Estetik operasyonlar her mevsim uygulanabilir. Ama burun dahil diğer birçok estetik ameliyatta bazı avantajlar sağladığı için en ideal zaman sonbahar ve kış aylarıdır.
Estetik dünyasında pek çok işlem artık mevsim tanımıyor. Ancak işlem sonrası sürecin sonbahar-kış aylarında daha rahat geçirildiği de bir gerçek. Çünkü genel olarak estetik ameliyatlardan sonra cilt güneşe karşı hassaslaşıyor ve 1-1,5 ay güneşten korunmak gerekiyor. Bu işlemlerin sonbahar ve kış mevsiminde yapılması, daha az ödem oluşması nedeniyle de önemli. Aynı zamanda sıcaklardan da etkilenmemiş olunuyor. Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Belma Şahin konu ile ilgili bilgiler verdi.
1- MEME ESTETİĞİ
Memeler dişiliğin sembolü olan organlar. Hem şekil hem de fonksiyonları açısından kadınlar için önemli. Memelerde ortaya çıkabilecek problemler hem sosyal hayatı hem de psikolojiyi olumsuz yönde etkileyebiliyor. Büyük göğüsler bel ağrıları, boyun fıtığı, kamburluk gibi sorunlara neden olurken kıyafet seçimi özgürlüğünü de kısıtlayabiliyor. Kişi eğer küçük göğüslere sahipse kendini yetersiz ve mutsuz hissedebiliyor. Meme operasyonları arasında meme büyütme, meme küçültme, meme dikleştirme ve meme asimetrisi yer alıyor. Meme dikleştirme ameliyatı ile kilo alıp vermeye bağlı veya hamilelikten sonra sarkmaya bağlı memede oluşan deformasyonlar giderilebiliyor.
Meme küçültme ameliyatı, büyük memelerin getirdiği birtakım sağlık problemlerini (sırt ağrısı, el bileklerinde ağrı, memelerin altında aşırı terleme, pişik ve enfeksiyon gibi) çözmek bununla birlikte kadınlarda göğüslerin görünüşünü daha estetik hale getirmek için yapılan bir ameliyat. Meme büyütme operasyonları ise kişinin vücuduna göre küçük kalan veya göğüsleri arasındaki orantısızlığı gidermek amacıyla meme protezleri kullanılarak yapılan bir operasyon. Meme ameliyatı olmayı planlıyorsanız bir plastik cerraha başvurup bilgi almalı ve muayene olmalısınız. Herhangi bir kalp damar ya da kan hastalığınızın olup olmaması; diyabet hastası olup olmamanız ve sigara kullanıp kullanmadığınız gibi durumlar önem taşıyor. Ameliyatlar sonrası bir gebelik planlayıp planlamadığınız da dikkate alınıyor. Göğüsleriniz ile ilgili beklentilerinizi, hoşunuza gitmeyen tüm ayrıntıları -irilik, asimetri, meme başlarının genişliği gibi- tüm detayları doktorunuz ile paylaşmalı ve ameliyat ile nelere çözüm bulacağınızı öğrenmelisiniz.
Meme estetiği sonrası (özellikle meme büyütme) göğüs bölgesi, yaklaşık bir hafta bandajlı kalacağı için bu operasyonun sonbaharda yapılması hasta için daha konforlu oluyor.
