındaydık 13 yıldır… Zihnimi bir kenara bırakıp kalemi elime almaya yeni başlamıştım ki, P&G’li arkadaşlarım arasında “head hunter” dediğimiz şirketlere üst düzey yönetici yerleştiren firmalardan biri aradı beni. Bana teklif ettiği iş tam istediğim gibiydi. Uzun süredir arayıp da bulamadığım o iş gelmişti önüme sonunda! Maaş, konum, hatta patronum bile rüya gibiydi. Delilikti şimdi bu işi geri çevirmek. Gel gör ki iç sesim, “Bu kitabı yazmam gerek” diyordu. Meleklerin mucizelerini, meleklerle çalışarak insanların hayatlarının değişebileceğini insanların bilmesi gerek. “Bu kitabı yazmam gerek.” Ben de o sesi dinledim, mantığımı değil. ‘Meleklerle Yaşamak’ yazıldı. Kitabın baskı sayısı 160.000’i geçti, değişen hayat sayısını takip edemiyorum artık. Kendi içimizdeki gücü açığa çıkarmamıza yardım ediyorlardı melekler, özel yaşamda, iş yaşamında, her yerde… İnancımızın gücünü keşfetmemize yardımcı oluyordu meleklerle çalışmak, ne mutlu.
Eğer bu yazı, meleklerle çalışmakla ilgili ilk okuduğunuz yazıysa, dilerim büyük mucizelere vesile olur. Değilse ve şu ana kadar meleklerle çalışma fikrini bir kenara attıysanız, belki ileride bir gün bunun zamanı gelir, belki de o gün bugündür; kim bilir… İlahi zamanlama devrede mutlaka ki. Ya da ışığa giden yolunuz, tamamen farklı, ama aynı derecede kutsal bambaşka bir yoldan geçiyordur.
Sonuçta varış noktamız aynı. Hepimiz ışığın yolunda ilerliyoruz. Işıkta buluşmak, Bir’likte buluşmak, Bir tek ışık olmak üzere.
Işık olsun!
Pozitif Dergisi Sayı 2