Hayatınıza yeni bir bakış açısı katmak, kendinizi geliştirmek ve dönüştürmek istiyorsunuz. Hatta bunu yaparken bu olumlu değişimi başkalarıyla da paylaşmak… Son dönemin popüler mesleği koçluk tam da böyle bir alan. Koçluk eğitimi almak ya da iyi bir koçtan yardım almak yaşamınıza yeni bir soluk getirebilir. Koçlukla ilgili merak ettiklerimizi Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF) Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Beyza Erdem Balcı‘ya sorduk. İşte profesyonel koçlukla ilgili bilmeniz gereken her şey…
Koçluk tam olarak nedir ve hangi ihtiyaçlara cevap verir?
Koçluk, bireylerin kişisel ve profesyonel potansiyellerini keşfetmelerine ve en üst düzeyde kullanmalarına yardımcı olan, düşünmeye ve çözüme odaklı bir gelişim sürecidir. Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF) tarafından tanımlandığı şekliyle koçluk; günümüzün belirsiz ve karmaşık ortamlarında özellikle önemli olan, kişisel ve mesleki potansiyeli en üst düzeye çıkarmak için ilham veren, düşünmeye teşvik eden ve yaratıcı bir süreçte müşteri ile ortaklık ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Kişilerin kendi yanıtlarını bulmalarını destekleyen, yargısız ve gizliliğe dayalı bir iş birliğidir. Koçluk, bir danışmanlık ya da terapi değildir. Koç, danışanına tavsiye vermez ya da geçmiş travmaları çözmeye çalışmaz, danışmanlık yapmaz. Bunun yerine, doğru sorularla danışanın kendi içindeki cevaplara ulaşmasını kolaylaştırır. ‘Şimdi’ ve ‘burada’dan başlayıp geleceğe odaklanır. Dolayısıyla koçluk şimdi ve buradadan alıp geleceğe odaklanan, yapılandırılmış bir sistemdir.
Günlük hayatın stresi, karar verme güçlüğü, motivasyon eksikliği gibi sorunlarda koçluk nasıl bir rol oynar?
Günlük yaşamda hepimiz zaman zaman stres, belirsizlik, yön kaybı ya da motivasyon düşüklüğü gibi zorluklarla karşılaşabiliriz. Koçluk süreci, bu gibi durumlarla başa çıkmakta güçlü bir araçtır. Az önce de tanımına yer verdiğimiz gibi, profesyonel koçluk, günümüzün belirsiz ve karmaşık ortamlarında özellikle önemli olan, kişisel ve mesleki potansiyeli en üst düzeye çıkarmak için ilham veren, düşünmeye teşvik eden ve yaratıcı bir süreçte müşteri ile ortaklık ilişkisi olarak tanımlanır. Koçluk, özellikle değişim ve belirsizlik dönemlerinde doğabilecek stresin birey için tetikleyici unsurlarının keşfedilmesine, bu farkındalık ile bugün ve sonrası için ulaşılması istenen halin tanımının yaparak, önceliklerini belirlemesine ve ihtiyaçları doğrultusunda tanımladığı denge haline ulaşmasına olanak sağlar. Karar verme süreçlerinde, bireyin seçeneklerini netleştirmesini, değerlerini fark ederek içsel pusulasını devreye alarak yol almasına eşlik eder. Motivasyon eksikliğinde, bireyin hedeflerini yeniden gözden geçirmesi, içsel motivasyon kaynaklarını keşfetmesi ve harekete geçmesi için ihtiyaçlarının adını koymasına ve ihtiyacdı olan cesaret ile temas ederek, gelişmesine imkân sunar. Koçluk, bireyin kendini daha iyi tanımasına, hedeflerine odaklanmasına ve bu hedeflere ulaşmak için somut adımlar atmasına yardımcı olur. Bu süreçte kişi, hem kendi içsel kaynaklarına ulaşır hem de yaşamında daha bilinçli, dengeli ve tatmin edici kararlar almaya başlar.
ICF tarafından koçlar için tanımlanan uluslararası geçerliliği olan koçluk ünvanları nelerdir? Ünvanlara sahip olmak için aranan şartlar nelerdir?