2- KARIN GERME (ABDOMİNOPLASTİ)
Abdominoplasti operasyonu, doğum sonrasında veya kilo alıp verme sonucunda, karın kaslarının gevşemesi nedeniyle oluşan karın bölgesindeki estetik olmayan fazla deri ve yağ dokusunun alınmasını, karın kaslarının eski gerginliğine ulaşmasını sağlayan bir ameliyat. Abdominoplasti ameliyatının ardından karın bölgesinin görünümünde oldukça anlamlı bir düzelme dikkati çekiyor. Abdominoplasti ameliyatı ile birlikte liposuction işlemi uygulanarak sırt ve bel bölgesinde incelme sağlanabiliyor. Bu ameliyat çeşitli şekillerde yapılabiliyor. Yalnızca alt karın bölgesinde hafif derecede çatlak ve sarkma olan kişilerde mini-abdominoplasti, aşırı derecede çatlak ve sarkma olan karınlarda total abdominoplasti işlemi uygulanıyor. Abdominoplasti ameliyatları ve liposuction gibi kombine işlemler ile düz bir karın bölgesi, orantılı bir bel kavisi aynı zamanda uyluk bölgesinin gerilerek daha sıkı görünmesi dolaşım bozulmadan güvenli bir şekilde sağlanması hedefleniyor. Deri altı gizli dikişler konuluyor ve daha az iz kalıyor. Abdominoplasti, hastane ortamında ve genel anestezi altında yapılan, ortalama üç saat süren bir ameliyat. Hastanede kalış süresi bir veya iki gece. Ameliyattan sonra ilk hafta sürekli, daha sonraki dönemde ise sadece gündüz korse giyiliyor. Bir-iki hafta içinde normal hayata dönülebiliyor. Dikiş almaya gerek olmuyor çünkü eriyebilen dikişler kullanılıyor. Ameliyat izi, bikini ve çamaşır içinde kalacak şekilde planlanıyor. Ancak unutulmaması gereken çok önemli bir nokta var ki bu ameliyat bir zayıflama tedavisi değil.
3 – BURUN ESTETİĞİ
Güzel burun denince eskiden herkesin aklına küçük, ucu sivri ve havada, burun sırtı kayık ve biblo gibi duran burunlar gelirdi. Şimdilerde burunla ilgili bu algı çok değişti. Günümüzde insanlar doğal, tekdüze olmayan, kişinin yüz hatlarıyla orantı içerisinde olan doğal burunları güzel buluyor. Şekil bozukluğu ile nefes alma problemi de var ise, burun estetiği ile birlikte kıkırdak, kemik ve mukozal yapılar yüz ile uyumlu olacak şekilde açı, büyüklük ve konum açısından tekrar yapılandırılıp bu bozukluklar giderilebiliyor. Özetle burun estetiği ile burnun boyutları, açıları, kıvrımları ve oranları değiştirilerek burna yeniden şekil verilebiliyor. Burun estetiği denince estetik görünüme yönelik yapılan ameliyat akla gelse de, burun nefes alma gibi hayati önemdeki ihtiyacımızı karşılayan çok önemli bir organımız. Bu sebeple özellikle estetik kaygılarla burnu nefes alamayacak kadar küçültme ve daraltma üstüne kurulu bir operasyon anlayışı artık geçerliliğini yitirdi. Burun cerrahisinde, estetik ve fonksiyon birbirinden ayrılmaz bir bütün. Burun estetiği yapılacak hastada eğer nefes alma ile ilgili bir problem ve nefes alma güçlüğü varsa, deviasyon, septoplasti, konka küçültmesi, sinüzit cerrahisi gibi nefes alma problemlerini çözmeye yönelik operasyonlar ile birlikte yapılmalı. Çoğu zaman hastalar hava yolu problemi ile birlikte başvuruyor. Buruna estetik müdahale, burnun nefes alma işlevine de katkıda bulunuyor. Normal ve doğal burundaki kıkırdak ve kemik yapılardaki açılar ve konumlandırmalar yeniden şekillendirilerek hem estetik hem de fonksiyonel sağlıklı sonuçlar alınabiliyor.
