| | |
Marmara'nın güneyi, Kapıdağ Yarımadası'na doğru. Kapıdağ Yarımadası haritadaki görüntüsünden olsa gerek ilgi çekmeyi başarıyor. Erdek o zamanlar belki de tatil yerleri arasında daha farklı bir yere sahipti. Özellikle de İstanbullular için. Hem yakın hem de iklimi ve denizi güzel. Zamanla, her yerde olduğu gibi orada da nüfus çoğaldı, tarzı değişti. Şimdi, hızlı feribot sayesinde Erdek daha da yakın. İstanbul'dan çıktıktan iki saat sonra orda oluyorsunuz. Bizim yolculuğumuz da böyle başladı. Mankenimiz Seçkin Piriler, fotoğrafçımız Tamer Hartevioğlu ve ben, bir cumartesi sabahı, lodosa rağmen (çünkü feribot iptal edilmemişti!) Erdek'e gittik. İlk durağımız, Agrigento Otel. Kapıdağ Yarımadası'ndaki, özellikle Gönen'deki kaplıcalar hakkında bilgimiz vardı. Ama bizim ilgimizi, çok bilinmeyen Zeytinliada kaplıcası çekti. Agrigento Otel'e yerleştikten sonra, Belediye'nin de yardımıyla adaya gitmek üzere toparlandık. Ada diyince benim gibi düşüneceğinizi biliyorum ama fazla hayal kurmayın. Çünkü Zeytinliada aslında bir adacık ve Erdek'e de çok çok yakın. Limanın dalga kıranı bittikten sonra aslında iki kulaç! Küçük bir balıkçı teknesiyle adaya geçiyoruz. Bu arada aslında adadaki kaplıcanın yıllardır kullanılmadığını öğreniyoruz ve büyük bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. Çünkü bu kaplıcanın bildiğimiz kapılacalardan çok farklı bir özelliği var. Bir mağaranın içinden çıkan şifalı suya girme fikri ilgimizi çekmişti. Mağara içinde kaplıca Zeytinliada bir süredir Spor Bakanlığı tarafından kullanılıyormuş. Adada şu anda kullanılmayan tesisler de var. Buraya kampa gelen öğrenciler ya da turistler için gerçekten hoş bir yer. Adanın etrafında yüzme yarışları yapılıyormuş. Erdek Belediyesi idaresine yeni geçen Zeytinliada'nın doğası çok hoş ama maalesef bakımsız. Belediye'nin bu adayı açıkhava müzesine çevirme projesi var. Adanın ortasında küçük bir mağara var ve bu mağaranın içine mermer merdivenlerle giriyorsunuz. Küçük bir göl karşınıza çıkıyor. Sıcak suyunun gözle ilgili rahatsızlıklara iyi geldiği biliniyor. Ama kullanımı çok çok eski yıllara uzanıyor. Çok eski yıllarda büyük havuzu (havuz diyorum ama aslında doğal bir gölet) rahibeler kullanırken, yan taraftaki küçük kaplıcayı da rahip kullanıyormuş. Suyun sıcaklığı 26 derece. Bağırsak, karaciğer ve safra yollarına iyi geldiği söyleniyor. Banyo yapılan bölüm dışında bir de "ayazma" adı verilen içme var bu adada. Eski tarihlerde bu suyun şişelenerek yurtdışına bile gönderildiği söyleniyor. Biz sadece suya ayaklarımızı sokabildik. Ve içerisi tekrar kullanıma açıldığında gelme ümidiyle oradan ayrıldık. | | |
Gönen kaplıcaları Cumartesi gecesini Erdek'teki Agrigento Otel'de geçirdik. İlginç bir otel burası. Adını, Sicilya'da bulunan kayıp kent Agrigento'dan alıyor ve içerisindeki birbirinden ilginç objelerle gerçek bir müzeyi andırıyor. Erdek'teki yaz kış açık olan tek otel burasıymış. Pazar sabahı, Erdek koylarında, yağmur altında minik bir gezinti yaptıktan sonra Gönen'e doğru yola çıkıyoruz. Yıldız Otel, kaplıcaların bulunduğu bölgedeki en lüks otellerden biri. Bu bölgede her keseye uygun otel bulmak mümkün çünkü amaç herkesin kaplıcalardan yararlanabilmesi. Biz çekim yapmak için Yıldız Otel'e giriyoruz. Gerçekten de güzel. Özellikle bahçedeki, sıcak havuz… Aklımda çocukluğumdan kalma bir fotoğraf var. Bir otelin önünde annemin elini tutmuş ağlıyorum, üç yaşındayım. Ağlama sebebim, oteli çok beğenmiş olmam ve orada kalmak istemem. Yer Erdek, bir tek bunu biliyorum. Sonra, İstanbul'a dönünce öğreniyorum ki önünde fotoğrafım olan otel Yıldız Otel'miş. Yani ünü yıllar önceye uzanıyor! Maalesef yine kalma fırsatı bulamadan, otelde çekimimizi yapıp İstanbul'a dönüyoruz. Güzellik merkezi Yıldız otel, gerçekten sağlık turizmi açısından önemli bir yer. Otelin hizmet yelpazesi çok geniş. İçeride sürekli doktorlar bulunuyor, yerli ve yabancı turistleri iyi bir hizmetle ağırlıyorlar. Gönen Kaplıcaları'nda güzellik ve zayıflama merkezi de var. Bitkisel tedavi uygulanan merkezde, bitki banyoları da yapılabiliyor. Şifalı bitkilerin kökleri, yaprakları, tohumları oluşumlarına göre belli aylarda, ya yaprakları koparılarak ya da kökleri toprak altında kurutularak özel formüllerle kaynatılıyor. Gönen'deki bitki banyoları bu karışımlarla yapılıyor. Bitki suyu ile deri arasında bir elektirik akımı meydana geliyor. Bu elektirik akımı, şifalı bitki suyundaki yüksek enerji maddeleri deriden geçirerek vücudun içine girmesini sağlıyor. Kan dolaşımıyla da kısa sürede bütün vücuda yayılan bu maddeler, başta bütün salgı bezleri olmak üzere vejatatif sinir sistemini, bütün doku hücrelerini etkileyerek bozulmuş organları sağlığına kavuşturuyor. Gönen Kaplıca Merkezi'nde ayrıca aromaterapi, parafin banyosu, cilt bakımı ve zayıflama-selülit programı da var. Uygulanan tedavi yöntemlerinden bazıları da şunlar: Eklem içi ve lokal enjeksiyonlar, kısa dalga diatermi, elektro-diagnostik test, ultrason, idrar ve şeker tahlilleri, ziya banyosu, vibratör tedavisi, duş katedar, sauna, lokal parafin banyosu, sualtı genel masaj, havuzlu banyo, röntgen çekimi, akupunktur, aromaterapi. |