Bali’ye taşınan Bennu Gerede, bu ay konuk yazar olarak bizimle. Yeni hayatını, değişimini ve sporun yaşamındaki yerini anlattı.
Fotoğraflar: Selen Şanlı
Bali’ye taşınmadan önce boynumdaki fıtıktan dolayı omzuma vuran çok can sıkıcı bir ağrı vardı. Dolayısıyla uzun bir süre spordan uzak kaldım. Maalesef 40 yaşından sonra metabolizma bir anda yavaşlamaya başlıyor ve eskisi kadar ne kilo verebiliyorsun ne de kaslarını kolayca şekle sokabiliyorsun. Bir de üstüne üç sene önce vejeteryan oldum ve tabii ki ilk başladığında karbonhidrata saldırı fazlaydı yani anlayacağınız en fit zamanım sayılmazdı hem yaşça, hem de sakatlıklar yüzünden. Ama şu gerçeği anladım ki asla spora ara vermemek lazım. Verdiğin an, hele bir kadın ve ‘olgun’ bir kadın olarak imkansız, yoksa çok hızlı bir şekilde çöküş başlıyor.
Bali’ye gelince bir şekilde halledeceğimi düşündüm. Burası bir cennet; yogası, meditasyonu, sörfü, masajı hepsi de çok uygun fiyatlarla sunuluyor. Hemen yoga yapacağım yeri belirledim ve haftanın birkaç günü gitmeye başladım. Aynı zamanda bisiklet ile plaja gidip yaklaşık bir saat sahilde yürüdükten sonra fark ettim ki ne gücümü artırmak için ne de forma sokmam için maalesef yetmiyordu bu hareketler. Ağrım duruyordu hatta daha da kötü oldu ama buna rağmen bizim evin yakınlarında bir CrossFit merkezi gözüme çarptı. Açıkçası tam ne olduğunu bilmeden bir anda kendimi bir sürü fit, kaslı adam ve kadının arasında buldum!
CrossFit nedir diye sorarsanız size en kolay şekilde açıklayım; CrossFit hayatın temel hareketlerinden ilham almıştır. Yüksek yoğunlukta gerçekleştirilen çeşitli işlevsel hareketlerdir. Fonksiyonel hareketlerden yola çıkar. Bunlar; jimnastik, halter halatı, koşu, kürek çekme ve daha pek çok yönünü yansıtır. Yani bir nevi bir “Survivor’ da buldum kendimi!
Başta korktum ama ağrılarıma rağmen kesinlikle kilo almak istemiyordum ve eski gücümü özlüyordum. Onun için kendime tam güç verdim. İlk başta nasıl güçsüzdüm ve kendimden utanıyordum fakat bir mazim vardı… O durumdan dolayı kendimi biraz affettirebiliyordum ama gün geçtikçe, eğitime katıldıkça güçlendim. Fakat dediğim gibi ara asla vermemek lazım!
CrossFit, yoga, bisiklete binmek, yüzmek, plajda yürümek yetmiyormuş gibi bir de hasret kaldığım ata binmek olayı tekrar belirledi hayatımda. O da Kai sayesinde… Zaten İstanbul’da eğitime gidiyordu, burada tekrar binmek istedi, iyi de bir vesile oldu benim için, özlemişim gerçekten…
Ama bir gerçek var ki ne kadınlığından vazgeçeceksin, ne insanlığından, ne de kendi özünden. Yaşın ilerledikçe de gücünü doğru yerde harcayıp, doğru şekilde kullanacaksın.
