Diğer
    Ana SayfaSağlıkKansere karşı tek yumruk: Sivil toplum kuruluşları neler yapıyor?

    Kansere karşı tek yumruk: Sivil toplum kuruluşları neler yapıyor?

    -

    Çağımızın hastalıkları olarak değerlendirilen kanserlere sıkça rastlanıyor. Geç kalınması halinde yaşam kaybına neden olan kanserle mücadelede toplumsal farkındalık ve erken tanı büyük önem taşıyor. Bu noktada da kanserle mücadele konusunda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları devreye giriyor.

    Hazırlayanlar: Ayşegül Uyanık Örnekal, Yağmur Topçu

    MEMEDER

    2007’de kurucu ve onursal başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen önderliğinde kurulan Memeder (Meme Sağlığı Derneği); güncel, bilimsel yanı ağırlıkta olan, hem bilim insanlarının hem de meme kanserli ve sağlıklı kadınların bir araya gelmesiyle çalışmalarına başlayan bir sivil toplum kuruluşudur. Bünyesinde meme kanseriyle ilgilenen pek çok farklı uzmanlık alanından hekimin bulunduğu, aynı zamanda halkla iç içe olmayı kendine misyon edinmiş, bir kamuya yararlı dernek olan Memeder; uzman kadro, kurum ve gönüllülerle birlikte meme sağlığı konusunda toplumu bilinçlendirmeyi, sosyal ve psikolojik destek vermeyi, yaşam kalitesini ve süresini artırmayı, bilimsel proje ve sosyal etkinliklerle ülkenin tıbbına ve insanına hizmet götürmeyi misyon ediniyor.

    AMAÇ, TOPLUMSAL FARKINDALIK VE ERKEN TANI

    Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseri, yaşam kaybına yol açan başlıca nedenler arasında yer alıyor. Avrupa ve Amerika’da her sekiz kadından biri, Türkiye’de ise yaklaşık 11-12 kadından biri yaşamı boyunca meme kanseri tanısı alıyor. Meme kanseri erken teşhis edildiğinde ise yüzde 100’e yakın yaşam şansı oluyor çünkü erken teşhis hayat kurtarıyor. Tüm kadınlara; 20 yaşından itibaren ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi yapması, 20-39 yaş arasında iki-üç yılda bir kez hekime başvurarak meme muayenesi olması, 40 yaşından sonra da yılda bir kez hekime başvurarak meme muayenesinen geçmesi ve mamografi çektirmesi öneriliyor. Meme kontrolleri düzenli yapıldığında, erken evrede yani henüz kitle oluşmamışken ve koltuk altına yayılmamışken tespit edildiği takdirde, kişi aynı yaş grubundaki hemcinsleriyle aynı yaşam süresine sahip olabiliyor. Memeder de bu bilgilerin ışığında ve kuruluş amacına uygun olarak 2009-2019 yılları arasında Bahçeşehir’de yaşayan 40-69 yaş arasındaki kadınları kapsayan, Türkiye’nin ilk toplum tabanlı meme kanseri tarama programını gerçekleştirdi. Yaklaşık 10 bin kadın taramadan geçti ve 146’sına erken evre meme kanseri tanısı konuldu. Böylece taramaya katılan kadınlarda meme kanserinin daha erken evrelerde tespiti, daha kolay ve başarılı bir şekilde tedavi edilmesi sağlandı. Bu proje sayesinde Türkiye’de meme kanseri tarama yaşı başlangıcı Sağlık Bakanlığı tarafından 50’den 40’a çekildi. Bunun dışında her yıl düzenli olarak birçok sivil kuruluşla derneğin uzmanları tarafından farkındalık etkinlikleri düzenlenmeye başladı ve devam da ediyor. Bu konuda belediyelerle, markalarla iş birliği yapılıyor. Her yıl ekim ayında düzenlenen Pembe Festival gibi…

    https://memeder.org

    - Advertisement -

    KAÇUV

    Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV), 2000 yılında maddi sorunları nedeniyle tedavileri aksama riski taşıyan çocukların tedavilerinin sürekliliğini sağlamak, kanserle mücadelede önemli bir gereksinim olan psiko-sosyal hizmetleri sunmak ve çocuk psikolojisine uygun tedavi ortamının sağlanması ile desteklenmesi amacıyla tedavi gören çocukların aileleri ve hekimler tarafından İstanbul’da kuruldu. Vakfın faaliyetleri, kuruluş amacında olduğu gibi farklı şekillerde devam ediyor. Bunların başında aile evleri geliyor. KAÇUV, çocukların tedavi süreçlerinde aileleri ile birlikte ücretsiz konaklayabilecekleri Aile Evleri ile hizmet veriyor. Tedavinin devam edebilmesi için önemli bir ihtiyaç olan fiziki donanıma sahip koşullarda konaklama imkanını ücretsiz olarak sunan aile evlerinden ilki Cerrahpaşa’da, 2012 yılında bağışçıların destekleriyle hizmete başladı. Artan talepler ve daha fazla çocuğun tedavi sürecini uygun bir yaşam alanında geçirmeleri için yine bağışçıların destekleriyle Pendik’teki ikinci aile evi ise 2020’de faaliyete girdi. Bu merkezlerde ücretsiz konaklama imkanının yanı sıra çocuğa ve ebeveynlere yönelik eğitimler, motivasyon etkinlikleri ile ihtiyaçlarına yönelik sosyal hizmet destekleri sağlanarak, ailelerin yaşam kalitesini artıracak faaliyetler yürütülüyor.

    EĞİTİM DE VAKFIN ÖNEMSEDİĞİ BİR DİĞER NOKTA!

    Çocukların eğitim umuduna tutunarak motivasyonlarını güçlendirmek, tedavi sürecinin getirdiği maddi dezavantajlar nedeniyle ve eğitim hayatlarının etkilenmemesi hedefiyle başlatılan “Umudum Eğitim Burs Programı” kapsamında tedavisi devam eden veya tamamlanmış farklı yaş gruplarındaki çocukların eğitim giderleri karşılanıyor. Eğitimini yurt içinde sürdürebilmek için maddi desteğe ihtiyaç duyan okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve üniversite öğrencilerine Umudum Eğitim Burs Programı kapsamında eğitim bursu veriyor. Her sene artan bursiyerlerin sayısı 305’e ulaşmış durumda…

    6 Şubat depreminde bölgede olumsuz etkilenen pek çok insan gibi kanser tedavisi gören çocuklar ve aileleri de vardı. Yaşanılan felaket sonrasında tedaviye ulaşmakta güçlük çeken, ilaç, temel ihtiyaç, psikolojik destek ile konaklama konularında zorluk yaşayan çocuklar ve aileleri için #SarıyıFarket kampanyasıyla dayanışma ağı kuruldu ve ailelere destek sağlandı.

    FİZİKSEL VE RUHSAL SAĞLIK BİR ARADA

    Kanser hastalığına dair gençleri, yetişkinleri ve çocukları, ayrıca ebeveynleri bilinçlendirmek ve doğru kaynaklara ulaşmalarını sağlamak için farkındalık projeleri de yürütülüyor. KAÇUV, çocukluk çağı kanserlerine dikkat çekmek için her yıl 15 Şubat Çocukluk Çağı Kanser Günü’nde ve takip eden haftada farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştiriyor. Bu sayede; çocukluk çağı kanseri hakkında kamuoyunda farkındalık yaratmak, hastalıkta erken teşhisin önemine dikkat çekmek, korunma yolları ve belirtileri konusunda sağlıklı bireyleri bilinçlendirmek amaçlanıyor.

    Vakfın psikolojik destek programlarıyla, tedavi gören çocuklara ve ailelerine yönelik çalışmalar yürütüyor. Kanser tedavisinde fiziksel ve ruhsal iyilik halinin bir arada ele alınması gerektiğinden, vakfın uzman klinik psikologları yıl boyunca hastanelerde ve KAÇUV Aile Evleri’nde hem çocuklarla hem de aileleriyle bireysel terapi ve psiko-eğitim çalışmaları yapıyor. “Sanatla Hayata Renk Kat” projesi ise sanatın iyileştirici gücüyle tedavisi devam eden çocukların kendilerini ifade edebilme becerilerini geliştirmeyi, hastalıktan kaynaklı semptomlarla baş etme yöntemleri oluşturmayı ve tedavi sonrasında sosyal uyumlarını güçlendirmeyi hedefliyor.

    HER TÜR DESTEK SAĞLANIYOR

    Çocukluk çağı kanserleri, fiziksel olduğu kadar psikolojik ve sosyal olumsuzluklara da neden olabiliyor. Hastalığın tespitiyle birlikte başlayan; kemoterapi, hastaneye yatış, aileden ve okuldan ayrılma, yabancı insanlarla karşılaşma, beden bütünlüğünün tehdit edilmesi, fiziksel yeteneklerin kısıtlanması kanser tanısı alan çocuğun psiko-sosyal uyumunu etkileyen faktörler arasında yer alıyor. Bu sebeple psiko-sosyal destek, medikal tedavinin bir uzantısı olarak görülüyor. Kanser tedavisi için hastanede kalması gereken çocuklarda ortaya çıkan psiko-sosyal sorunları gidermek için birçok ülkede hastane oyun odaları kurularak, buralarda çocuklara yönelik etkinlikler düzenleniyor. Türkiye’de ise pediatrik hematoloji ve onkoloji alanında hizmet veren birçok merkezde çocuklar için hazırlanmış oyun odaları bulunmadığından, KAÇUV bu eksikliğin giderilmesi için ilgili servislere kurulum gerçekleştirme; bulunanlarda ise hijyenik koşulları korumak adına belirli periyotlarda yenileme ve tefriş çalışmaları yürütüyor. Öte yandan hastanelerde ve sağlık çalışanlarına yönelik kapasite geliştirmeye yönelik çalışmalar da vakıf tarafından yürütülüyor. Çocukların ve ailelerin uzun tedavi sürecini geçirdiği hastane servislerinin uygun fiziki koşullara sahip olabilmesi adına bakım ve onarım amaçlı tadilat ve tefriş çalışmaları yapılıyor. Aynı zamanda çeşitli ihtiyaçlar dahilinde beyaz eşya, elektronik eşya, medikal malzeme, mobilya ve kırtasiye malzemesi gibi destekler de sağlanıyor.

    www.kacuv.org

    Kemoterapi nedeniyle saçları dökülen hastaları, istekleri doğrultusunda hazırlanan peruklarla buluşturmayı amaçlayan “Saçın Saçım Olsun projesi” kapsamında 2016 yılından bugüne kadar 3500 kanser hastasına peruk hediye edildi.

    KANSER SAVAŞÇILARI DERNEĞİ

    2011 yılında kurulan Kanser Savaşçıları Derneği; gönüllüler, tanı alanlar ve yakınlarının kanserle tanışma anından itibaren tedavi ve sonrasında karşılaşabilecekleri ihtiyaçlara çözüm üretebilme amacı güdüyor. Bugün Kanser Savaşçıları Derneği, projeleri ve etkinlikleri aracılığı ile konusunda uzman bilim insanlarıyla, bilgi ve deneyimlerini hasta ve hasta yakınlarına aktarıyor. Tanı ve tedavi sürecini yaşamış ya da halen yaşayan kanser hastaları birbirleriyle deneyimlerini paylaşıyor ve bu zorlu yolu tamamlayanlar, yeni başlayanlara rehberlik ediyor.

    Tedavi sürecindeki hasta ve yakınlarına psikoterapi, ağız ve diş sağlığı, beslenme gibi destek tedavilerde uzman yardımı sunan dernek ayrıca, çocuk onkoloji servislerine çocuk oyun odaları kuruyor. Yetişkin hastalar içinse “İyi Bak Kendine” atölyeleri düzenliyor ve Türkiye’nin dört bir yanında erken tanı ve sağlıklı yaşam konularında farkındalık seminerleri organize ediyor.

    ONKO-VAN İLE HASTALAR GÜVENCEYE ALINDI

    Kanser Savaşçıları, 2016’dan bu yana binlerce gönüllünün derneğe ilettiği saç bağışlarından kanserle mücadele eden bireyler için özel peruklar hazırlatıyor. Tanı alanların istekleri doğrultusunda gerçek saçlardan yapılan peruklar en kısa zamanda karşılıksız olarak hediye ediliyor.

    Mart 2020’de hayatımıza giren COVID-19 salgınıyla yaşamlarımız bir hayli değişti. Bu süreçte kanser hastalarının hayatının daha da zorlaştığı fikrinden yola çıkan dernek, Kanser ve Hasta Hakları Platformu çatısı altında bir proje geliştirerek, “Onko-Van”ı kanser hastalarıyla buluşturdu. İstanbul’daki kamu hastanelerinde tedavisine devam edebilmek için toplu taşıma kullanmak zorunda kalan hastaların sağlıklı koşullarda evden hastaneye, hastaneden eve ulaşmasını sağlayan bu servis projesi kapsamında 14 Mayıs 2020-26 Ağustos 2022 tarihleri arasında, toplam beş araçla 166 farklı hasta 4156 kez evden hastaneye, hastaneden de evlerine güvenle ulaştı.

    https://www.kansersavascilari.org



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz


    Tam bir sebze canavarıyım

    ‘Binbir Gece’ dizisindeki rolüyle her hafta evlerimize konuk olan, sevilen oyuncu Ceyda Düvenci “bakımlı, kendini her haliyle seven ve güvenen, sağlığına dikkat eden kadınlar...

    Diyette başarısızlık yoktur, vazgeçmek vardır

    Yeni kitabı ‘Afiyetle Diyet’’in raflardaki yerini aldığı bugünlerde Uzman Diyetisyen Dilara Koçak ile bir söyleşi yaptık ve ondan stil sırlarını öğrendik...Yeni kitabınızdan biraz bahseder...

    Tek yaptığım spor oğlumla yürümek

    G.O.R.A'nın çekimleri için ne diyeceksiniz?Çekileli uzun zaman oldu! İnsan bir şey çektiği zaman hemen seyretmek istiyor ama bu filmin başına hakikaten gelmedik şey kalmadı....