Koçluk yalnızca bireysel gelişim için değil, organizasyonlar için de somut sonuçlar doğuran bir süreçtir. Dünyada birçok büyük şirket, profesyonel koçluk desteği alarak çalışan bağlılığını, liderlik gelişimini ve performansı artırdığını görüyoruz. Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF), koçluk alanında en yaygın kabul gören akreditasyon kurumlarından biridir. ICF, koçları üç farklı seviyede ünvanlandırılmaktadır. Federasyon olarak verdiğimiz Associate Certified Coach (ACC), Professional Certified Coach (PCC) ve Master Certified Coach (MCC) olarak koçluk ünvanı bulunmaktadır. Bu ünvanlardan ilki olan ACC (Associate Certified Coach) olabilmek için, en az 60 saat ICF onaylı koçluk eğitimi almak, minimum 100 saat koçluk deneyimi kazanmak, 10 saat mentör koçluk almak ve ICF tarafından belirlenen koçluk yetkinliklerini ölçen sınavı geçmek gerekir. Diğer ünvanlar için bu kriter seti artarak devam eder, eğitim saati 200’e kadar, koçluk deneyimi 2500 saate kadar devam eder. Her seviye için özel yapılandırılmış değerlendirme sınav ve sistemleri bulunmaktadır. Tüm süreç ve adımlar başarı ile tamamlandığında koçluk ünvanı almaya hak kazanılır. Bu ünvanlar, koçların profesyonel yeterliliklerini ve etik standartlara bağlılıklarını gösterir.
Koçluk alan kişi gerçekten fark yaratıyor mu?
Şunu söyleyebilirim ki gerçek değişim için ICF tarafından akredite edilmiş bir koçluk eğitiminden geçmiş profesyonel bir koç ile çalışılması önemlidir. Profesyonel koçlar, etik kurallar çerçevesinde çalışarak güvenli, gizli ve yargısız bir alan yaratmayı taahhüt eder.
Kişinin önce kendisine şunu sorması gerekir. “Bir türlü içinden çıkamadığım bir durum oldu mu?” İşte bu noktada ihtiyacınız olan şey, sizi yargılamadan dinleyecek, potansiyelinizi açığa çıkaracak bir yol arkadaşıdır. Bu kişi profesyonel ve etik bir yaklaşımla bu hizmeti alan kişi için güvenli bir alan oluşturmalıdır. Bu yaklaşım koçluk alanın gerçekten kendini açabileceği bir alan yaratmasını sağlar. “Dinlenmek” ile “gerçekten duyulmak” arasındaki fark burada başlar. Eğitimli bir koç, danışanın kalıplaşmış düşüncelerini fark etmesine, güçlü sorularla kendini yeniden tanımasına yardımcı olur. ICF eğitimlerini alan bir koç kullandığı tekniklerle “yüzeydeki sorunun” altındaki gerçek ihtiyaçların keşfedilmesine eşlik eder. Koçluk sadece keşfetmeyi değil, harekete geçmeyi de içerir. Profesyonel bir koç, koçluk alan kişiyi kendi yol haritasını çizecek şekilde destekler. Koçluk bir lüks değil, bir ihtiyaçtır. Herkes güvenle sizi taşıyacak o alanı kuramaz. Eğitimli bir koç, aynadır, pusuladır, yoldaştır.
ICF’in vaka bazlı araştırmalarına göre, koçluk alan yöneticilerin yüzde 70’i liderlik yetkinliklerinin geliştiğini belirtiyor. Koçluk programlarına yatırım yapan şirketlerin yüzde 86’sı yatırım geri dönüşünün en az 6 kat arttığını bildiriyor. Koçluk alan çalışanların yüzde 80’i daha yüksek iş tatmini yaşadıklarını ifade ediyor. Rakamlar kurumsal koçluğu verimlilikte yüzde 53, kalitede ise yüzde 48 artış sağladığını gösteriyor. Bireysel koçluğa kıyasla takım koçluğu 3 kattan fazla yatırım getirisi oluşturuyor. Koçluk hizmeti koçluk kültürünü güçlendiriyor ve çalışan bağlılığını beraberinde getiriyor. İnsan kaynakları profesyonellerinin en çok üzerinde durduğu konulardan ikisini, “yetenek kazanmayı” ve “yeteneği elde tutmayı” koçlukla sağlamış oluyoruz.
Kendi mesleğini sürdürürken koçluk eğitimi alan biri, bu bilgiyle neler yapabilir? Örneğin bir doktor, diyetisyen, psikolog, estetisyen ya da eğitmen koçluk bakış açısını mesleğine nasıl entegre edebilir? Bu yaklaşım, danışanlarına nasıl ek faydalar sağlar?
İş dünyası artık kırılganlık, anksiyete, doğrusal olmama, anlaşılmazlık dünyası olarak tanımlanıyor. Empati, stres altında yaratıcı olma, değişikliklere hızlı adaptasyon ve içgörü kavramları çok önemli hale geliyor. Koçluk tam da bu alanlarda işbaşında. Liderlerin ve yöneticilerin bu ortamlarda daha sağlam durmalarına, kendi ve ekibinin ihtiyaçlarını keşfederek daha net adımlar atmalarına olanak sunuyor. Koçluk becerileri mesleğe katılan görünmeyen bir güçtür aslında. Koçluk eğitimlerini özellikle beyaz yakalı iş dünyası profesyonelleri tercih ediyor ve eğitimin katkısını bizzat deneyimliyor. Koçluk eğitimi bireylerin öncelikli olarak kendilerini derinlemesine tanımalarına ve bu farkındalıkla kendi hayatlarının ve işlerinin daha bilinçli ve niyetli bir noktadan ilerlemesini, problem çözümü ve çözüm alternatiflerinin oluşturulmasını kolaylaştırıyor. Kurumsal koçluğun verimliliği artırdığını, çalışan bağlılığını güçlendirdiğini de biliyoruz.
Öte yandan koçluk eğitiminin sadece beyaz yakalı çalışanda değil pek çok meslek dalında katkı sağladığını görüyoruz. Örneğin koçluk eğitimi almış bir hekim yalnızca hastalığı tedavi eden değil, hastasını bütünsel şekilde gören bir yaklaşıma geçmesini sağlayabilir. Ya da bir diyetisyen danışanının iradesini değil, potansiyelini güçlendirmeyi hedefleyerek mesleğinde fark yaratabilir. Bir estetisyen dış görünümle ilgili çalışmalar yaparken danışanın beden algısı, özgüveni, kendini ifade ediş şekli gibi konularda koçluk yapabilir. Veya bir öğretmen öğrencilerinin öğrenme stillerini, hedeflerini ve motivasyonlarını keşfetmelerine destek olabilir. “Anlatan” değil, “ilham veren” bir eğitmen profiline imkân tanır. Örnekleri artırmak mümkün. Aslında her meslek bir sanattır. Ama bir sanatçının farkı, kullandığı fırça kadar nasıl baktığıyla da ilgilidir. Koçluk eğitimi, mesleğinizin içine yeni bir göz, yeni bir nefes ve yeni bir yön katabilir.
Koçluk moda mı, ihtiyaç mı? Giderek popülerleşen bu alan geçici bir trend mi yoksa çağın ruhuna uygun bir gelişme mi?
ICF için en çarpıcı sorulardan biri de bu. Çünkü koçlukla ilgili dışarıdan bakıldığında bazen şu düşünce oluşabiliyor: “Herkes koç oldu!”, “Yeni moda bu mu şimdi?”, “Gerçekten işe yarıyor mu?” Günümüz insanı artık sadece hayatta kalmak değil, kendini gerçekleştirmek istiyor. Yani bireyselleşen dünyada “kendine dönme” İhtiyacı duyuyor. Yalnızlık ve bağ kurma İhtiyacı artıyor. Yaklaşık 1 milyon kişinin katıldığı halk oylamasında “2024 Yılının Kelimesi” “kalabalık yalnızlık” olarak seçildi. Dijital çağda hep bağlıyız ama aslında daha yalnızız. Koçluk, yargısız bir tanıklık ve güçlü bir bağ sunarak bu boşluğu dolduruyor. Yalnızlığın hissedildiği en önemli ortamlardan biri de iş yerleri. Yüksek rekabetçi ortam ve tempoda çalışanlar kendilerini diğer çalışanların arasında yalnız hissediyorlar. “Türk Dil Kurumu’nun yılın kelimesi ilan ettiği ‘kalabalık yalnızlık’ kavramı da tam bu durumu açıklıyor. Çağdaş insan dijital ya da fiziksel anlamda kalabalıkların parçası olsa da her geçen gün daha fazla içsel bir kopukluk ve yalıtılmışlık hissiyle yaşıyor. İşte bu noktada koçluk iş başında olmalı. Koçluk uluslararası standartlara göre uygulanıyor, kişinin öz kaynaklarını ortaya çıkarıp, sorumluluk aldıran bir sürece dönüştürüp gerçek ve derin bir farkındalık sağlıyorsa o zaman bu çağın ruhuna uygun bir ihtiyaçtır demek hiç de yanlış olmaz.