Sadece karaciğer tümörü ve metastazlarında uygulanan Yitrium 90 mikrosferlerle intraarterial radyasyon tedavisini mercek altına yatırdık. Bu yeni yöntem ile cerrahi şansı olmayan, kemoterapiye dirençli veya yeterince yanıt vermeyen doğru seçilmiş hastalarda başarılı sonuçlar alınması hedefleniyor. Bayındır Hastaneleri Nükleer Tıp Bölüm Başkanı Doç. Dr. İrem Erim, Türkiye’de yeni uygulanmaya başlayan tedavi hakkında sorularımızı yanıtladı.
Radyoaktif tedavi nedir?
Daha çok kanser tedavisinde kullanılan radyoaktif tedavide, radyoaktif maddeler ağızdan, damar yoluyla, lezyon içine gibi yöntemlerle hedefteki organlara, tümörlere, metastazlara veya dokulara ulaştırılıyor. Radyoaktif maddeler ulaştıkları yerdeki istenmeyen hücreleri tedavi amacıyla yok ediyorlar. Radyoaktif tedavinin özelliği; hedef dokuyu mümkün olan en yüksek oranda tedavi ederken sağlam olan komşu dokulara en az zararı vermesidir.
Bu tedavilere örnek verebilir misiniz?
Örneğin Radyoaktif İyot tedavisi halk arasında atom tedavisi denilen çok bilinen, tiroid kanserinde uygulanan radyoaktif bir tedavi yöntemi. Karaciğer tümör ve metastazlarında uygulanan Y-90 mikrosfer tedavisi de böyle radyoaktif bir tedavi yöntemi… Kanser türüne veya hedefe göre, uygulanacak radyoaktif madde ve uygulanış şekli değişiyor.
2002’DEN BERİ UYGULANIYOR
Bazı karaciğer tümör ve metastazlarının tedavisinde son yıllarda giderek daha çok kullanılmaya başlanan Y-90 mikrosferlerin üzerinde ilk çalışmalar 1980’de Avustralya’da başladı. Kullanıma hazır hale gelerek onaylanması ancak yıllar sonra 2002 yılında gerçekleşti.
“Yitrium 90 (Y-90) mikrosferlerle intraarterial radyasyon tedavisi” hangi kanser hastalarına uygulanıyor?
Bu tedavi sadece karaciğerde sınırlı olan veya karaciğerde baskın olan tümör ve metastazlarda yararlı oluyor. Karaciğer dışındaki kanserlere ise etkisi bulunmuyor. Hangi hastalara ve tedavinin hangi aşamasında uygulanacağına hastanın hekimi, radyologlar ve nükleer tıp hekimleri birlikte karar veriyorlar. Cerrahi şansı olmayan, kemoterapiye dirençli veya yeterince yanıt vermeyen doğru seçilmiş hastalarda kemoterapi ile birlikte, kemoterapiler arasında, kemoterapi sonrasında tümörün mümkün olduğunca yok edilmesi veya cerrahi uygulayabilmek için tümörlerin küçültülebilmesi amacıyla uygulanıyor. Tedavinin verilebilmesi için hastanın sağlam karaciğer dokusunun işlevinin, tedavi sonrası hastayı karaciğer yetmezliğine sokmayacak kadar yeterli olması gerekiyor.
Y-90 mikroküre ne anlama geliyor?
Y-90 mikroküreler, Yitriyum-90 (Y-90) denilen radyoaktif bir madde ile bağlanmış çok küçük boyutlu radyoaktif küreciklerdir. Bazı karaciğer kanserlerinde ve metastazlarında kanserli dokunun içerisine bu radyoaktif küreler ulaştırılarak dokunun ışınlanması sağlanıyor. Verilen radyoaktif işaretli mikrokürelerin büyük kısmı kanser dokusuna ulaştığı için sağlıklı dokular mümkün olduğunca az zarar görüyor.
Tedavi öncesinde nasıl bir tıbbi hazırlık gerekiyor?