Erkeklerde ve kadınlarda burun ameliyatları farklı olmalı. Erkeğe derin burun kökü, yuvarlak burun ucu ve kavisli burun sırtı genelde yakıştırılmıyor, erkeksi görünüm için burun kökünün daha yüksek, burun sırtının daha düz ve burun ucunun daha ince olanı kabul görüyor. Kadın ve erkeğin burun ucu kalkıklığı belirleyen açılarda farklı olmalı. İlk görüşmede burun içi ve dışı ayrıntılı bir şekilde muayene ediliyor. Ek bir hastalık ve problem var ise bu aşamada tespit ediliyor (sinüzit, nazal, polip gibi), ameliyat için farklı açılardan fotoğraf çekiliyor ve bu pozlar rinoplasti ameliyatı planlanmasında kullanılıyor. Ayrıca dijital ortamda isteyen hastalar için rinoplasti sonrası görüntü hakkında fikir sahibi olmaları sağlanabiliyor. Ameliyat hastane ortamında ve genel anestezi altında uygulanıyor. Ameliyat süresi, burunla ilgili mevcut problemlere bağlı olarak iki ila üç saat arasında değişebiliyor. Sonrasında genellikle burun içine tampon ve burun üstüne termoplastik alçı konuluyor. Sadece estetik amaçlı yapılan burun estetiği ameliyatlarında tampon konmayabiliyor. Genellikle üç gün sonra olmak üzere tamponlar, yedinci günde de alçı çıkarılarak dikişler alınıyor. Sonraki aşamada üç ya da dört gün boyunca burun bandajı uygulanıyor. Hastalar isterse ameliyatın ertesi günü işine dönebiliyor ancak anestezinin verdiği bir yorgunluk hali nedeni ile tavsiye edilmiyor. Yaklaşık 10 gün sonra bir iş yemeğine katıldığınızda yeni tanıştığınız insanların sizin ameliyat olduğunuzu anlamayacağı şekilde hızlı iyileşirsiniz. Bütün estetik müdahaleler gibi burun estetiği de her dönemde uygulanabiliyor. Fakat operasyon sonrası dönemde şişliklerin artmaması ve yüzünüzde lekelenmeler olmaması için güneşten korunmak önemli. Bu nedenle sonbahar dönemi bu operasyon için en çok tercih edilen dönem.
4- YÜZ GENÇLEŞTİRME ESTETİĞİ
Özellikle son dönemlerde ameliyatsız gerçekleştirilen yüz gençleştirme estetik girişimleri oldukça revaçta… Bu girişimlere örnek verecek olursak; Ultracel (fokuslu ultrason), göz altı ışık dolgusu, kimyasal ve organik peeling ve diğer yüz dolgu uygulamaları. Lazerle leke tedavisi de bir başka uygulama. Tüm bu işlemler acısız, ağrısız ve zamandan tasarrufludur. Özellikle çağımızda zaman en önemli kavram olduğu için bu operasyonlar büyük kolaylık sağlıyor. Tabii güzelliği elde etmek de ayrı bir keyif oluyor. Bu işlemler için en uygun mevsim yine sonbahar ve kış ayları.
5- KULAK ESTETİĞİ
Kulak da burun ve diğer organlarımız gibi vücudumuzda hem fonksiyonel hem estetik bir ünite. Doğuştan ya da sonradan oluşmuş birçok değişik şekil bozuklukları görülebiliyor. Sıklıkla rastladığımız kulak problemi kepçe kulaktır. Bu estetik problemde estetik olmayan görüntü kulağın kafatası ile yaptığı geniş açı ve beraberinde kulak içi kıkırdak yapıların ve kıvrımlarının yokluğu ya da düzleşmesi kepçe kulak problemi ile birlikte görülebiliyor.
Kepçe kulak düzeltme ameliyatları için en uygun dönem okul çağı öncesi yaşları. Psikolojik açıdan etkilenilmemesi, okul döneminde arkadaşları tarafından dalga geçme konusu edilmemesi açısından öneriliyor; tabii ki bu bir kural değil. Kepçe kulak ameliyatı, hastane ortamında erişkinlerde lokal anestezi ile çocuklarda genel anestezi ile yapılıyor ve ortalama bir saat kadar sürüyor. Operasyon kulağın arkasından yapılıyor ve kulak kıkırdaklarının olması gereken kıvrımları için, içeriden kalıcı dikişler atılıyor. Kulak kepçesi doğru açıya getiriliyor ve kesi yeri alınmasına gerek olmayan gizli dikişler ile kapatılıyor.
Ameliyat sonrası hastanede kalmaya gerek olmuyor. Kulak iki gün boyunca bandajlı kalıyor. Ameliyat sonrası oluşan ödem yaklaşık 10 gün içinde çözülüyor. Kulağın son şeklini alması birkaç ay sürüyor. Kulağın görüntüsünde yapılan girişimler ile kulaktaki şekil bozukluğuyla birlikte kişinin psikolojik durumunda da düzelme gözleniyor. Son dönemlerde uygun adaylar için lokal anestezi altında sadece ip ile kesi yapılmadan kepçe kulak düzeltilmesi yapılabiliyor. Çok tercih edilen bir yöntem olmasa da avantajları ve dezavantajları hasta ile ayrıntılı konuşulup sadece kulak üst 1/3’lük kısımda kıkırdak kıvrımlarında düzleşme olan hastalarda uygulanabiliyor. Yani her kulak bu işlem için uygun olmuyor.
Dış dünya ile direkt bağlantı kurduğumuz yegane organımız gözlerimiz. Bu nedenle gözlerin estetik olarak güzel görünmesi şüphesiz ki herkes için önemli. Göz kapağı estetiği (blefaroplasti) alt ve üst göz kapağı için ayrı ayrı patolojilerin oluşturduğu sorunların tedavisini kapsıyor. Üst göz kapağında temel sorun; yıllar içerisinde meydana gelen cilt fazlalığı ve sarkmasıdır. Üst göz kapağındaki cilt fazlalığı görsel olarak yaşlı ve yorgun bir görünüme neden olurken, fonksiyonel olarak da sorun yaratıyor. Bu fazla ve gevşek dokunun göz kapağı üzerinde oluşturduğu yük, göz kapaklarını sürekli kapanma yönünde provoke ediyor. Kişiler, özellikle gazete okuma, televizyon izleme gibi bakışların hareketsiz ve sabit kaldığı durumlarda uyuklama ve uyuyakalma problemleri yaşar. Blefaroplasti ameliyatlarında göz kapakları komşu oldukları yapılarla birlikte değerlendirilmeli. Alt göz kapağı yanakla, üst göz kapağı kaş ile değerlendirilip, alt göz kapağında yağ torbacıkları varsa yanak altına yer değiştirilmesi tercih edilir. Göz kapağı estetiği bakışlarda canlanma, yorgun ifadenin gitmesi ve daha genç görünümle birlikte kişinin kendine olan güveninin artmasını sağlıyor.
6 – GÖZ KAPAĞI ESTETİĞİ
Blefaroplasti (göz kapağı estetiği) ameliyatları kaşlarda düşüklük, alın kırışıklığının söz konusu olduğu durumlarda kaş kaldırma, alın germe, şakak germe ameliyatları ile kombine edilirse; yanaklarda aşağı yer değiştirmenin söz konusu olduğu durumlarda ise orta yüz germe (yanak kaldırma) ameliyatı ile birlikte yapılırsa elde edilen estetik sonuç çok daha fazla tatmin edici oluyor. Ameliyat, üst göz kapağında kıvrım çizgisinden, alt göz kapağında kirpiklerin 2 mm altından girilerek yapılıyor, göz kapağı ve çevresindeki kesiler insan vücudunda en iyi iyileşen deri özelliğine sahip ve bu nedenle bu bölgede göz kapağı ameliyatları sonrası hiç iz kalmıyor. Alt göz kapaklarında fazla olan kırışık ve sarkmış deri gergin bir hale getiriliyor ve aynı kişide torbalanma problemi varsa bu torbalanmaya neden olan yağ yastıkçıklarına yeni pozisyon verilerek genç bir görünüm sağlanıyor. Genellikle alt göz kapağı cerrahisi genel anestezi altında, üst göz kapağı cerrahisi ise lokal anestezi altında yapılıyor. Ortalama her üst göz kapağı ameliyatı 30 dakika, alt göz kapağı ameliyatı ise bir saat sürüyor. Ameliyat sonrası sadece göz kapaklarınızın üstünde ince bantlar oluyor ve gözler kapatılmıyor, ağrı genellikle olmuyor, ödem ve morluk ortalama dört-beş gün içinde azalıyor, dikişler beş ya da yedinci günde alınıyor. Nihai sonuç ikinci-üçüncü aydan sonra belirginleşiyor.
7- PRP
PRP de günümüzde sıklıkla tercih edilen uygulamalardan. Kişinin kendisinden elde edilen kanın santrifüj edildikten sonra, trombositlerden zengin plazma kısmının alınarak tekrar hedefe yönelik yüz-boyun-dekolte-eller (anti-aging amaçlı) ve saçlı deriye (saç dökülmesini engelleme/ saçı kuvvetlendirme/ saç ekimi ardından yeni çıkacak saçların güçlendirilip devam eden dökülme mevcut ise baskılanması hedefli) uygulanmasına deniliyor. Aslında bir mezoterapi türüdür. Sadece rutin mezoterapiden farkı seansların daha aralıklı uygulanması (yüzde ve saçlı deride 15 gün-ayda bir) ve içeriğin kişinin yüz bölgesine uygulandıktan sonra birkaç gün içinde fark edilir derecede belirgin ışıltı ve canlılık kazandırması.
İki-üç hafta ara ile tekrarlanmak üzere üç-dört kez uygulanan işlem altı ayda bir tekrar şeklinde devam edebiliyor. Trombositlerden salgılanan büyüme faktörleri yavaşlamış olan hücre rejenerasyon hızını arttırıyor. Cilt altı kolajen yapımı ilerleyen zamanla birlikte giderek daha belirginleşiyor ve cilt daha sıkı ve canlı bir görünüme kavuşuyor.
Saçlı deride uygulanan işlem 15 gün veya ayda bir aralıklarla başlanıp dört-altı seans şeklinde uygulanıyor. Özellikle saç ekimleri sonrası saç büyüme hızının artması ve yeni saçların daha sağlıklı uzamasını sağlıyor.
8- LIPOSUCTION
Liposuction işlemi kalça, karın, göğüs yanaklar, çene altı, boyun, kollar, sırt, bel, basen, uyluk ve dizlerin iç kısımları başta olmak üzere yağların yoğun olarak biriktiği bölgelere uygulanıyor. Ameliyattan sonra tekrar bir kilo alımı gündeme geldiğinde uygulama yapılan bölgeler eskiden olduğu kadar yağ depolamıyor hatta diğer vücut alanları ile orantılı bir yağ dağılımı oluyor. Bu sonuç vücut şekillendirmede arzu edilen bir sonuç. Liposuction, vücudun belirli bölgelerinde depolanan yağ dokularının deri üzerindeki küçük bir delikten bir kanül kullanılarak negatif basınç yoluyla vücuttan dışarı alınmasına deniliyor. Liposuction bir zayıflatma ameliyatı değil, vücudu yeniden şekillendirme ameliyatı. Liposuction sanıldığı gibi şişmanlık tedavisinde uygulanan bir tedavi şekli değil, aksine bölgesel sorunları düzeltme ameliyatı.
Cilt üzerinde açılan delikler kanülün girebilmesine yetecek büyüklükte olup 3-4 mm uzunluğunda oluyor. Bu deliklerin giriş yerleri vücuttaki kıvrım yerleri ya da mayo içi gibi gizli kalan yerlerden açılıyor ve birkaç ay sonra iz kalmayacak şekilde iyileşiyor. Liposuction ameliyatı sırasında kullanılan özel solüsyonlar sayesinde ciddi kan kaybı olmuyor ve ameliyat sonrası fazla ağrı hissi yaşanmıyor.
Sıklıkla yüzeyel mekanik liposuction ve lazer liposuction yöntemi ile vücuttan yağ alımı gerçekleştiriliyor. Yüzeysel liposuction’da uygulanacak bölgeye özel hazırlanmış sıvılar verildikten sonra bölgeye göre 2–4 mm’lik kanüllerle yüzeyden derine doğru yağ emilimi yapılıyor. Lazer liposuction (lazer lipoliz) işlemi fotomekanik, fototermal ve fotostimülasyon olmak üzere başlıca üç etki ile gerçekleşiyor. Fotomekanik etki: Lazer liposuction’da lazer ışığının kanülden çıktığı bölgedeki yağ hücrelerinin zar bütünlüğü bozuluyor, yağ hücreler arası alana akıyor. Bu içerik istenirse doğal yollardan vücudun dışarı atması için o bölgede bırakılabiliyor ya da bir kanül yardımıyla düşük bir basınçla emilerek dışarı alınabiliyor. Fotomekanik etkinin oluştuğu alanın dışındaki alanda fototermal etki meydana geliyor. Fototermal etki ile bu bölgedeki küçük damarlarda koagülasyon oluşuyor. Bu etki ile işlem sırasında ya da sonrasında kanama engellenerek morarmanın az olması sağlanıyor. Fototermal etkinin oluştuğu alanın hemen dışında kalan alanda ise fotostimülasyon etkisi yaratıyor. Fotostimülasyon etkisi ile bu alanlarda kolajen sentezi uyarılarak yeni bağ dokusu oluşumu sağlanıyor ve ciltte belirgin bir toparlanma, gerilme elde ediliyor.
Lazer liposuction işlemi ile lipoliz ve cilt sıkılaştırma işlemi aynı seansta yapılabiliyor. Lazer lipoliz ve liposuction, birkaç bölgesinde az veya orta düzeyde yağ fazlalığı, boyun ve yüz cildinde gevşeklik, çene altında yağlanma, kol içinde yağlanma, bacak içinde yağlanma ve ciltte gevşeklik olan kişilerde, erkekte meme büyümesi-jinekomasti operasyonlarında ve koltuk altı terlemesinin kalıcı olarak giderilmesinde daha sıklıkla tercih ediliyor.
9 – BOYUN ESTETİĞİ
Çene altındaki dolgunluk halk diliyle “gıdı” çok genç yaşlarda bile ortaya çıkabilen, estetik açıdan rahatsızlık veren bir problem. Yaşla beraber çene ovali şekli bozuluyor, gerginliğini kaybediyor. Boyun bölgesindeki elastikiyet kaybı ve ciltte sarkma gibi etkiler de yaşı olduğundan fazla gösteriyor. Boyun estetiği ameliyatları boyun bölgesinde ortaya çıkan yaşlanma bulgularının en etkili ve kalıcı biçimde tedavisini sağlıyor. Boyun bölgesinde yaşlanma sonucu ortaya çıkan deformasyonların şiddeti ve tipleri farklılık gösterebiliyor. Hastaların çoğunda yaşa ve genetik özelliklere bağlı olarak bu deformiteler belli oranda mevcut. Eğer boyun bölgesindeki dolgunluk ve gıdıya yol açan fazla yağlar ise lokal anestezi ile liposuction uygulanarak buradaki yağ hücreleri tamamen alınıyor. Liposuction haricinde lazer lipoliz ya da vaser liposuction teknikleri kullanıldığında daha hızlı iyileşme elde ediliyor. Biriken fazla yağlar, çene altından açılan küçük bir kesiyle lazer ya da vaser uygulanarak eritildikten sonra tamamen vücuttan çekiliyor. Ciltteki sarkık görüntü ısı etkisiyle sıkılaştırılıyor. Aşırı kas ve deri gevşemesi olan kişilerde kulak arkasına yapılan 1-2 cm’lik kesilerle uygulanan boyun askısı iyi sonuç veriyor. Lokal anestezi ile boyun askı işlemi yaklaşık 20-30 dakika sürüyor. Ameliyat tercih etmeyen kişiler için Ultracel Focus’lu ultrason iyi bir alternatif.
10- DUDAK ESTETİĞİ
Estetik operasyonlar ile ince dudaklar otojen dokularla dermofat greft ya da yağ greftleri gibi ya da doku ile uyumlu hyalüronik asit bazlı dolgu maddeleri ile kalınlaştırılabiliyor, çok kalın dudaklar inceltilebiliyor, ileri yaşlarda görülen dudak kenarlarındaki aşağı sarkmalar cerrahi işlemler ile düzeltilebiliyor. Dudaklar yüzümüzün estetik görünüşünde önemli rol oynuyor. Dolgun, diri, kırmızı dudaklar yıllarca kadınların çekiciliklerinin önemli unsuru olarak kabul edildi. Dudak konturları enjekte edilebilen materyaller ya da kalıcı makyaj ile belirginleştirilebiliyor. Plastik cerrahi, ağız ve dudak çevresindeki kırışıklıklardan kurtulma, ince dudakları dolgunlaştırma ya da dudaklar aşırı dolgunsa istenilen seviyede dudakları inceltme imkanı sunuyor. Böylece yüzünüzün daha hoş, daha çekici ve genç bir ifadeye sahip olması sağlanabiliyor. Dudak çevresindeki kırışıklıklar kolajen ya da hyalüronik asit enjeksiyonu ile ya da uygun vakalarda lazer uygulamaları ile giderilebiliyor. Kusura doğru teşhis, problemi doğru tanımlamak estetik sonucu kendiliğinden getiriyor.
Formsanté 2015 – Kasım sayısı
Deran Çetinsaraç