Aylardır hayatımızın bir parçası olan koronavirüsle karşılaşıp karşılaşmadığınızı merak ediyorsanız, birçok sağlık kurumunda uygulanan PCR ve antikor testleriyle aklınızdaki soruların cevabını bulabilirsiniz. Koronavirüs (Covid-19) şüpheniz varsa hangi testleri yapmalısınız? İşte Koronavirüs (Covid-19) şüpheniz varsa bu problemi çözecek testler…
Geçtiğimiz üç buçuk ay boyunca her tür önlemi aldınız ve koronavirüs ile karşılaşmadınız. Ya da öyle sanıyorsunuz! Çünkü birçok kişinin fark etmeden enfekte olup, bu rahatsızlığı hafif atlattığı biliniyor. Son günlerde uygulanan birtakım testler de işte bunun cevabını veriyor. Toplumda merak edilen PCR ve antikor testleri hakkında bilgi aldığımız VM Medical Park Bursa Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Ekici, “Klinik şikayetleri olan hastalara öncelikle PCR testi yapılması gerekiyor. Hastalık belirtisi olmayan (asemptomatik) vakalarda ve toplum taramasında antikor testleri kullanılabiliyor. Asemptomatik, fark edilmeden geçirilmiş, hastalık IgG antikorları pozitif bulunan kişiler ise immünplazma yönünden değerlendirilebiliyor. Bu grupta, PCR testinin mutlaka negatif olması şartıyla serum verilebiliyor” diyor.
COVID-19 (SARS-COV-2) ENFEKSİYONU
Koronavirüsler; toplumda yaygın görülen, kendi kendini sınırlayan, hafif seyirli solunum yolu enfeksiyonlarından sorumlu virüsler olmakla birlikte, ağır seyirli akut solunum yetmezliğine de yol açan geniş bir virüs ailesini ifade ediyor.
COVID-19 hastalığının kaynağı kesin olmamakla birlikte, vahşi hayvanlardan insanlara geçtiği düşünülüyor. “Halsizlik, öksürme, hapşırma ile saçılan damlacıklarla ve bu damlacıklara temasla geçtiği düşünülüyor” diyen Dr. Ekici, şöyle devam ediyor: “Hastalık belirtisi olmayan kişilerin solunum yollarında virüs tespit edildiğinde, bunlar da bulaşıcı oluyor. Asemptomatik kişiler ise ancak tarama testleriyle tespit edilebiliyor. COVID-19 hastalığının laboratuvar tanısı için PCR testleri ve antikor (serolojik) testleri uygulanıyor.”
PCR TESTLERİ
Bu testler; hastalığın ilk döneminde, vücutta daha antikor oluşmadığı dönemde yapılıyor. Hastanın boğaz, burun ve genzinden sürüntü alınarak uygulanıyor. Pozitif değer, kesin tanı olarak kabul ediliyor. Negatif bulunması ise hastalığı dışlamıyor. Diğer hastalık bulgularıyla değerlendirilip, gerekirse ikinci kez sürüntü alınarak test yapılıyor.
ANTİKOR TESTLERİ (SEROLOJİK TESTLER)
COVID-19 hastalığını semptomatik veya asemptomatik geçirenlerde bir süre sonra kan (IgM, IgA, IgG) yapısında antikorlar oluşuyor. Hastalığın erken döneminde yeterli antikor oluşmadığında, bu testler erken dönemde tanı amaçlı kullanılmıyor.
– IgM antikorları, hastalığın altıncı-yedinci gününden sonra pozitifleşmeye başlıyor. Genellikle 10’uncu günde belirgin hale geliyor. IgM antikorları, kişinin virüsle karşılaştığını ve hastalığı geçirmekte olduğunu gösteriyor.
– IgG antikorları, hastalığın ikinci haftasında, genellikle 10-14’üncü günlerinde tespit edilmeye başlanıyor. Bu antikorlar, hastalığa karşı bağışıklığı gösteriyor.
– IgA antikorları da kanda tespit edilebiliyor. Ancak rutinde, teşhiste sık kullanılmıyor.
– Serolojik (antikor) testleri (IgM, IgG, IgA) kandan bakılıyor. Bu testler, ELISA veya hızlı kart test yöntemiyle yapılabiliyor.
BAĞIŞIKLIK PASAPORTU NEDİR?
Bazı devletler, COVID-19 antikoru pozitif olan kişilere “risksiz sertifika” veya “bağışıklık pasaportu” düzenlemeyi planlıyor. Sosyal hayata ve işe dönüşte ya da seyahatlerde bu sertifikanın kullanılması düşünülüyor. Ancak Dünya Sağlık Örgütü, COVID-19 geçiren ve antikor gelişen kişilerde bu antikorların yeterli koruyuculuk sağlayamayacağı, koruyuculuk için yeterli kanıt olmadığı konusunda uyarıda bulunuyor.
ANTİKORLARIN KORUYUCULUK SÜRESİ BİLİNMİYOR
Bugünkü verilere göre, hastalığı geçiren kişilerde gelişen antikorların koruyuculuk süreleri kesin olarak bilinmiyor. Ancak hastalığı geçirip zayıf antikor gelişenlerde veya antikor oluşturmayanlarda tekrar hastalığa yakalanma ihtimali oluşabileceği ancak hafif seyirli olabileceği düşünülüyor. Dr. Mustafa Ekici, serolojik testlerin tarama amaçlı, toplum bağışıklığını tespit etmek için yapılabileceğini belirterek, “Asemptomatik kişileri serolojik testlerle tespit ederek, toplumdaki yaygınlık oranı saptanabiliyor. Mevcut kullanılan antikor testlerinin performansları, üretici firmanın verdiği bilgilerle sınırlı kalıyor. Testlerde yalancı pozitif veya yalancı negatif sonuçlar olabiliyor” diyor.
Dr. Ekici, konuyla ilgili olarak şu bilgileri paylaşıyor:
• Klinik şikayetleri olan hastalarda öncelikle PCR testi yapılması gerekiyor.
• Asemptomatik vakalarda ve toplum taramasında antikor testleri kullanılabiliyor.
• Asemptomatik, fark edilmeden geçirilmiş, hastalık IgG antikorları pozitif bulunursa immünplazma yönünden değerlendirilebiliyor. Bunlarda, PCR testinin mutlaka negatif olması şartıyla serum verilebiliyor.
Hazırlayan: Ayşegül Uyanık Örnekal