Diğer
    Ana SayfaSağlıkİşte yazın en sık görülen 5 enfeksiyon türü ve altın öneriler

    İşte yazın en sık görülen 5 enfeksiyon türü ve altın öneriler

    -

    2020 yılının ilk aylarından bu yana aklımızda sadece koronavirüs olsa da yaz mevsiminde sık görülen enfeksiyonları da yabana atmamak gerekiyor. Peki, yaz hastalıkları, yaz enfeksiyonları nelerdir? Nelere dikkat edilmeli? İşte yazın en sık görülen 5 enfeksiyon ve öneriler…

    Hazırlayan: Ayşegül Uyanık Örnekal

    Yaklaşık 1,5 yıldır koronavirüsle yatıp, kalkıyoruz. Oysa sağlığımızı etkileyecek başka birçok virüs ve bakteri de var. ülkemizde koronavirüse karşı aşılamanın artmasıyla birlikte uzun zamandır sokağa hasret milyonlarca kişi 2021 yazını da evde geçirmemek için tatil bölgelerine gitmeye başladı bile. Hal böyle olunca geçtiğimiz yıllarda yaz aylarında karşılaştığımız sağlık sorunlarına dikkat çekmek gerekiyor. Örneğin, yaz enfeksiyonlarına… Medical Park Bahçelievler Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Gülgün Dilek Arman; tatilde, evde, piknikte karşınıza çıkabilecek enfeksiyonlara dikkat edilmesi gerektiğini belirterek; sinek-böcek sokmasından keneye, havuzdan geçen göz-kulak enfeksiyonlarına dek birçok konuda bilgi verdi.

    NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

    Bu aylarda hava sıcaklığının ve bununla ilişkili sıvı tüketiminin artmasının yanı sıra tatil, deniz ve özellikle de havuz gibi aktiviteler nedeniyle çeşitli enfeksiyonlarla karşılaşılabiliyor.

    Mantar enfeksiyonları: Sıcak, nemli ve kapalı ortam, mantar enfeksiyonu sıklığını arttırıyor. Uzun süre ıslak mayoyla kalmak, genital bölge ve ciltte mantar enfeksiyonlarına yol açabiliyor. Aynı durum, ayak parmak araları ve tırnaklar için de geçerli oluyor.

    - Advertisement -

    Besin zehirlenmeleri ve ishaller: Kirli su ve besinlerin tüketimi, ciddi sorunlara yol açabiliyor. Aynı besini tüketen birden fazla kişide ortaya çıktığında besin zehirlenmesi olarak tanımladığımız bulantı, kusma, ateş ve ishal tablosuyla seyreden bu hastalık, tüketilen besinin tipine ve bulaşan mikroba göre değişiklik gösteriyor. Besin zehirlenmesi, ciddi sıvı kayıplarına neden olabiliyor.

    Sinek-böcek sokmaları, kenelerle bulaşan enfeksiyonlar: Basit böcek sokmalarının dışında ülkemizde farklı kene türleri ile bulaşan iki hastalık bulunuyor: Kırım Kongo Kanmalı Ateşi (KKKA) ve Lyme hastalığı… KKKA, kene tutmasından bir-üç, en fazla dokuz gün sonra ortaya çıkan yüksek ateş, baş ağrısı, halsizlik ve ağır olgularda ciltte kanamaya bağlı kırmızı döküntüler, morluklar, burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan görülmesi gibi belirtilerle kendini gösteriyor, ölüm riski taşıyor. ülkemizde özellikle İç Anadolu ve Güney Karadeniz bölgelerinde görülüyor. Lyme hastalığı ise deriyi, eklemleri, sinir sistemini ve diğer organ sistemlerini etkileyerek, yangısal hastalıklara yol açıyor. Erken belirtisi “kırmızı halkalı boğa gözü” diye tarif edilen şekildeki kızarık, hastalık bulaştıktan sonra genellikle bir-iki haftada görülüyor ve üç-beş hafta süreyle kalıcı olabiliyor. Genellikle ağrısız veya kaşıntısız seyrediyor. Buna kene ısırığının yakınındaki lenf bezlerinde şişkinlik, yorgunluk, baş ağrısı, ağrı, eklem ağrısı, titremeürperti gibi yakınmalar eşlik ediyor.

    Kulak enfeksiyonları: “Yüzücü kulağı” denen dış kulak yolu enfeksiyonu oldukça ağrılı ve işitmeyi de güçleştiren bir tablo şeklinde gelişiyor. Uygun hijyenik koşulların sağlanmadığı, kalabalık havuzların paylaşımıyla gelişiyor.