Hastanın hikayesi ve hastalığı ile ilgili bilgiler tedaviye karar vermekte çok önemli… Bu bilgilerin yanı sıra hastadan kan tetkikleri, PET, bilgisayarlı tomografi isteniyor. Bu şekilde, tedavi uygulamasının mümkün olup olmadığına karar veriliyor. Daha sonra hastaya anjiografi yapılıyor ve karaciğer damarlarının bir tür haritası çıkarılıyor. Y-90 ile işaretli mikrokürelerin tedavi için verildikleri sırada karaciğer dışına çıkmaması gerekiyor. Yapılan bu anjiografi sırasında karaciğer dışına çıkıp çıkmayacağı değerlendiriliyor, eğer kaçak olacaksa ve bu yolları tıkamak sakıncalı olmayacaksa girişimsel radyologlar tarafından bu damarlar kapatılıyor. Arkasından bu yolun güvenli olup olmadığı başka bir radyoaktif madde verilerek elde edilen sintigrafi ile nükleer tıp uzmanlarınca test ediliyor. Elde edilen tüm bilgiler ışığında hastanın tedaviyi almasının uygun olup olmadığına karar veriliyor. Ardından doz hesaplanıyor.
Y-90 mikroküreler nasıl uygulanıyor?
Radyoloji uzmanları, kateter denilen çok ince ve kıvrılabilen bir tüpü karaciğer atardamarına yerleştiriyor. Daha sonra hasta için uygun bulunan dozda Y-90 mikroküreyi bu kateter yoluyla kanserli dokunun içerisine gönderiyor. Bütün işlem yaklaşık 90-120 dakika sürüyor. Bu süre içerisinde gerekmedikçe hasta uyutulmuyor.
Bu tedaviyi hangi uzmanlar uygular?
Bu tedavi tam bir takım işidir. Tedavinin yapılmasına hastanın hekimi, radyoloji ve nükleer tıp uzmanları ortaklaşa karar verdikten sonra, tedavi nükleer tıp ve radyoloji uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından uygulanıyor.
Y-90 mikroküreler nasıl etki eder ve ne gibi yararlar sağlıyor?
Bu tedavi yöntemiyle karaciğerin kendine özel damarlanması kullanılarak radyasyon doğrudan kanserli dokunun içerisine veriliyor. Böylece sağlıklı dokuların radyasyon ışınlarından etkilenmemesi hedefleniyor. Bu yolla yüksek miktarda radyasyonun kanser dokusu içerisine verilmesi ve kanserin ortadan kaldırılması amaçlanıyor.
Y-90 tedavisi sırasında kemoterapi veya diğer kanser tedavileri bırakılıyor mu?
Genellikle bu tedaviden 2 ay önce kemoterapi bırakılıyor veya ara veriliyor. Bu tedavi kemoterapi aralarında, kemoterapiye son verildikten sonra veya kemoterapiye yanıt alınamıyorsa yapılıyor. Ancak buna hastanın hekimi veya onkologlar karar veriyor.
Tedaviden sonra hastaların hastanede kalması gerekiyor mu?
Tedaviden sonra hastalar 1 veya 2 gün hastanede yatıyorlar. Bu dönemde karaciğer içerisine verilen Y-90 mikrokürelerin dağılımını görmek için sintigrafi çekiliyor. Radyoaktif madde verildiği için ilk 24 saat bazı küçük önlemler alınması isteniyor. Tedavi sonrasında radyasyonla ilgili bir önlem alınmasına gerek bulunmuyor ve hastalar 2 gün sonra evlerine dönebiliyorlar.
Tedavinin yan etkileri ve komplikasyonları var mı?
En yaygın yan etkileri hafif ateş , 1-2 hafta süren yorgunluk, karın ağrısı ve bulantı oluşturuyor. Tedavinin en önemli komplikasyonlarından biri karaciğer yetmezliği… Bunu önlemek için hastanın tedavi öncesi iyi değerlendirilmesi, karaciğer fonksiyonlarının yeterli olması ve ilaç dozunun iyi hesaplanması gerekiyor.
Yaprak Çetinkaya
Formsante Dergisi Nisan 2011 Sayısı