Hepimiz mutlu ve özgüvenli çocuklar yetiştirmek istiyoruz. Onların tüm ihtiyaçlarını karşılamak için iyi niyetli çabalar içinde olsak da zaman zaman karnını güzelce doyurup duygularını görmezden gelebiliyoruz. Oysa çocuklarımıza biraz zaman ayırmak, beraber oynamak, ev işleri yapmak hatta bazen sadece gözlerinin içine onları anlayarak bakmak mutlu olmaları için yeterli… Anael Aile Merkezi’nden Psikolog Iris Steinfeld’e “kaliteli zaman geçirme” kavramının içeriğini sorduk.
Çocuklarla kaliteli zaman geçirmek deyince neyi anlamalıyız?
Kaliteli zaman geçirmenin göstergesi ebeveyn açısından değerlendirilmeli. Örneğin anne akşam işten geç gelmiş olsa bile çocuğunu olumlu, sakin ve neşeli kucaklıyorsa, onu görüyorsa, aktif bir şekilde yani duyarak, duygusunu fark ederek dinliyorsa; aşağılamadan, yargılamadan, çocuğun o anda bedensel, duygusal ihtiyacının ne olduğunun farkındaysa; kendi dertleri ve ihtiyaçlarını arka planda bırakıp beş dakika için bile olsa çocuğuna hizmet ediyorsa; sevgi ile, içinden, kalbinden ona vakit ayırıyorsa; onun istediği oyuna katılıyorsa kaliteli zamandan bahsedebiliriz.
Bunu başarmak neden önemli?
Çocukla kaliteli zaman geçirmek onun özgüvenini artırıyor, hayattan keyif almasını kolaylaştırıyor. Çocuk sevildiğini hissettikçe kendini değerli hissediyor. Böylece sakin ve huzurlu oluyor. Bu sakinlik çocuğun performansını yükseltiyor.
Yaş gruplarına göre “kaliteli zaman”ın içeriği nasıl değişiklik göstermeli?
Her yaş grubunda kaliteli zaman kuralları aynı olsa da birlikte oynanabilecek oyunlar değişiklik gösterebilir. Oyunun çocuğun yaşına uygun olması da önem taşıyor.
“Kaliteli zaman”ın içeriği sadece çocuğun eğleneceği aktiviteleri yapmak mıdır?
Hayır, bu anlama gelmiyor. Gerçek ve dürüst olmak, duyguları hem olumlu hem olumsuz ifade etmek, “ben” dilini kullanmak da kaliteli zamanın parçaları… Maskeleri bırakın ve çocuğunuzu kandırmaya çalışmayın. “Bugün kendimi bu oyuna veremiyorum, birlikte oynayabileceğimiz başka bir oyun bulabilir miyiz?” diyebilirsiniz. Sadece eğlenceli oyunlar değil, yapılacak işler de var. Mümkün olabilecek işleri birlikte yaparak paylaşımda bulunabilirsiniz. Çocuklar her şeyi anlıyor ve sözsüz iletişim kuruyor. Söyledikleriniz o kadar önemli değil; nasıl söylediğiniz, sesinizin tınısı, melodisi ve içindeki duyguya bakıyor çocuklar. “Ben iyiyim” derken gündüz iş yerinde patronunuzla ettiğiniz kavgayı, trafikteki stresinizi, eşinizle olan problemi taşıyorsanız sesiniz bu duyguları taşıyor ve çocuğunuz bunu fark ediyor. Oysa siz iyi olduğunuzu söylüyorsunuzdur ve çocuğun kafası karışır, doğruyu ayırt edemez ve güvensizlik oluşur. Çocuğunuza iletişiminizde “ben” dilini kullanmak çok önemli… “Ben bugün yorgunum”, “Ben bugün kendimi kötü hissediyorum” ya da “Bu oyun çok sıkıcı” demek yerine “Ben bu oyundan zevk almıyorum” diyebilmelisiniz.
Kaliteli zaman mutlaka önceden belirlenmiş bir zaman dilimi mi olmalı?
Tabii ki her gün çocuğa belirli bir zaman ayırmak, bunu bir rutin haline getirmek çok önemli… Çocuğun öz değer duygusunun gelişimi için buna özen gösterin. Mesela “Her akşam uyumadan önce yarım saat seninle birlikte olmak istiyorum” ya da “Her pazar sabahı ailecek sohbet ederek pazar kahvaltısı yapalım” deyin.
Anne ve babanın kaliteli zamanları farklılık gösteriyor mu?
Kaliteli zaman; çocuğa saygı duymak, onu aşağılamamak, dinlemek, duygularını anlamak, kendi duygularını ifade etmek ve empati kurmak demek. Tabii yaşa göre ebeveyn ilişkileri değişiyor. Mesela bir erkek çocuğun ergenlik döneminde iyi zaman geçirmesi önemlidir ve o dönemde annenin aşırı korumacı tutumundan vazgeçmesi ve onu özgürleştirebilmesi gerekir. Kaliteli zaman aynı zamanda çocuğun gelişimi hakkında bilgi edinmek ve onu ne zaman korumak, ne zaman kendi deneyimlerini yaşamasına izin vermek gerektiğini bilmek demektir. Anne ve babalar önce kendi ihtiyaçlarının farkına varmalı, kendi içine bakabilmeli, kendini anlayabilmeli ve çözebilmeli ki sonrasında çocuk büyürken ona destek olabilsin.
Devamı diğer sayfada