    Göz enfeksiyonları: Uygun dezenfeksiyon yöntemleriyle temizlenmemiş havuz sularından bulaşan bakteri, virüs ve parazitlerin neden olduğu hastalıkların başında; batma, kızarıklık, yanma, çapaklanma, göz kapaklarında şişlik ile gözde sulanma ve bazen de ağrı yakınmalarına neden olan konjonktivit geliyor. Ayrıca kimyasal konjonktivit, alerjik reaksiyonlar ya da mikrobun gözün saydam kısmına yerleşmesi sonucu keratit olarak tanımlanan, tedavi edilmezse kalıcı körlüğe dahi neden olabilecek tablolara yol açabiliyor.

    Ne yediğinizi biliyor musunuz?

    Yaz aylarında sıcaklığın artmasıyla birlikte besin zehirlenmesi görülme sıklığı da artabiliyor. İstinye üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. üyesi Neşat Bozkurtgil, “Besin zehirlenmeleri yaz aylarında sıklıkla ortaya çıkabiliyor. Ciddi hatta nadiren ölümcül sonuçlar da doğurabiliyor. Doğru koşullarda saklanmayan ve sıcakta bekleyen gıdalar, mikroorganizmaların yuvası haline geliyor. Yaz aylarında özellikle tavuk, dondurma, mayonez, soslu yiyecekler, kremalı pastalar, deniz ürünleri, yumurta, temiz su kullanılmamış buzlar ve iyi yıkanmayan sebzeler nedeniyle besin zehirlenmesi ortaya çıkabiliyor” diyor.

    Yaşlılar ve çocukların beslenmesine özen gösterin

    Zehirlenme belirtileri genellikle ani başlıyor. Bulantı, kusma, kramp tarzı karın ağrıları, ishal ve ateş gibi semptomları oluyor. Belirtileri çoğunlukla iki-üç gün içinde kendiliğinden geriliyor ve herhangi bir tedavi gerektirmiyor. Vücut, bu süre içinde ishal ve kusma yoluyla tepki vererek toksinlerin vücuttan atılmasını sağlıyor. İshal ve kusma, elektrolit ve sıvı kaybıyla ilişkili olduğundan, gıda zehirlenmesi tedavisinde esas olarak bu kaybın dengelenmesine odaklanılıyor. “Kusma varsa serum yoluyla, yoksa ağız yoluyla bol sıvı, tuz ve şeker takviyesi yapmak gerekiyor” diyen Dr. Öğr. Üyesi Bozkurtgil, şöyle devam ediyor: “Kaybedilen sıvının yerine konması gerekiyor. Kusma varsa bulantı önleyici ilaçlar da kullanılabiliyor. Bağışıklık sistemi zayıf kişiler, hamileler, bebekler, çocuklar ve yaşlılar gıda zehirlenmesine karşı daha duyarlı oluyor. Bu kişilerde tablo daha ağır seyredebiliyor hatta yaşam kaybına dahi yol açabiliyor.”

    HAVUZ ÇEVRESİNDE TERLİKSİZ GEZMEYİN

    Günümüz altyapı koşullarında, geçmişte olduğu kadar karşılaşılmasa da özellikle kanalizasyon karışan denizlerde yüzülmesi sonucu bağırsak enfeksiyonları, cilt, idrar yolu ve göz enfeksiyonları ortaya çıkabiliyor. Havuzlardan bulaşan kulak ve göz enfeksiyonlarının yanı sıra suların yutulmasıyla bağırsak enfeksiyonları dahi gelişebiliyor. Ayrıca havuzlarda uygulanan klorlama, hemen duş alınarak vücuttan temizlenmezse cilt mantarı gelişimini kolaylaştırabiliyor.

    BU BELİRTİLERE DİKKAT!

    Gıda zehirlenmesi; toksin, kimyasal veya bakteri, virüs ya da parazit içeren gıdaların tüketilmesi sonucunda oluşan, çok ciddi sağlık riskleri yaratabilen bir hastalık durumunu ifade ediyor. Mikroplar veya bunların toksinleri, herhangi bir işlem ya da üretim noktasında gıdaları kirletebiliyor. Evde iyi temizlenmeyen ya da iyi pişirilmeyen gıdaların da zehirlenmeye neden olabildiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Neşat Bozkurtgil, “Gıda kaynaklı hastalıkların çoğu kısa sürüyor ve kendiliğinden düzelebiliyor. Ancak bazı ciddi vakalarda fazla sıvı kaybı, böbrek rahatsızlıkları ve daha ciddi riskler olabiliyor. üç günden fazla devam eden ishal varsa ya da kanlı ishal görüldüyse, ateş 38,5 dereceden yüksekse, görme ve konuşma zorluğu varsa acilen hastaneye gidilmesi gerekiyor” diyor.

    İLGİLİ İÇERİKLER



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz