Diğer
    Ana SayfaSağlıkKan şekerinin tatsız sürprizi

    Kan şekerinin tatsız sürprizi

    -

     

    03072013 insulindirenci2Doğru tanı nasıl konuyor?

    Kişinin fizik muayenesinin ve yakınmalarının bir arada değerlendirilmesi gerekiyor. Özellikle bel çevresi kalınlığında artma, kan tahlili sonuçlarında değişiklik, HDL (iyi kolesterol) seviyesinde düşme ve bunların yanı sıra kadın hastalarda yumurtlama problemleri olup olmadığına bakılıyor. Hastanın ve ailesinin öyküsü, gerekirse ek laboratuvar tetkikleri, beslenme ve egzersiz alışkanlıkları ile ilgili bilgiler tanıya yardımcı oluyor.

     

    İnsülin direnci kalıcı olarak tedavi edilebilir mi?

    - Advertisement -

    İnsülin direncinden tamamen kurtulmanın yolu hayat tarzı değişikliği yapmaktan geçiyor. Diyet yapıp kilo verdikten sonra tekrar eski alışkanlıklara dönmek hiçbir işe yaramıyor. Fazla karbonhidrat, şeker ve yağ içeren gıdalardan ziyade Akdeniz tipi beslenmeye geçmek, yeterli miktarlarda mevsim sebze ve meyvesi tüketmek önem taşıyor. Uzun açlıklardan kaçınmak, azar azar sık sık beslenmek ve egzersiz yapmak gerekiyor. İdeal spor yüzme olsa da buna imkanı olmayanların hiç değilse haftada 4 gün yarım saat yürüyüş yapmaları bile çok şey değiştiriyor. Ayrıca mutlaka doktor kontrolünde olmak şartıyla ilaç tedavisi de uygulanıyor. Eğer kişi arzu edilen kilosuna kavuşur ve kiloya sebep olan unsurları da ortadan kaldırabilirse tamamen tedavi olup ilaçtan kurtulabiliyor.

     

    Şekerli gıdalar elimizin altında!

    Uzman Dr. Demet Özgil Yetkin, toplum olarak yaşlanmamızın yanı sıra asıl sıkıntının yemek yeme sistemimizdeki olumsuz değişiklikler ve hareketsizlikten kaynaklandığını söylüyor. Tükettiğimiz gıdaların içinde gereğinden fazla glikoz bulunmasının ve özellikle yapay şeker içeriği yüksek gıdalara ulaşmanın kolay olmasının insülin direnci vakalarını artırdığını belirten Dr. Yetkin, “Okulda, işyerinde ya da bir alışveriş merkezinde bir lira karşılığında şeker içeriği yüksek bir gıdaya ulaşmak çok kolayken bir elma ya da yağsız yoğurt bulmak çok zor oluyor” diyor.

     

    Asıl mesele, metabolik sendrom

    İnsülin direncinin buzdağının görünen kısmı olduğunu belirten Uzman Dr. Demet Özgil Yetkin, “İnsülin direnci, metabolik sendrom dediğimiz ve asıl sorunları yaratan tablonun bir ayağını oluşturuyor. Karın çevresinde yağ birikmesi, HDL’nin düşmesi, kan yağlarının yükselmesi, tansiyonun yükselmesi ve diyabet ile insülin direnci belirtilerinden en az üçünün bir arada bulunduğu tabloya metabolik sendrom diyoruz. Kalp damar hastalıkları, inme ve diyabet en sık bu grupta görülüyor” diyor.

     

    Diyabet vakaları hızla artıyor

    Bugün Türkiye’de sağlıklı erişkinlerin yüzde 22’sinde insülin direnci görülüyor ve vaka sayısı her geçen gün artıyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi ve Sağlık Bakanlığı işbirliği ile 2010’da gerçekleştirilen ‘Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans Çalışması’nın sonuçları, 1998 yılında yapılan aynı araştırmanın sonuçları ile karşılaştırıldığında ortaya ürkütücü rakamlar çıkıyor. Bu araştırmaya göre 1998 yılında Türkiye’de Tip 2 diyabet vakaları yüzde 7.2 oranında görülürken, 2010 yılında ise yüzde 13.7’ye ulaştı. İnsülin direnci ile diyabet arasındaki dönem olan ‘bozulmuş glukoz toleransı’ (gizli şeker) ise 13 yıl önce yüzde 6,8 iken 2010 yılında 13.9’a yükseldi. Türkiye’de diyabetin görülme yaşı ise 5 yıl erkene indi. Sadece obezite sıklığı ise yüzde 32 oranında bulundu.

     

    Yaprak ÇETİNKAYA

    Formsanté Dergisi Şubat 2012 sayısı



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz