Diğer
    Ana SayfaİlişkiKarşılıksız aşkın gölgesinde bir sendrom Erotomani

    Karşılıksız aşkın gölgesinde bir sendrom Erotomani

    -

    Tek taraflı, karşılıksız aşk denilince aklınıza sadece “platonik aşk” geliyorsa, size erotomaniden söz etmemiz gerekiyor. Çünkü platonik aşkta bir taraf kara sevdaya tutulmuşken, diğer tarafın bundan haberi oluyor ya da olmuyor. Oysa erotomanide, kişi bir başkasının kendisine aşık olduğuna dair sarsılmaz bir inanç geliştiriyor.

    Formsante Nisan – Mayıs 2025 sayısından

    Hazırlayan: Ayşegül Uyanık Örnekal
    Aşk, insanlık tarihinin en büyük ilham kaynaklarından biri. Şiirlerden romanlara, filmlerden şarkılara kadar her yerde aşkın izi görülebiliyor. Ancak aşk her zaman karşılıklı bir deneyim olmayabiliyor. İşte tam da bu noktada, “karşılıksız aşk sendromu” olarak bilinen erotomani devreye giriyor. Erotomani, kişinin genellikle daha yüksek sosyal statüye sahip başka biri tarafından sevildiğine dair kuruntulu inanç geliştirdiği psikiyatrik bir sendrom olarak tanımlanıyor. Bu durumun sanrılı bozuklukların alt türlerinden biri olduğunu belirten Medical Park Bahçelievler Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Merve Tokgöz, “Sanrılı bozukluk, bir kişinin gerçek olanla gerçek olduğu sanılanı ayırt etmesini zorlaştırabilen psikotik bir bozukluktur. Kişinin gerçek dışı inançları mevcuttur. Erotomanide sanrı genellikle cinsel bir çekicilikten çok, manevi bağlanma ve romantik bir aşkla ilgilidir. Bu sendrom, yalnızca biyolojik veya psikolojik bir rahatsızlık olarak açıklanamaz. Arkasında çoğu zaman derin duygusal yaralar vardır. Erotomani her bireyde ortaya çıkabilse de bazı gruplarda daha sık görülüyor. Şizofreni, bipolar bozukluk, depresyon veya narsistik kişilik bozukluğu olan bireylerde erotomani gelişme riski daha yüksek oluyor” diyor. Peki, erotomani nedir, neden ortaya çıkar ve hangi tehlikeleri barındırır? Tüm sorularımızı Uzman Klinik Psikolog Merve Tokgöz yanıtladı.

    Erotomani nedir? Türleri var mı?
    Kişinin bir başkasının kendisine aşık olduğuna dair sarsılmaz inanç geliştirdiği bu psikiyatrik rahatsızlıkta; genellikle tanınmış kişiler, doktorlar, öğretmenler veya otorite figürleri gibi sosyal statüsü yüksek bireyler hayali aşkın kahramanları oluyor. Bu kişiler, karşı tarafın onları reddetme hamlelerini paradoksal bir şekilde gizli aşk beyanları olarak yorumluyor. Erotomanide kişi, başka bir kişi tarafından uzaktan sevildiğine dair sanrılı bir inanç geliştiriyor. Karşı taraf genellikle daha yüksek bir sosyal sınıfa ait olarak algılanıyor, ulaşılamaz görünüyor (ünlüler gibi) ve genellikle ilk aşkını ilan edenin o kişi olduğuna inanılıyor. Kişi; aksini gösteren pek çok kanıt olmasına rağmen, karşı tarafın sevgisine dair abartılı kanıtlara atıfta bulunabiliyor ve paradoksal bir şekilde reddedilmeleri gizli aşk beyanları olarak yorumlayabiliyor. Erotomanisi olan bazı kişiler, tekrar tekrar mesaj göndermek, sürekli telefon etmek veya diğer taciz biçimleri gibi yıkıcı hatta suç teşkil eden eylemlerde bulunabiliyor. Erotomani teşhisi konan kişiler, hayali sevgililerinin sosyal medya paylaşımlarıyla, duruşları ve vücut dilleriyle, kıyafet tercihleriyle örtük olarak mesaj gönderdiklerine inanıyor.

    Erotomani, iki temel gruba ayrılıyor: Birincil (bağımsız) erotomani ve ikincil erotomani. Birincil erotomani, tek başına bir bozukluk olarak ortaya çıkıyor ve genellikle “De Clérambault Sendromu” olarak adlandırılıyor. İkincil erotomani ise şizofreni, bipolar bozukluk veya paranoya gibi başka bir ruhsal hastalığın semptomu olarak görülüyor.

    - Advertisement -

    Neden ortaya çıkar? Travmaların rolü olabilir mi?
    Erotomani, yalnızca biyolojik veya psikolojik bir rahatsızlık olarak açıklanamaz; arkasında çoğu zaman derin duygusal yaralar da yer alıyor. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan duygusal ihmal, ebeveynler tarafından yeterince sevilmeme hissi ve yoğun reddedilme deneyimleri, bireyin ilerleyen yaşlarında sevgiye dair gerçekliği çarpıtmasına neden olabiliyor. İnsan, en temel ihtiyacı olan sevilme duygusunu alamadığında, zihni bunu yaratmaya meyilli hale geliyor.

    Bazı bireyler, erken yaşlarda kurdukları güvenli bağlanma ilişkilerinden yoksun olduklarında, kendilerini değerli hissettirecek bir aşka ihtiyaç duyuyor. Ancak bu aşk çoğu zaman gerçek değil, bir yanılsama oluyor. Çocukken sürekli dışlanan, değersiz hissedilen ya da sevgisiz büyüyen bireyler, yetişkinlikte kendilerini özel hissetmeye olan yoğun ihtiyaçlarından dolayı, bir başkasının kendilerine aşık olduğu yanılgısına kapılabiliyor. Ayrıca kişinin geçmişinde ciddi bir kayıp, travmatik bir ayrılık veya büyük bir hayal kırıklığı varsa zihin bir savunma mekanizması olarak böyle bir sanrıyı yaratabiliyor. Bu, aslında bir tür psikolojik korunma çabasıdır; birey, gerçek dünyadaki yalnızlık ve reddedilme duygusunu kabullenmek yerine, kendi zihninde bir aşk hikayesi inşa ediyor.

    Kimler risk altında?
    Erotomani, her bireyde ortaya çıkabilse de bazı gruplarda daha sık görülüyor. Şizofreni, bipolar bozukluk, depresyon veya narsistik kişilik bozukluğu olan bireylerde erotomani gelişme riski daha yüksek oluyor. Ayrıca yalnız yaşayan, sosyal izolasyon içinde olan veya geçmişte duygusal travma geçirmiş bireylerde daha sık rastlanıyor.

    Şizofreni ve benzeri hastalıklar erotomaniye zemin hazırlar mı?
    Evet, psikiyatrik hastalıkların bazı türleri, özellikle şizofreni, bipolar bozukluğun manik evresi, paranoid bozukluklar ve bazı kişilik bozuklukları, erotomani için bir temel oluşturabiliyor. Bunun nedeni de bu rahatsızlıklarda gerçeklik algısının bozulması ve sanrılı düşüncelerin yaygın olması.

    Şizofrenide birey, dış dünyayı algılama biçiminde ciddi çarpıtmalar yaşayabiliyor. Gerçekle bağın zayıfladığı bu durumda, kişi olmayan anlamlar yüklemeye meyilli oluyor. Örneğin, televizyondaki bir sunucunun göz kırpmasını ya da sosyal medyada yapılan genel bir paylaşımı “Bana özel gönderildi” şeklinde yorumlayabiliyor. Sanrılar, genellikle kişinin zihnindeki içsel boşlukları doldurma işlevi görüyor. Yani birey kendisini sevilmiyor, değersiz veya yalnız hissediyorsa, zihin buna karşı bir savunma mekanizması geliştirerek “Aslında o bana aşık” gibi bir inanç oluşturabiliyor.

    Bipolar bozukluğun manik döneminde de erotomani görülebiliyor. Manik atak sırasında kişi aşırı özgüvenli, enerjik ve bazen de gerçeklikten kopmuş hale geliyor. Bu dönemde düşünceler hızlanıyor, kişi kendisini özel ve benzersiz hissetmeye başlıyor. Eğer birine karşı ilgi duyuyorsa, onun da kendisine aşık olduğuna dair sanrılar geliştirmesi mümkün olabiliyor. Özellikle ünlü bir figür, doktoru ya da öğretmeni gibi sosyal statü olarak kendisinden “üst” birine bu aşkı atfetmesi sık görülen bir durum oluyor.

    Paranoid bozukluklar ve narsistik kişilik bozukluğu da erotomaninin gelişmesine zemin hazırlayabiliyor. Paranoid düşünce yapısına sahip bireyler, çevrelerinde sürekli gizli mesajlar ve komplolar arayabiliyor. Kendi hissettikleri yoğun duyguların, karşılarındaki kişi tarafından da hissedildiğine inanabiliyorlar. Narsistik eğilimleri olan bireyler ise kendilerini çok özel gördükleri için başkalarının da onlara hayran olması gerektiğine inanabiliyor. Eğer karşı taraf bunu açıkça ifade etmiyorsa, bu durumun “gizli bir aşk” olduğuna dair sanrı geliştirebiliyorlar.

    Gerçeklik ile sanrı arasındaki kırılma noktası nedir?
    Erotomani; çoğu zaman bireyin yalnızca duygusal bir yanılgısı değil, aynı zamanda zihninde gerçekliği yeniden yazdığı bir senaryodur. Şizofreni ya da benzeri psikotik rahatsızlıkları olan bireyler için bu sanrılar o kadar güçlüdür ki rasyonel bir şekilde düzeltilmesi zordur. Eğer kişi halüsinasyonlar yaşıyorsa, düşüncelerini düzeltme kapasitesine sahip değilse erotomanik sanrılar da derinleşebiliyor. Buradaki kritik nokta, erotomaninin yalnızca bir hayal kurma hali olmadığını anlamak. Bu, birinin zihinsel yapısındaki bir çarpılmanın dışavurumu olduğu için kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebiliyor ve bazen takıntılı davranışlara yol açabiliyor. Dolayısıyla böyle bir tablo gözlemlendiğinde mutlaka bir uzmandan destek almak gerekiyor.

    Sosyal medya ve erotomaniyi düşünürsek… Takip etmek takıntıya dönüşebilir mi?Erotomaniye yatkın kişiler için sosyal medya, gerçek ile hayal arasındaki çizgiyi daha da belirsizleştirebiliyor. Örneğin; bir ünlünün herkese açık bir paylaşımı, erotomanik birey tarafından “bana özel bir mesaj” olarak algılanabiliyor. Bir kişinin sosyal medya paylaşımlarına sürekli bakmak, hikayelerini kaçırmadan izlemek, yorumlarını takip etmek gibi davranışlar, zamanla takıntılı bir hal alabiliyor ve erotomanik sanrıları besleyebiliyor.

    Stalking yani gizlice takip etme davranışı, günümüz sosyal medya dünyasında kolaylıkla uygulanabiliyor. Eskiden fiziksel olarak birini takip etmek zor ve fark edilmesi kolayken, şimdi bir kişinin tüm hayatını, kimlerle iletişim kurduğunu ve neler yaptığını ekran başında izlemek mümkün. Özellikle erotomanik bireyler, takip ettikleri kişinin bazı hareketlerini yanlış yorumlayarak kendilerine bir mesaj verildiğine inanabiliyor. Örneğin; takip edilen kişinin bir gönderi paylaşması, onu seven kişiye yönelik gizli bir iletişim olarak algılanabiliyor.

    Sosyal medya platformları, karşılıklı iletişim sınırlarını muğlaklaştırarak, takıntılı düşünceleri besleyen bir alan sunabiliyor. Kişi, bir başkasının fotoğrafına sürekli bakarak, geçmiş gönderilerini analiz ederek ya da DM’lerden kendince anlamlar çıkararak, romantik bir ilişki varmış sanrısına kapılabiliyor. Bu tür bir saplantının da tehlikeli sonuçları olabiliyor. Erotomanik birey; karşısındaki kişiden gelen her mesajı, her paylaşımı, her mimiği bir aşk itirafı olarak algılayabiliyor ve gerçekte olmayan bir ilişkiye inanarak bu kişiyi rahatsız etmeye başlayabiliyor. Bu noktada sosyal medya yalnızca bir araç olmaktan çıkıp, kişinin kendi hayal dünyasını besleyen bir platforma dönüşebiliyor.

    Erotomaniye yatkın bireyler için sosyal medya kullanımı, profesyonel destek gerektiren bir noktaya ulaşabiliyor. Çünkü kişinin kendi iç dünyasındaki yalnızlık gerçeklik algısını bozarak, takip ettiği kişinin hayatına zorla dahil olma eğilimini tetikleyebiliyor. Bu nedenle, söz konusu belirtiler gösteren kişilerin çevresi tarafından desteklenmesi ve bir uzmana yönlendirilmesi kritik önem taşıyor.

    Erotomaninin belirtileri neler?
    Erotomaniye ilişkin en yaygın semptomlar şunlar:

    • Sanrısal inançlar: Kişi, karşısındaki bireyin ona aşık olduğuna dair sarsılmaz bir inanca sahiptir. Bu inanç, mantıklı açıklamalara rağmen değişmez.
    • Gizli mesajlar algılama: Birey sevildiğine dair kanıtlar arar ve karşısındaki kişinin jestlerini, sosyal medya paylaşımlarını veya genel konuşmalarını kendisine yönelik gizli mesajlar olarak yorumlar.
    • Takip davranışları: Erotomanik bireyler, aşık olduğunu düşündüğü kişiyi sürekli takip edebilir, sosyal medyada izini sürebilir veya fiziksel olarak karşılaşmaya çalışabilir.
    • İnatçı ve ısrarcı yaklaşım: Kişi, karşı tarafın ilgisini kazanmaya yönelik mektuplar yazabilir, hediyeler gönderebilir ve iletişim kurmaya çalışabilir.
    • Reddedilmeye karşı duyarsızlık: Karşı tarafın açık reddine rağmen kişi, halen sevildiğini ve sadece bazı engellerin bu aşkın yaşanmasına mani olduğunu düşünebilir.
    • Duygusal dalgalanmalar: Erotomanik bireyler, aşık oldukları kişinin ilgisizliğine ya da reddine karşı aşırı öfke, depresyon ya da mani belirtileri gösterebilir.
    • Tehlikeli davranışlar: Kişi, sevildiğine inandığı kişiye zarar verebilir ya da kendine yönelik zarar verme eğilimleri gösterebilir. Bu nedenle bazı erotomanik vakalar, stalking (ısrarlı takip) veya şiddetle sonuçlanabilir.

    Tanı nasıl konulur? Yakın çevrenin rolü nedir?
    Tanı, psikiyatristler tarafından klinik değerlendirme ile konuluyor. Hastanın sanrısal düşünceleri, geçmiş psikiyatrik öyküsü ve sosyal işlevselliği inceleniyor. Kişinin yakın çevresi de bu süreçte belirtileri fark edip, profesyonel yardım alınması için teşvik edebiliyor.

    Tedavi yöntemleri neler?
    Erotomani tedavisinde bilişsel davranışçı terapi (BDT), ilaç tedavisi ve destekleyici psikoterapi önemli yer tutuyor. Antipsikotik ilaçlar ve duygu durum düzenleyiciler de belirtileri hafifletebiliyor. Ancak tedaviye dirençli vakalarda hastanede yatılı tedavi gerekebiliyor.

    Erotomani tehlikeli olabilir mi?
    Evet, erotomanik bireyler bazen tehlikeli hale gelebiliyor. Reddedilme, saldırganlığa veya kendine zarar verme eğilimine yol açabiliyor. Stalking ve şiddet içeren olaylarla bağlantılı vakalar da olabiliyor.

    “Erotomani teşhisi konan kişiler, hayali sevgililerinin sosyal medya paylaşımlarıyla, duruşları ve vücut dilleriyle, kıyafet tercihleriyle örtük olarak mesaj gönderdiklerine inanıyor.”

    Yıkıcı sonuçlara yol açabilir
    Geçtiğimiz yıla damgasını vuran yapımlardan biriydi Baby Reindeer! Dizi, geçimini sağlamak için barmen olarak çalışsa da asıl amacı komedyen olarak istediği başarıyı yakalamak olan Donny’nin hikayesini anlatıyor. O, stand-up gösterisi için tüm kalbini ve ruhunu koysa da büyük atılımına henüz çok zaman vardır. Donny kariyeri için çabalarken bir yandan da bir süredir kendisini takıntı haline getiren tuhaf bir kadınla uğraşır. Donny’yi her gün iş yerinde ziyaret eden kadın, onu e-posta bombardımanına tutar. Genç adam, ilk başta kadın için endişelenir ancak zamanla ikisi arasındaki ilişki sağlıksız bir hal alır. Gerçek bir hayat hikayesinden yola çıkarak hazırlanan bu dizinin bir erotomani örneği olup olmadığını sorduğumuz Uzman Klinik Psikolog Merve Tokgöz, şöyle açıklıyor: “Bu dizi erotomaniye dair çarpıcı bir örnek sunuyor. Ana karakterin başına bela olan bir kadın, onun kendisine aşık olduğuna inanarak sürekli takip ediyor, mesajlar gönderiyor ve tehlikeli boyutlara varan bir takıntıya sürükleniyor. Bu hikaye, erotomanik sanrıların ne kadar yıkıcı olabileceğini gözler önüne seriyor. Aşk, insanın en güçlü duygularından biri. Ancak gerçek ile hayalin birbirine karıştığı noktada, psikolojik desteğe ihtiyaç duyulabiliyor. Erotomani; sadece bireyin değil, çevresindeki insanların da yaşam kalitesini etkileyebilen bir durum. Bu nedenle farkındalığın artırılması ve erken müdahale edilmesi gerekiyor. Eğer çevrenizde bu belirtileri gösteren biri varsa, ona destek olmanız ve bir uzmana yönlendirmeniz hayati önem taşıyor.”

    “Erotomani, her bireyde ortaya çıkabilse de bazı gruplarda daha sık görülüyor. Şizofreni, bipolar bozukluk, depresyon veya narsistik kişilik bozukluğu olan bireylerde erotomani gelişme riski daha yüksek oluyor.”

    İLGİLİ DİĞER İÇERİKLER



    CEVAP VER

    Lütfen yorumunuzu giriniz!
    Lütfen isminizi buraya giriniz


    Tam bir sebze canavarıyım

    ‘Binbir Gece’ dizisindeki rolüyle her hafta evlerimize konuk olan, sevilen oyuncu Ceyda Düvenci “bakımlı, kendini her haliyle seven ve güvenen, sağlığına dikkat eden kadınlar...

    Diyette başarısızlık yoktur, vazgeçmek vardır

    Yeni kitabı ‘Afiyetle Diyet’’in raflardaki yerini aldığı bugünlerde Uzman Diyetisyen Dilara Koçak ile bir söyleşi yaptık ve ondan stil sırlarını öğrendik...Yeni kitabınızdan biraz bahseder...

    Tek yaptığım spor oğlumla yürümek

    G.O.R.A'nın çekimleri için ne diyeceksiniz?Çekileli uzun zaman oldu! İnsan bir şey çektiği zaman hemen seyretmek istiyor ama bu filmin başına hakikaten gelmedik şey kalmadı....